ANKARA (ANKA) - İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Temel Yılmaz, Sağlık Bakanlığı, 15 üniversite ve çeşitli derneklerin yer aldığı "Türkiye Diyabet Kontrol Projesi" ile Türkiye'de 6 milyon diyabetliyi ilgilendiren en geniş kapsamlı bir sosyal farkındalık projesini gerçekleştirdiklerini söyledi.
Türkiye'nin en geniş kapsamlı projesi olan, 6 milyon diyabetli hastanın yaşam kalitesini yükseltmek, diyabete bağlı organ hasarlarını azaltmak ve yüksek diyabet riski taşımasına rağmen henüz farkında olmayan toplumu diyabetle mücadelede bilinçlendirmek amacıyla oluşturulan Türkiye Diyabet Kontrol Projesi, tanıtım toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Temel Yılmaz, dünyada 240 milyonun üzerinde diyabetli hasta bulunduğunu ifade ederek, "Her 20 dakikada bir hastalığa bağlı olarak, felç veya kalp krizi ortaya çıkıyor. Her 60 dakikada bir yine diyabete bağlı böbrek bozukluğu yaşanıyor. Ve her 90 dakikada bir ise, hastalık yeni bir körlük vakası ortaya çıkarıyor" dedi. Dünyada ve Türkiye'de diyabet neden önemli olduğuna da işaret eden Yılmaz, 6 milyon hastanın 600 bininden fazlasının insülin kullandığını söyledi. Toplumun çoğunun, hastalığının farkında dahi olmadığını belirten Prof. Dr. Yılmaz şunları söyledi: "Halbuki diyabet iyi tedavi edilmediği zaman çok ciddi organ hasarlarına yol açan bir hastalık. Diyabet 21. yüzyılın bize getirmiş olduğu son teknoloji ile desteklenen yeni yaşam tarzının bir hastalığı. Daha hareketsiz, daha stresli bir yaşam, artan obezite, kalp hastalıkları ve hipertansiyon bu hastalığın oluşturduğu ana sebepler arasında sayılıyor. Dünyada ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alan kalp damar hastalıklarının da 1 numaralı nedeni diyabet olarak karşımıza çıkıyor. Sonuç olarak diyabet çok hızlı yayıldığı ve giderek daha genç yaştakileri etkilediği ve organ hasarına sebep olduğu için global bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor.
-HASTA İNSÜLİNİ ÖLÜMDEN BİR ÖNCEKİ AŞAMA OLARAK GÖRÜYOR-
Proje ile iki ana hedeflerinin olduğunu ifade eden Yılmaz, "Birincisi diyabet riski ya da adayı olan, farkında olmayan hastalar bu hastalık konusunda bilgilendirmek. İkincisi ise, diyabeti ortaya çıkmış, organ hasarları ile yüz yüze olan grubu diyabet konusunda eğitmek ve yaşam kalitesini arttırmak" dedi. Prof. Dr. Yılmaz şunları söyledi:
"Proje ile farkındalık programı yürütülecek. Diyabeti olan hastalara, doktorlara ve sağlık çalışanlarına yönelik eğitim toplantıları düzenlenecek. Hasta insülin kullandığı zaman sanki ölümden bir önceki aşamadaymış gibi davranıyor ve 1 ay daha beni idare edin diyor. Halbuki biz farklı zamanlarda insülin kullanırız. Aynı şekilde insülinin bağımlılık yapacağı gibi bir kanı da var. Bu da yanlış."
-DİYABETE HARCANAN 3 YILLIK PARA BİR BOĞAZ KÖPRÜSÜ EDER-
İnsülin tedavisinin doktora çok ciddi sorumluluklar getirdiğini kaydeden Prof. Dr. Yılmaz, "Doz ayarına ilişkin olarak ayarlama yapmak gerekir. O nedenle bazı doktorlar mümkün olduğu kadar bundan kaçınıyor" dedi. Yılmaz şunları söyledi:
"101 merkezde gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, tip 2 diyabetlilerin insüline başlama süresi 9.6 yıl. Bu kadar yıl sonra insüline geçen hastalara bakıldığında büyük damar hastalıkları oranı yüzde 68; diyabete bağlı küçük damar hasarı yüzde 54'tür. Diyabete yapılan harcama yıllık bir milyar doların üzerinde. Yani 3 yılda bir boğaz köprüsü parası gidiyor diyabete."
-İNSÜLİN KULLANMA ORANI KIRSALDA YÜZDE 3, KENTTE YÜZDE 4-
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Arslan ise, tüm dünyada olduğu kadar Türkiye'de de diyabetli hastaların bir kısmında insülinin yükseldiğini söyledi. Ancak hastaların insülin kullanmadığına işaret eden Yılmaz, "Bu kullanılmadığı zaman diyabete bağlı yan etkiler daha fazla ortaya çıkıyor. İnsülin kullanma oranı kırsalda yüzde 3, kentte ise yüzde 4. bu oran Avrupa'dakilerden çok düşük. Bu proje ile insülin kullanan hasta sayısı da arttırılmaya çalışılıyor" dedi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Ğyesi Prof. Dr. Nilgün Başkal ise, proje ile kaliteli ve uzun yaşama ulaşmaya çalıştıklarını söyleyerek "Diyabet kronik bir hastalıktır ve kontrol altına alınamaz ise, yaşam kalitesini düşürüyor" dedi.
-İNSÜLİNİN YAN ETKİSİ KENDİSİNDEN DEĞİL, YANLIŞ UYGULAMADAN KAYNAKLANIR"
Diaybet hemşireleri adına konuşan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nermin Olgun ise, diyabetli ile her karşılaşılan yerde mutlaka hemşireyle de karşılaşılması ve gereken danışmanlık hizmetinin verilmesi gerektiğini kaydetti. Hemşireler için de bu konudaki eğitimin önemine işaret eden Prof. Dr. Olgun, "İnsülin uygulaması çok büyük emek ve zaman ister. İnsülinin yan etkisi insülinden kaynaklanmaz, yanlış uygulamadan kaynaklanır" dedi.