Ceyhun Efe Öç
İstanbul
Çağlayan Adliye Sarayı'ında İstanbul Barosu'nun gözaltındaki askerler için atadığı avukatlardan Mehmet Çaçan'ın telefonu arka arkaya çalıyor.
Onunla konuştuğumuz süre içinde sekiz ayrı telefona cevap veriyor. Arayanlar, yakınlarına hangi avukatın atandığını öğrenebilen kişiler.
Son gelen telefon darbe girişiminde İstanbul'da görevli bir erin Elazığ'daki ailesinden. Avukat Açan'ın verdiği cevaplar refleks haline gelmiş durumda… Önce tutuklama haberini veriyor, ardından teskin edici cümleler kuruyor. Tutuklama kararının "şu an için" bir tedbir olduğunu anlatıyor aileye…
Silivri Cezaevi'ni arayıp, yakınlarıyla en yakın ne zaman görüşebileceklerini öğrenmelerini tavsiye ediyor.
Çağlayan Adliye Sarayı'nın 6. katında mahkeme karşısına çıkarılan her 5 askeri 1 avukat temsil ediyor.
Asker ailelerinin umudu Whatsapp mesajları15 Temmuz darbe girişimiKurtulmuş: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi askıya alındı"Her asker darbede görevli olduğu bölgeye göre yargılanır"O avukatlardan biri olan Çaçan, müvekkillerinin 15 Temmuz gecesi İstanbul'un farklı noktalarında görevli olduğunu "özellikle" söylüyor.
Farklı noktalarda darbe girişimine karışmış olan askerlerin aynı suçtan tutuklanamayacağını, bu durumun suçun şahsiliği ilkesiyle bağdaşmadığını açıklıyor.
Ailelerin en çok merak ettiği soru ise emir verenlerle emri uygulayanlar için işleyecek yargı sürecinin aynı mı olacağı. Avukatlar olarak, 15 Temmuz darbe girişimine "emir baskısı" altında katılmış askerler ve askeri öğrenciler için farklı bir sürecin işleyeceğini düşündüklerini söylüyor.
Bunun ne anlama geldiğini sorduğumda, bu askerlerin darbeden değil, halkı korkuya sürükleme, ve eğer gerçekleşmişse yaralama ya da ölüme sebebiyet verme suçlarından yargılanabileceklerini düşündüklerini aktarıyor.
15 Temmuz gecesi Çaçan'ın müvekkillerinin bir kısmı Atatürk Havalimanı'nda, bir kısmı da İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ele geçirilmesinde görevlendirilmiş.
Bu askerlerin dava süreçlerinde, görev yerlerindeki güvenlik kamerası kayıtlarının ve balistik incelemelerinin gündeme gelebileceğini açıklıyor.
Tüm bu askerlerin dava sürecinin, eğer özel bir yasa çıkarılmaz ise, sanılandan uzun sürebileceğine işaret ediyor.
O sırada 25 yaşındaki avukatın telefonu bir kez daha çalıyor. İstanbul Barosu'nu arayarak yakınlarına hangi avukatın atandığını öğrenen bir asker yakını daha…
Çaçan bir kez daha aynı cümlelerle, bu kez başka bir aileye Silivri Cezaevi ile temasa geçme tavsiyesinde bulunuyor.
Es**kiden komutanıyken şimdi avukatı oldu**
Çağlayan Adliyesi'nin her noktasında, "mağdur" aileleri, ya birbirleriyle ya da bir avukatla konuşurken bulabiliyorsunuz.
Henüz 3 yıldır meslekte olan bir avukat, kendilerine okulda bu suçla ilgili eğitim verilmediğini anlatıyor bir aileye…
Vatana ihanet suçuyla ilgili bir davayla nasılsa karşılaşmayacaklarının öngörüldüğünü söylüyor.
Sonrasında anlattıkları ise tesadüf kelimesini yeniden düşündürüyor.
Çünkü aynı avukat, avukatlığını yapmak için atandığı Kanal D baskınına katılan erleri daha önceden tanıyor.
1. Ordu Komutanlığı'ndan 3 ay önce asteğmen olarak terhis olan bu avukat, nizamiyede görevli bu erlerle giriş - çıkışlar sırasında defalarca kez karşılaştıklarını söylüyor.