Mete Çubukçu
Erbil
Suriye ayaklanması süresince gözden kaçan, kaçmasa bile gündeme getirilmeyen Suriyeli Kürtler konusu özellikle Türkiye açısından son günlerin en önemli maddesi.
Türkiye medya terminolojisine göre "Kuzey Suriye" Iraklı Kürtlere göre Suriye Kürdistanı ya da Batı Kürdistan'daki gelişmeler, Erbil ve Erbil yönetimini yine anahtar konuma getirmiş gibi.
Erbil'de kavurucu sıcaklar ve güneyden gelen kum fırtınasının griliğine Ramazan ayının sessizliğini eklenmiş.
Bu sessizliği geceleri hareketlenen siyasi temaslar bozuyor.
Erbil bu kez Suriye Kürtlere bağlantılı görüşmelere ev sahipliği yapıyor.
Suriyeli muhalif Kürt liderler Erbil'e karargâh kurmuş, otel lobilerinde kulis yapıyorlar.
Türkiye'de hem Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani'nin Suriyeli Kürtler üzerindeki etkisi bilindiğinden hem de son dönemde Iraklı Kürtlerle olan iyi ilişkilerinden yola çıkarak Barzani'nin neler yapabileceği konusuna yoğunlaşılmış durumda.
Türkiye’nin kaygısı biliniyor: Suriye Kürt bölgesinde PKK bağlantılı olduğu iddia edilen PYD ve buna bağlı olarak PKK varlığı.
Suriyeli Kürtler, Temmuz ayı başında Erbil'de bir araya gelmişti.
Erbil’deki siyasiler ve yorumcular ise bu konuda Barzani'nin yapabileceklerinin belli bir sınırı olduğu konusunda hem fikir.
Kimine göre Türkiye'nin yaklaşımı 2003 döneminde Iraklı Kürtlere yaklaşımı ile benzerlik gösteriyor.
Yani önce kırmızı çizgiler gösterip ardından çıtayı düşürdüğü söyleniyor.
Rudaw Gazetesi'nde siyasi yorumlar yazan Hiwa Mahmut Osman "Türkiye beş yıl sonrasını düşünmeli. Hemen yanında dost bir komşu mu yoksa kavgalı olacağı insanlar mı?” diye soruyor.
Osman, Türkiye'nin kaygılarına katılıyor, "Ama" diyor:
"Türkiye güçlü bir ülke olarak ilişkilerini kendisi de yürütebilir. Her şeyi Barzani'den beklememeli. Türkiye, Suriyeli Kürtleri dışlamak yerine kendileri doğrudan bağlantıya geçebilir hatta PYD ile bile" diyor.
Peki. Suriyeli muhalif Kürtleri Temmuz ayı başında Erbil'de bir araya getiren ve Erbil mutabakatı çerçevesinde anlaştıran Barzani, Türkiye'nin taleplerini ne kadar karşılayabilir?
KDP Dış İlişkiler Sorumlusu şimdi MYK üyesi Safin Dizayi Barzani'nin kırmızı çizgisini dile getiriyor:
"Barzani Kürtlere karşı silah kullanmaz.”
Dizayi ile Türkiye'nin yaklaşımını konuşuyoruz. Dizayi, Türkiye’nin Suriye Ulusal Konseyi’ne (SUK) katılması Kürtler hariç bütün gruplarla temas ettiğini söylüyor.
Dizayi, "Türkiye Kürtleri SUK'a dâhil etmek için çaba göstermeli. Barzani'ye gelince, başkanın Suriyeli Kürtler üzerinde tarihi siyasi ve kişisel etkisi vardır ama bu etkiyi bir yere kadar kullanabilir. Türkiye’nin taleplerinin hepsini karşılayacak. Hem bölgenin kapasitesi bellidir hem de bazı politikaları Türkiye kendisi yürütmelidir. Bu politika da eskiden olduğu gibi haşin olmamalıdır" diyor.
Erbil yönetimi bölgenin siyasi temas noktası gibi. Ama Barzani yönetiminin bir yanda Türkiye’nin talepleri, diğer yanda Suriyeli Kürtleri bir arada tutma, "ağabeylik" yapma çabaları ve tabii ki merkezi Irak hükümeti ile ilgili ciddi sorunlarını çözmesi mümkün görünmüyor.
Hiwa Osman, Ankara, Erbil ve Suriyeli Kürtleri işaret ederken “Birlikte süreci yürütmek en mantıklısı, çünkü kimsenin tüm talepleri karşılanamaz” diyor ve ekliyor:
“Çünkü sorunun tek kaynağı Suriye değil sorunun büyük kısmı bizzat Türkiye’nin kendi sorunundan kaynaklanıyor.”