Berlin (AA) - Adalet Bakanı Cemil Çiçek, bir ülkenin başına gelebilecek en büyük felaketin, yargının siyasallaşması olacağını söyledi.
Almanya'nın başkenti Berlin'de dün Almanya Adalet Bakanı Brigitte Zypries ile görüşen Bakan Çiçek, bugün Tegel Cezaevi'ni gezdi ve daha sonra Büyükelçilik binasında Türk gazeteciler için basın toplantısı düzenledi.
Türkiye'de Danıştay ve Yargıtay seçimlerinin yapılamamasına ilişkin bir soruya karşılık Bakan Çiçek, "Bu tartışmaların içinde Adalet Bakanlığı yoktur. Ben buraya gelmeden önce 2 kez seçimlerin yapılmasını istedim" dedi.
Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatının (CIA) El Kaide örgütü liderlerinden biri olmakla suçlanan Louai Sakka ile görüştüğü şeklindeki iddialarla ilgili bir soruyu da cevaplayan Bakan Çiçek, şunları söyledi:
"Basınımızda bu konuda doğru olmayan haberler çıkıyor. CIA geldi görüştü diye. Bizim infaz sistemimiz belli. Yakınları ve avukatları dışında kendisini başka hiç kimse ziyaret edemez."
Cezaevlerinde, bir terör örgütünün medya organı olan Roj-TV'nin seyredildiği yönünde duyumlar aldıklarını da ifade eden Bakan Çiçek, bu konuyu da Bakan Zypries ile yaptığı görüşmede dile getirdiğini, bir yazıyla bu yayın organının yayınlarının kaldırılmasını isteyeceklerini belirtti.
Bakan Çiçek, Türkiye'nin bazı ciddi endişelerini de açıkça dile getirme imkanı bulduğunu belirterek, "Bunların başında suçluların iadesi konusu gelmektedir. Teröristlerin ve organize suç işleyenlerin iadesi konusunda bazı sorunlarımız var. Bu konuda daha sıkı bir işbirliği yapılmasını ve belirtti aralıklarla bir araya gelinerek, bu konularda görüşülmesini istiyoruz" dedi.
AB Çerçeve Karar Taslağının da diğer bir sorun olduğunu ifade eden Çiçek, şöyle konuştu:
"Herkesin 301. maddeden söz ettiği, özgürlüklerin kısıtlandığını söyleyerek Türkiye'den haksız taleplerde bulunulan bir dönemde, bu talepler en azından bu taslakla çelişmektedir. Soykırımın inkarının yasaklandığı bir tasarının ayakta tutulması ve gelecek günlerde daha da fazla ön plana çıkartılacak olması gerçekten de rahatsız edici bir durumdur. Siz bir yandan görüş özgürlüğünü savunacaksınız, diğer yandan da, yok böyle bir şey denilmesine yasak getireceksiniz."