Eşine benzin döküp yakan koca tutuklandı
Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde, eşi Güllü Yılmaz'ı (30) üzerine benzin dökerek ateşe veren Can Yılmaz(35), tutuklandı. Ağır yaralı kaldırıldığı hastanede 12 gün süren yaşam savaşını kaybeden Güllü Yılmaz ise toprağa verildi.
Olay, 17 Ekim günü Ergani ilçesi Aziziye Mahallesi'nde meydana geldi. Uyuşturucu bağımlısı olduğu öne sürülen 3 çocuk babası Can Yılmaz, eşi Güllü Yılmaz ile tartıştı. Yılmaz, evde bidonda bulunan benzini kızı Zeynep ve eşi Güllü'nün üzerine döküp ateşe verdi. Kendi üzerine de bir miktar benzin döken Can Yılmaz, çakmağı çaktı. Güllü Yılmaz, alevler içinde kendisini ikinci kattaki evlerinin penceresinden boşluğa bıraktı.
Feryatları duyan komşuları, polis, itfaiye ve sağlık ekiplerine haber verdi. Gelen itfaiye ekipleri, evdeki alevleri söndürdü. Vücutlarında yanıklar oluşan Yılmaz çifti ile kızları Zeynep, Ergani Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Durumu ağır olan Güllü Yılmaz, ilk müdahalesinin ardından Dicle Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edildi. Tedavileri tamamlanan Zeynep Yılmaz akrabalarının yanına yerleşirken, Can Yılmaz gözaltına alındı.
Yoğun bakım ünitesinde tedaviye alınan Güllü Yılmaz, doktorların tüm müdahalesine karşın dün hayatını kaybetti. Otopsinin ardından cenazesi yakınlarına teslim edilen 3 çocuk annesi Ergani'nin Yolbulan Mahallesi'nde gözyaşlarıyla toprağa verildi.
Taburcu edildikten sonra gözaltına alınan Can Yılmaz ise sevk edildiği adliyede nöbetçi mahkemece tutuklanarak cezaevine konuldu.
Görüntü Dökümü
-------------
-Dicle Üniversitesi
-Acil servis
-Can Yılmaz'ın fotoğrafı
-Güllü Yılmaz'ın fotoğrafı
Haber-Kamera: Esat TAŞTEKİN/ DİYARBAKIR,(DHA)
=======================
Babaanne konuştu: Torunumun annesi uyuşturucu bağımlısı
Almanya'dan geldiği Bursa'da, 11 aylık Nazar'ı babası Umut K.'nin (24) kaçırdığını iddia ederek, sosyal medyadan yardım isteyen Rebecca Sillaber (24), Almanya'da gündem oldu. Umut K.'nin annesi Hanife K. (54) ise "Rebecca Sillaber uyuşturucu kullandığı için torunuma Almanya'da sosyal hizmetler el koyacaktı. Bu nedenle Türkiye'ye geldi. Nazar'ın elinden alınacağını bile bile Almanya'ya gitmek istemesi üzerine böyle bir olay gerçekleşti" dedi.
Almanya'da yaşayan Umut K., birlikte olduğu Rebecca Sillaber ve 11 aylık çocukları Nazar'la birlikte Ağustos ayında Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesine geldi. Çift burada yaklaşık 1 ay Umut K.'nin annesi Hanife K.'nin evinde kaldı. Ancak daha sonra Umut K., Nazar'ı da alıp, kayıplara karıştı. Rebecca Sillaber de Mustafakemalpaşa İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne giderek, şikayetçi oldu. Sillaber ifadesinde, "Türkiye'ye evlenmeye geldik ama burada yaşayamayacağımı anlayınca, gitmek istediğimi söyledim. Çarşıda gezerken tuvalete gittim, Umut çocuğumu alarak kayıplara karıştı" dedi.
'REBECCA UYUŞTURUCU KULLANDIĞI İÇİN ALMANYA'DAN KAÇTI'
Olayın ardından Almanya'ya dönen Rebecca Sillaber, sosyal medya hesaplarından ağlayarak yayınladığı videosunda, Nazar'ın bulunması için yardım istedi. Ülkesinde gündem olan anne, çok sayıda Alman yayın organında haber oldu.
Umut K.'nin annesi Hanife K. ise Demirören Haber Ajansı (DHA) muhabirine, yaptığı açıklamada, Rebecca Sillaber'in Türkiye'ye tatile gelmediğini savunarak, "Rebeca uyuşturucu bağımlısı, hatta satıcılıktan soruşturması da var. Bu nedenle Almanya Sosyal Hizmetler Kurumu, Nazar'ı annesinin elinden alacaktı. Bunun üzerine Rebecca bana mesaj atarak, sosyal hizmetlerin her şeyi bildiğini belirtti. Daha sonra hiç parasının olmadığını, torunum Nazar'ın makarna yediğini, annesiyle de kavga ettiğini söyledi. Ama Rebecca'nın uyuşturucu madde kullandığını, bu nedenle Türkiye'ye gelmek istediğini öğrendim. Daha sonra Rebecca ile oğlum Umut, Türkiye'ye yerleşmek istediklerini söylediler. Yanımıza geldiler. İlk başlar iyi gidiyordu. İkinci hafta kriz geçirmeye başladı. Çocukla hiç ilgilenmiyordu, kavga çıkarıyordu, sürekli geziyordu" dedi.
'HAMİLELİĞİ SIRASINDA BİLE UYUŞTURUCU KULLANMIŞ'
Rebecca Sillaber'in uyuşturucu bağımlısı olduğunu iddia eden Hanife K., "Yıllardır uyuşturucu kullanıyor. Bir yıldır oğlumla birlikte oturuyor. Hamileliği sırasında bile uyuşturucu kullanmış. Bunların hepsi doğumda çıkınca sosyal hizmetler olay el koydu. Haftanın 3 günü Rebecca ve torunum sosyal hizmetlerin gözetimi altındaydı" diye konuştu.
Umut K.'nin, kızıyla gittiği sabah Rebecca'nın telefonla konuşmasını duyduğunu söyleyen Hanife K. şunları söyledi:
"Oğlum Rebecca'nın annesiyle konuştuğunu, saat 16.00 sıralarında annesinin tanıdıklarının Rebecca'yı İstanbul'dan alacağını duymuş. Telefon konuşmasından sonra Rebecca kendisinin ve Nazar'ın eşyalarını topladı. Oğlum Rebecca'ya çok yalvardı. Almanya'ya döndüğü takdirde Nazar'a Sosyal Hizmetler Kurumu'nun el koyacağını söyledi. Ama Rebecca bunu umursamadı. Bu sırada Almanya'dan bana para yatmıştı. Ben de onları çarşıya gönderdim, hem parayı çeksinler hem de gezsinler, biraz yumuşasınlar diye. Çarşıya çıktıktan sonra Umut beni arayarak Rebecca'nın yumuşamadığını, kendisinin çocuğunu Almanya'ya göndermek istemediğini söyledi. Oğlumla Rebecca tartışmışlar. Umut beni tekrar aradı ve torunumu bir günlüğüne evden uzaklaştırmamı istedi. Bunun üzerine ben de torunumla halama gittim. Daha sonra Umut geldi. Rebecca'nın fikrinden vazgeçmediğini, Almanya'ya dönmek istediğini, Türkiye'den nefret ettiğini, insanların iyi olmadığını söyledi. Umut, Nazar'ı da alarak evden ayrıldı."
'TORUNUMUN ALMANYA'DA HİÇBİR GELECEĞİ YOK'
Rebecca Sillaber'in yalan söylediğini öne süren Hanife K., "Yapılan haberler asılsız tek taraflı haberler. Bugüne kadar bize kimse, durum hakkında bir şey sormadı. Oğlum soy ağacını korumak zorunda. Bu nedenle avukatımıza vekalet verdik. Ben Türk vatandaşıyım, oğlum Türk vatandaşı. Torunum da Türk vatandaşı olacak. Türk adaletine güveniyoruz ve sığınıyoruz. Torunumun Almanya'da hiçbir geleceği yok. Rebecca buraya gezmek için gelmedi. Sosyal Hizmetler Kurumu, Rebecca'nın madde kullandığını biliyordu. Bana Sosyal Hizmetler Kurumu'nun her şeyi bildiğini, acilen Almanya'yı terk etmesi gerektiği yönünde mesaj attı. Temelli gelmenin zor olduğunu söylesem de Almanya'yı terk etmesi gerektiğini belirtti. Çünkü uyuşturucu satıcılığı da yaptı. Yani hem satıcılıktan hem de kullanıcılıktan davası var. Aslında Rebecca Sillaber buraya tatile gelmedi, temelli yerleşmek amacıyla geldi" dedi.
Oğlunun Nazar'ın annesiyle Almanya'da iyi bir geleceğinin olduğunu düşünmediğini belirten Hanife K., torunlarının Türkiye'de daha iyi bir geleceği olduğunu ifade etti.
'DAVA AÇTIĞIMIZI DUYUNCA TÜRKİYE'Yİ TERK ETTİ'
Nazar'ın velayetini alabilmek için dava açtıklarını belirten Avukat Figen Şahin Sarıbal da "Nazar, Türk bir babadan, Almanya'da, evlilik birliği dışında olmuş. Henüz Türk vatandaşlığını alamamış yaklaşık 10 aylık bir çocuğu, Alman vatandaşı olması ve velayetinin kendisinde olması sebebiyle annesi yurt dışına götürmek istemiş. Fakat babası da bazı nedenlerden dolayı, çocuğunun yurt dışına çıkmasını istememesinden dolayı, çocuğu annesinden uzaklaştırmış. Nazar bebeğin doğum belgesine Umut'un ismi baba olarak geçilmiş. Ancak Umut'un, Türk konsolosluğuna giderek, Nazar'ı kendi soyadına geçirmesi gerekiyordu. Rebecca Alman vatandaşı olduğu için ve doğum sırasında bekar olduğuna dair belge olmamasından dolayı, ivedilikle babalığın tespiti davası açtık. Bu davada Rebecca'nın Türkiye'de vermiş olduğu adrese tebligat yaptık. Bu tarihte Rebecca, Mustafakemalpaşa ilçesindeydi. Emniyet müdürlüğü tarafından kendisine Alman bir tercüman atanmıştı. Biz emniyeti aradık, davayı açtığımızı, dosyayı ve bu davadan Rebecca'nın haberdar edilmesini, varsa avukatının tarafımıza ulaşmasını, şayet avukatı yoksa da kendisine atanmış bir tercümanla birlikte aile mahkemesine giderek, dava dilekçesi alması gerektiğini söyledik. Fakat Rebecca bunları yapmak yerine, davanın açıldığını öğrendikten bir hafta sonra Türkiye'yi terk etti. Tebliğgatlar, Türkiye'de karşı tarafı temsil eden bir avukatın olmaması nedeniyle tebliğ edilemedi. Bu yüzden davanın taraf teşkilinin sağlanabilmesi için dilekçemiz Almanca'ya tercüme edilecek. Daha sonra Rebecca'nın Almanya'daki adresine tebliğ edilecek. Tebliğ yapıldıktan sonra da konsolosluk aracılığıyla Rebecca'nın doğum yaptığı tarihte bekar olduğuna dair resmi bir yazı aldıktan sonra bizim için artık Nazar tam anlamıyla Türk babadan olan Türk vatandaşı olacak" dedi.
'REBECCA'NIN UYUŞTURUCU KULLANDIĞI DELİLLERLE SABİT'
Nazar'ın Türk vatandaşı olmasının ardından velayetle ilgili dava açacaklarını belirten avukat Figen Şahin Sarıbal, "Rebecca'nın Nazar'ın kaçırıldığını iddiasını yayınladığından beri sürekli uluslararası, ulusal basında ve sosyal medyada yüzlerce haber çıktı. Rebecca'nın ağlayarak çocuğunun kaçırıldığı, Türk polis ve yetkililerinin kendisiyle ilgilenmediği şeklinde, ülkemizi zor duruma sokacak doğru olmayan bir çok haber yapıldı. Rebecca'nın uyuşturucu bağımlısı olduğu delillerle belli. Rebecca'nın uyuşturucu bağımlısı olmasından kaynaklı çocuğunu emziremediği, anne sütü veremediği belgelerde mevcut. Ceza soruşturması geçirdiği belli. Bizim şu an tek korkumuz, Almanya yasalarına göre uyuşturucu maddesi annenin çocuğu elinden alınarak sosyal hizmetlere teslim ediliyor. Bu durumda sadece kayıtlarda baba olan Umut'un Nazar'ı kendi velayetine geçirmesi mümkün değil. Hızlı şekilde Nazar'ın Türk vatandaşlığının alınması gerekiyor" diye konuştu.
UMUT NAZAR'I TÜRKİYE'DE EN İYİ ŞEKİLDE YETİŞTİRMEK İSTİYOR
Velayet hususunun mahkemece değerlendirileceğini söyleyen avukat Sarıbal, "Eğer bizde kalırsa velayet, anne istediği zaman gelip görebilecek. Annede kalırsa, Türk olduğu için biz en azından Türk hukukundan doğan haklarımızı kadar kullanabileceğiz. Çünkü daha önce Rebecca, Umut'la tartıştığı dönemde Alman hukukundan güç bularak, aylarca bebeği Umut'a göstermemiş. Şimdi aynı korkuyu tekrar yaşıyor Umut. Çocuğunu kaybetmemek için, çocuğuna daha iyi bir gelecek vermek için, bir an önce vatandaşlığını kazandırıp, Türkiye'de Nazar'ı en iyi şekilde yetiştirmek istiyor" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-------------
-Hanife K. sırtından çekilmiş halde röportaj
-Avukat Figen Şahin Sarıbal röportaj
-Umut K. Nazar bebek ve Rebecca Sillaber fotoları
-Detaylar
Haber-Kamera: Mehmet İNAN/BURSA, (DHA)
=====================
Jokey, birinciliğe koşan atın sırtından düştü
Diyarbakır Hipodromu'nda dün yapılan at yarışlarında birinciliği zorlayan 'Dugem' isimli at, son kulvarda jokeyi Cihan Yıldırım'ı sırtından attı. O anlar kameraya yansıdı.
Diyarbakır Hipodromu'nda 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı yapılan 1800 metrelik kum pist 2'nci koşuda kaza meydana geldi. Yarışı iç kulvarda ikincilikle sürdüren 'Dugem' isimli at, son 300 metrede jokeyi Cihan Yıldırım'ı düşürdü. Kazada yaralanan jokey Yıldırım'ın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenirken, atta herhangi bir sorun olmadığı kaydedildi. 13 atın katıldığı yarışı ise Halit Polat'ın jokeyliğini yaptığı 'Para Saçan' isimli at kazandı. Atın, jokeyini düşürdüğü anlar ise kameraya saniye saniye yansıdı.
Görüntü Dökümü
-------------
-Yarışın başlaması
-Yarıştaki atlar
-Atın düşme anı
-Yarışın tamamlanması
-Genel ve detay görüntüler
Haber: Nurettin FİDANCAN-Kamera: DİYARBAKIR,(DHA)
====================
Sazlık alanda kaçak avcı alarmı
Antalya'nın Konyaaltı ilçesindeki sazlık alanda dolaşan iki kaçak avcı, polisin 'dur' ihtarına uymayıp kaçtı. İki şüpheli, saatler sonra ellerinde tüfekleriyle portakal bahçesinde otururken yakalandı.
Olay, saat 10.00 sıralarında Konyaaltı ilçesi Gürsu Mahallesi Boğaçayı'ndaki sazlık alanda meydana geldi. Otluk ve sazlık alanda iki kişinin tüfekle dolaştığını görenler, durumu polise bildirdi. İhbarın ardından bölgeye çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Polisin 'Dur' ihtarına uymayan iki şüpheli kaçmaya başladı. Çelik yelekleri ve uzun namlulu silahları ile otluk ve sazlık alana giren polis, dere yatağında arama çalışması başlattı. Buradan sonuç alamayan polis, aramayı portakal bahçelerine doğru genişletti. İki kaçak avcı, saatler sonra portakal bahçesi içinde yakalandı. Adları açıklanmayan iki şüpheli gözaltına alınarak, Fatih Polis Merkezi'ne götürüldü.
Görüntü Dökümü
-------------
-Sazlık alan içinde polislerin görüntüsü
-Çelik yelekli polislerden görüntü
-Ekiplerin görüntüsü
HABER: Bülent TATOĞULLARI-KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,(DHA)
====================
Antalya'da yaz bitmedi
Antalya'nın Manavgat ilçesinde tatil yapan yerli ve yabancı tatilciler ekim ayının son günlerinde güneşli havanın keyfini sahilde çıkardı.
Manavgat'ın başta Side bölgesinde olmak üzere çeşitli otellerde tatil yapan yerli ve yabancı turistler, güneşli havayı fırsat bilerek sahile akın etti. Hava sıcaklığının 27, deniz suyu sıcaklığının 25 derece olarak ölçüldüğü Manavgat'ta, plajda güneşlenen turistlerden bazıları kitap okudu, bazıları da denizde yüzdü. Sahilde bulunan su sporları noktalarında eğlenen turistler bol bol yürüyüş yaptı.
Görüntü Dökümü
-------------
- Sahilden görüntüler
HABER- KAMERA: Mithat ABAKAN/MANAVGAT (Antalya), (DHA)
====================
En kalabalık resepsiyon
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 96'ncı yıl dönümü ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Antalya Valisi Münir Karaloğlu'nun ev sahipliğinde resepsiyon düzenlendi. Resepsiyona, 2 bine yakın kişi katıldı.
Vali Münir Karaloğlu ve eşi Sevim Karaloğlu'nun ev sahipliğinde Nest Convention Center'da düzenlenen resepsiyona, MHP Antalya Milletvekili Abdurrahman Başkan, Antalya Garnizon Komutanı Piyade Albay Tuncay Polat, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Deniz Filiz, Başsavcı Halil İnal, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Mustafa Ünal, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Tekin Aktemur, İl Emniyet Müdürü Mehmet Murat Ulucan, Korkuteli Belediye Başkanı Ömer Niyazi İşlek, Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Adlıhan Dere'nin yanı sıra, Başpehlivan İsmail Balaban ile kardeşi Turan Balaban, iş dünyasından isimler, şehit yakınları ve gaziler katıldı.
SON YILLARIN EN KALABALIĞI
Son yılların en kalabalık resepsiyonuna, 2 bine yakan kişi katıldı. Vali Karaloğlu ve eşinin davetlileri karşılamasının ardından resepsiyon, salonda devam etti. Vali Karaloğlu konuşmasına, Cumhuriyet'in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak ve yüceltecek olan sizlersiniz' sözünü hatırlatarak başladı. Atatürk'ün vasiyetini yerine getirerek Cumhuriyeti muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarmayı görev bildiklerini kaydeden Karaloğlu, şöyle konuştu:
"Kurtuluş savaşımızın başkomutanı ilk cumhurbaşkanımız, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, şehitlerimizi, gazilerimizi rahmetle şükranla yad ediyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de ifade ettiği gibi Türk milletinin karakterine en uygun yönetim biçimi Cumhuriyet'tir. Biz de buna böyle inanıyoruz. Onun için salonda etrafınıza bakın 7'den 77'ye toplumun her kesimini bu salonda görebilirsiniz. Cumhuriyeti bu millet Gazi'nin etrafında kenetlenerek kurdu. Dün de, bugün de, yarın da Cumhuriyeti korumaya illet devam edecektir. Bunu gösterdik mi, birçok kez gösterdik. En son da 15 Temmuz gecesi vatan hainleri demokrasimize, cumhuriyetimize, milletimizin seçtiği cumhurbaşkanımıza kastettiğinde bu millet yine cumhuriyetine ve demokrasisine sahip çıktı ve hainlere yine fırsat vermedi."
Konuşmaların ardından Vali Münir Karaloğlu eşi Sevim Karaloğlu ve konuklar, 'Cumhuriyet Pastası'nı birlikte kesti. Ardından davete katılan dünya çocukları, Münir Karaloğlu ile hatıra fotoğrafı çektirdi. Kırgızistan temsilcisi bir çocuk, Karaloğlu'na ülkesinin geleneksel kıyafetini hediye etti.
Görüntü Dökümü
-------------
-Vali Münir Karaloğlu ve eşinin davetlileri karşılamaları
-Resepsiyona katılanlardan görüntü
-Protokolün görüntüsü
-Vali Münir Karaloğlu'nun konuşması
-Protokolün pasta kesmesi
HABER: İbrahim LALELİ-KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,(DHA)
=====================