ANKARA (A.A) - 26.11.2011 - Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Hz. Hüseyin'in de aralarında bulunduğu 70 kişinin Kerbela'da şehit edilmesiyle ilgili ''Bu ciğersuz hadise, özellikle milletimiz başta olmak üzere mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun, bütün Müslümanların asırlardır dinmeyen ortak acısı olmuştur'' ifadesini kullandı.
Mehmet Görmez, yayımladığı Hicret, Muharrem ve Aşure mesajında, Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye hicretinin gerçekleştiği ve rahmet peygamberinin ''Allah'ın ayı'' olarak nitelendirdiği Muharrem ayının idrak edildiğini belirtti.
Muharrem ayının İslam dünyasına ve bütün insanlığa hayırlar ve bereketler getirmesini niyaz eden Görmez, Hz. Ömer'in halifeliği döneminde hicretin, tarih başı olarak kabul edildiğini kaydetti.
Hicretin ''Allah'a ve O'nun kutlu elçisi rahmet peygamberine gönülden bağlılığın bir ifadesi, dostluğa, kardeşliğe, medeniyete, ilme ve irfana açılan yolculuğun hikayesi'' olduğunu belirten Görmez'in mesajı şöyle:
''Hicret, nurlu şehir Medine'nin şahsında, insanlığın gönlüne, sevgiye ve rahmete açılan bir yoldur. Her vesileyle paylaşmayı, dayanışmayı, insani erdem ve faziletleri öğütleyen yüce dinimizin hikmet yüklü mesajlarının insanın hayatında makes bulmasıdır. Hicret, Allah yolunda fedakarlığın, yardımlaşmanın kardeşliğin zirvesidir. Hicret, Allah rızası için anadan, babadan, evlattan, yardan, diyardan, maldan ve mülkten hatta candan vazgeçmenin ibretli ve meşakkatli bir öyküsü, Yüce dinimizin rahmet yüklü mesajlarını bütün insanlığa ulaştırmak için çıkılan yolculuğun adıdır. Öyle ki tebliğ hicreti doğurmuş, hicret ise tebliği yoğurmuştur. Kısaca hicret Müslümanlar için bir milattır.
-''Asırlardır dinmeyen ortak acı''-
Muharrem ayı ve bu ayın 10. Günü olan Aşure, tarih boyunca Müslüman toplumlar açısından ayrı bir önem taşımaktadır. Muharrem ayı, aynı zamanda Hz. Peygamber'in torunu Hz. Hüseyin'in ve çoğu Ehl-i Beyt mensubu 70'den fazla insanın siyasi ihtiraslar uğruna Kerbela'da şehit edilmesi nedeniyle Müslümanların ortak hafızasında büyük bir acının tarihidir. Bu ciğersuz hadise özellikle milletimiz başta olmak üzere mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun, bütün Müslümanların asırlardır dinmeyen ortak acısı olmuştur. Kerbela'da acımasızca şehit edilen Hz. Hüseyin ve arkadaşları, bu hadisedeki asil duruşu ve haksızlıkla karşısındaki onurlu mücadelesiyle bütün müminlerin gönüllerinde taht kurmuş, ona ve yakınlarına bu zulmü reva görenler ise insanlığın ortak vicdanında mahkum edilmiştir.
Kerbela olayı, dünyanın hangi bölgesinde yaşarsa yaşasın, hangi dini-kültürel alt kimliğe mensup olursa olsun, İslam toplumlarının hemen hemen hepsinde önem atfedilen bir hadisedir. Bu öneme istinaden Muharrem, Aşura ve Kerbela'nın, İslam toplumlarının dini-kültürel hayatında da bazı yansımaları olmuştur. Müslüman coğrafyasında bu ayda tutulan oruçlar, pişirilip dağıtılan aşureler ve Kerbela'da Hz. Peygamber'in torunu Hz. Hüseyin ile beraber ailesi ve yanında bulunanlardan şehit olanların yad edilmesi bunların başlıcalarıdır. Nitekim, Hz. Hüseyin'in şehadetine duyulan üzüntü şiirlere, mersiyelere ve maktellere yansımış, bu alanda pek çok eser vücuda getirilmiştir. Bunlardan birinde Aşık Yunus şöyle dile getirir duygularını: 'Şehitlerin serçeşmesi, Enbiyanın bağrı başı, Evliyanın gözü yaşı, Hasan ile Hüseyin'dir./ Hazreti Ali babaları, Muhammed'dir dedeleri, Arşın iki küpeleri, Hasan ile Hüseyin'dir./ Kerbela'dır yazıları, şehid olmuş gazileri, Fatma Ana kuzuları, Hasan ile Hüseyin'dir/ Derviş Yunus'un dünya fani, Bizden evvel gelen hani, iki cihanın sultanı, Hasan ile Hüseyin'dir.
Günümüzde bütün Müslümanlara düşen önemli görevlerden biri, bu tür müessif olaylardan ibret almak, dersler çıkarmak ve birlik ve beraberliğimizi zedeleyecek her türlü olumsuz tutum ve davranışlardan kaçınmaktır.''
Mehmet Görmez, Muharrem ayıyla bağlantılı olarak uzun yıllardır yaşatılan uygulamalardan birisinin de aşure geleneği olduğunu belirterek, komşulara, dost ve akrabalar yılda 2 defa dağıtılan güzelliklerden birinin kurban, diğerinin de aşure olduğunu vurguladı.