BİZE ULAŞIN
Böyle zamanlarda anne ve baba olarak ebeveynlere çok iş düşüyor. Bebek yapmadan önce eşler birbirleri arasında bebekleri olduğunda nasıl bir yol izleyeceklerine dair fikir alışverişinde bulunup ciddi bir şekilde kendi düşündüklerini birbirlerine aktarmalıdırlar.
Çok sık rastlanan bu olay iki aile arasında bazı zamanlarda ciddi çatışmalara ve stresli zamanların yaşanmasına sebep olabilir. Sonuç olarak iki ayrı kültür, iki ayrı din, iki ayrı dil ve iki ayrı hayat tarzı içerisinde büyüyecek olan çocuk için her anlamda ortak bir yaşam tarzı yaratılmalıdır.
Çocuk her iki kültürü de öğrenmeli, alması gerekenleri almalı ve hangi tarafa daha çok benimseyeceğine ilerleyen yaşlarda kendisi karar vermelidir.
Özellikle de aile büyükleri bu duruma müdahil edilmemelidirler. Her iki tarafa da çekiştirilen çocuk ergenlik çağına geldiğinde kimlik çatışması içerisine girer. Nereye ve hangi kültüre ait olduğunu bilemeyen bir birey olması hayatı boyunca onun tüm başarılarını, hayat standardını, sosyal çevresini, en önemlisi de kişiliğini ve psikolojik durumunu etkiler.
Çok karmakarışık ve içinden çıkılamaz bir durum gibi görünse de anne ve baba sağduyusunu koruduğu müddetçe çocuk da daha modern ve zengin bir kültürün içerisinde büyümenin avantajları ile büyür ve hayatını bu şekilde de devam ettirir.
Bu iki kültürlü aile büyümenin onun için ilerleyen yaşlarında avantaj olabilmesini sağlamak anne ve babanın birincil hedefi olmalıdır. Çocukları için ilk günlerinden itibaren en iyisi için çalışıp çabalayan ebeveynler için bu ikili durumu çocuk için avantaja dönüştürmek sanıldığı kadar da zor değil.
Eşler kendi aralarında saygı ve bilinci korudukları sürece bu sağduyulu yaklaşımı çocuklarına da kolaylıkla aktarabilirler.
