İSTANBUL (AA) – Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya, Merkez Bankası olarak son yıllarda fiyat istikrarını sağlama sürecinde kapsamlı bir strateji izlemeye gayret ettiklerini belirterek, "Önümüzdeki dönemde Merkez Bankası olarak önceliğimiz, para politikasının etkinliğinin daha da artırılması ve enflasyonun istikrarlı bir iyileşme sürecine girmesinin sağlanması olacaktır." dedi.
Çetinkaya, yılın 2'nci Enflasyon Raporu'nun açıklandığı bilgilendirme toplantısında, tüketici enflasyonunun 2018 yılının ilk çeyreğinde bir önceki çeyrek sonuna kıyasla 1,69 puan azalarak yüzde 10,23 olduğunu ve Ocak Enflasyon Raporu öngörüsü ile uyumlu gerçekleştiğini söyledi.
Çetinkaya, işlenmemiş gıda ve alkol-tütün dışı tüketici enflasyonu tahmininde de
benzer bir görünümün mevcut olduğunu aktararak, şunları kaydetti:
"İlk çeyrekte gıda enflasyonu öngörülerimize oldukça yakın gerçekleşti. Bu dönemde tüketici enflasyonu, birikimli maliyet baskılarının sürmesi, güçlü seyreden talep koşulları ve yükselen enflasyon beklentilerine paralel olarak yüksek seyrini korudu. Gıda grubunun yıllık enflasyonundaki gerileme, yılın ilk çeyreğinde olumlu hava koşullarına bağlı olarak meyve-sebze fiyatlarının düşük oranlı artışlar kaydetmesi neticesinde işlenmemiş gıda grubundan kaynaklandı. Bu dönemde işlenmiş gıda enflasyonu ise artış gösterdi. İşlenmiş gıda enflasyonundaki olumsuz görünümde peynir ve diğer süt ürünleri fiyatları ve Ekmek Tebliği'nde gramaj değişikliği sonrasında birikmiş maliyet baskılarının yansımasıyla yükselen ekmek fiyatları öne çıktı."
Enerji grubunda yıllık enflasyonun, yıl başında elektrik fiyatlarında yapılan artışa rağmen, ilk çeyrekte petrol fiyatları ve döviz kurunun görece ılımlı seyretmesine bağlı olarak düştüğünü dile getiren Çetinkaya, "Temel mal enflasyonu yıllık bazda gerilemesine karşın, birikimli kur etkileri ve güçlü seyreden talep koşulları nedeniyle yüksek seviyelerini korudu. Hizmet grubunda da geçmiş enflasyona endeksleme davranışının yanı sıra asgari ücret artışı kaynaklı maliyet yönlü baskılar nedeniyle yıllık enflasyondaki gerileme sınırlı düzeyde kaldı. Tüketici fiyatları üzerinde üretici fiyatları kaynaklı maliyet yönlü baskılar sürerken, talep koşullarının güçlü olduğu sektörlerde bu durumun enflasyon üzerindeki etkisi daha belirgin şekilde hissediliyor." ifadelerini kullandı.
Çetinkaya, çekirdek enflasyon göstergelerinin yıllık değişiminde ve mevsimsellikten arındırılmış verilerle hesaplanan ana eğiliminde bir önceki çeyreğe kıyasla kaydedilen düşüşün sınırlı kaldığını aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Enflasyonun yüksek seviyeleri ve enflasyon beklentilerindeki artış, fiyatlama davranışlarına ilişkin riskleri canlı tutuyor. Çekirdek enflasyon göstergelerine dair yayılım endekslerini kullanarak takip ettiğimiz fiyat artırma eğiliminin güçlendiğini görüyoruz. Özetle, eğilim ve fiyatlama davranışına ilişkin takip ettiğimiz göstergeler, yılın ilk çeyreğinde enflasyonun ana eğiliminde yüksek seviyelerin korunduğunu gösteriyor.
Geçtiğimiz dönemde ithalat fiyatlarındaki artış enflasyondaki yükselişte belirleyici oldu. Döviz kuru gelişmelerinin de etkisiyle Türk lirası cinsi ithalat fiyatlarında yüksek artışlar görüldü. Enflasyon ve enflasyon beklentilerinin bulunduğu yüksek seviyeleri de göz önünde bulundurarak, ithalat fiyatlarındaki yükselişin fiyatlama davranışları üzerindeki etkilerini yakından takip ediyoruz."
-" 2017 yılının son çeyreğinde iktisadi faaliyet, güçlü seyrini korudu"
TCMB Başkanı Murat Çetinkaya, 2017 yılının son çeyreğinde iktisadi faaliyetin, güçlü seyrini koruduğunu belirterek, bu dönemde Gayri Safi Yurt
İçi Hasıla'nın (GSYH) dönemlik olarak yüzde 1,8, yıllık olarak ise yüzde 7,3 oranında artış kaydettiğini, böylelikle, 2017 yılı büyümesinin 2016 yılına kıyasla önemli ölçüde ivmelenerek yüzde 7,4 düzeyinde gerçekleştiğini söyledi.
Son çeyrekte dönemlik ve yıllık büyümenin kaynağının yurt içi talep olduğunu kaydeden Çetinkaya, şu bilgileri verdi:
"Talep bileşenleri
açısından baktığımızda, vergi indirimlerinin sona ermesine rağmen özel tüketimin canlı seyrini
koruduğunu, kamu tüketiminin ise büyümeye desteğinin arttığını görüyoruz. Yatırımlar yıllık büyümeye
katkı vermeye devam etse de, dönemlik büyümeyi sınırlandırıyor. Öte yandan, net ihracat dönemlik ve
yıllık büyümeye düşürücü yönde katkı yapıyor.
2016 yılının son çeyreğinden itibaren devreye giren tedbir ve teşvikler, iç talep ve iktisadi faaliyetteki
canlanmanın sektörler geneline yayılmasını sağlayarak 2017 yılında ekonomik büyümenin hızlanmasında belirleyici rol oynadı.
Yatırımlar tarafında, inşaat yatırımlarının yıl genelinde yükseldiğini, makine teçhizat yatırımlarının ise yılın ikinci yarısında artış göstermeye başladığını gözlemliyoruz. Olumlu seyreden dış talebin ihracatı desteklemesi ve turizmdeki toparlanmanın belirgin katkısına karşın, altın ithalatındaki tarihsel ortalamaların üzerindeki artış nedeniyle 2017 yılında net ihracatın büyümeye katkısı 0,1 puan ile sınırlı kaldı. Altın ithalatı dışarıda bırakıldığında ise bu katkının yaklaşık 1,3 puan olduğunu tahmin ediyoruz."
Çetinkaya, ilk çeyreğe dair açıklanan verilerin, iktisadi faaliyetin bir miktar ivme kaybetmekle birlikte güçlü seyrini koruduğunu aktararak, "İktisadi faaliyetteki bu seyir iş gücü piyasasına olumlu yansımaya devam ediyor. İş gücü piyasasındaki bu görünüm özellikle dayanıksız tüketim malı harcamaları üzerinden özel tüketimi destekliyor. Göstergeler, inşaat faaliyetinde olumlu hava koşullarının da etkisiyle artış yaşandığına, makine-teçhizat yatırımlarının da dönemlik bazda yeniden artışa geçeceğine işaret ediyor. Kamu kesimi tüketim ve yatırım harcamaları kanalıyla büyümeyi destekleyici duruşunu koruyor." diye konuştu.
Dış ticaret
tarafında, mal ve hizmet ihracatının artışını sürdürdüğünü, mal ve hizmet ithalatının ise bir miktar
yavaşladığını gördüklerini dile getiren Çetinkaya, şunları ifade etti:
"Bu görünüme karşın, güçlü iç talep nedeniyle yılın ilk çeyreğinde cari açık arttı. 2018 yılında iktisadi faaliyetin ana eğilimine yönelerek kademeli olarak potansiyel düzeyine yakınsayacağını öngörüyoruz. Reel kurdaki birikimli değer kayıpları, turizmdeki toparlanma ve küresel büyümenin güçlenmesiyle birlikte mal ve hizmet ihracatının büyümeye güçlü desteğini sürdürmesini ve cari dengeyi olumlu etkilemeye devam etmesini bekliyoruz. İktisadi faaliyette öngördüğümüz seyrin iş gücü piyasasına olumlu yansımalarının süreceğini ve işsizlik oranlarının gerilemeye devam edeceğini tahmin ediyoruz."
- "Gıda enflasyonu varsayımımızı yüzde 7 olarak koruduk"
Murat Çetinkaya, enflasyon tahminlerinde enerji, ithalat ve gıda fiyatlarının da önemli rol oynadığını belirterek, yakın dönemde ham petrol fiyatlarında gerçekleşen artışların vadeli piyasalardaki fiyatları da yukarı çektiğini söyledi.
Bu
nedenle ham petrol fiyatları varsayımını, 2018 yılı için 66 dolardan 68 dolara, 2019 yılı için
ise 62 dolardan 65 dolara yükselttiklerini vurgulayan Çetinkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son dönemde ham petrol fiyatlarının yanı sıra
alüminyum gibi bazı metal fiyatlarında da artış gözlemliyoruz. Buna karşın, şubat ayına ilişkin ithalat birim
değer endeksinin belirgin biçimde gerilemesi ve vadeli emtia fiyatları artış oranlarında bir önceki rapor
dönemine göre önemli bir değişiklik olmaması, ABD doları cinsinden ithalat fiyatlarının 2018 yılı artış
oranını aşağı çekti. Bu çerçevede, ortalama ithalat fiyatı yıllık artış oranı bir önceki rapor
dönemine göre gerilemiş görünse de, ithalat fiyatları kaynaklı risklerde azalma olmadığını
değerlendiriyoruz.
Birinci çeyrek sonunda yüzde 10,4 düzeyine düşen gıda enflasyonu, yüzde 10,3 olan Ocak Enflasyon
Raporu tahminlerine oldukça yakın gerçekleşti. Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme
Komitesi (Gıda Komitesi) gündemindeki tedbirleri de dikkate alarak, gıda enflasyonu varsayımımızı 2018
ve 2019 yıl sonu için yüzde 7 olarak korumuş bulunuyoruz."
Orta vadeli tahminler üretilirken, mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlar ile
vergilerde öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceğini varsaydıklarını kaydeden Çetinkaya, "Tahminler üretilirken vergi
ayarlamalarının ve yönetilen/yönlendirilen fiyatların OVP projeksiyonları ve otomatik fiyatlama
mekanizmaları ile uyumlu olacağını öngörüyoruz. Maliye politikasının orta vadeli duruşu için 2018-2020
dönemini kapsayan Orta Vadeli Program projeksiyonlarını temel alıyoruz." şeklinde konuştu.
- "Yapısal alanlarda ortak çaba platformlarına katkı vermeye devam edeceğiz"
Çetinkaya, Merkez Bankası olarak son yıllarda fiyat istikrarını sağlama sürecinde kapsamlı bir strateji izlemeye gayret ettiklerini belirterek, öngörülebilir bir para politikası ile yapısal konulara kalıcı çözümler üretmeye yönelik koordineli çabaların bu stratejinin temelini oluşturduğunu anlattı.
Geçmiş tecrübeler enflasyonla mücadelede kalıcı sonuçlar almak bakımından her iki boyutun da birbirini destekleyecek şekilde kurgulanmasının önemine işaret ettiğini belirten Çetinkaya, şunları kaydetti:
"Para politikası duruşuyla ilgili olarak son yıllarda önemli adımlar attık. Fonlama politikasını kademeli olarak
sadeleştirdik. Para politikasının duruşunun öngörülebilirliğini artırdık. Mevcut durumda merkez bankası
fonlama faizi ile piyasa faizleri tamamen aynı seviyede oluşuyor. Bu da parasal aktarım mekanizmasının
güçlenmesine katkıda bulunmakta. Ayrıca, sahip olduğumuz bütün araçları fiyat istikrarı doğrultusunda
kullanmaktayız.
Yapısal alanlarda da gıda fiyatları, kur riski yönetimi ve para-maliye politikası koordinasyonu konularında
mesafe kat edildi.
Ayrıca, kalıcı fiyat istikrarının önündeki önemli engellerden biri olan dış açığımızı
azaltma konusunda da son dönemde atılan adımları olumlu karşıladığımızı ifade etmek isterim. Orta
vadede kalıcı fiyat istikrarının sağlanması bakımından rekabet ortamının ve üretimde verimliliğin
artırılmasının da öncelikli hedefler arasında yer alması önem taşıyor."
Çetinkaya, bütüncül çerçevenin ödünleşimlerinin asgariye indirerek kalıcı çözümler üretmeyi hedeflediğini
vurgulayarak, "Önümüzdeki dönemde Merkez Bankası olarak önceliğimiz, para politikasının
etkinliğinin daha da artırılması ve enflasyonun istikrarlı bir iyileşme sürecine girmesinin sağlanması
olacaktır. Bu çerçevede, bir yandan para politikası araçlarını fiyat istikrarına yönelik kararlı bir biçimde
kullanırken diğer yandan yapısal alanlarda ortak çaba platformlarına katkı vermeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
(Bitti)