ANKARA (ANKA) – AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ergenekon operasyonuna ilişkin muhalefetin ve medyanın tavrını eleştirerek, "Doğrusu ana muhalefet partisinin telaşını anlamakta gerçekten güçlük çekiyoruz. Bazı medya kuruluşlarının panik hallerini anlamakta gerçekten güçlük çekiyoruz. Türkiye'nin şeffaflaşmasından mı korkuyorsunuz? Kirli ilişkilerin açığa çıkarılması çabasından mı korkuyorsunuz? Karanlık olayların aydınlatılması girişimlerinden mi korkuyorsunuz? Türkiye'ye demokrasinin, hukukun, millet iradesinin egemen olmasından mı korkuyorsunuz? Neden korkuyorsunuz? Nedir bu telaşınız? Bu öfkeniz, bu saldırganlığınız, bu pervasızlığınız neden?" dedi.
Başbakan Erdoğan, Altındağ Belediyesi Karapürçek Spor Salonu'nda partisinin bazı belediye başkanlarının açıkladığı toplantıda konuştu. Konuşmasında isim vermeden Ergenekon operasyonu hakkında değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Ülkemizi, şehirlerimizi, milletimizi çetelerin, mafyanın tasallutundan kurtarmak için kararlı ve cesur duruş ortaya koyduk, önemli mesafeler aldık" dedi.
-"ÇETELERİN KARAR VERDİĞİ BİR ÜLKEYİ TESLİM ALDIK"-
Kararı çetelerin, mafyaların verdiği bir ülkeyi temsil aldıklarını belirten Erdoğan, Cumhuriyetin, dört temel ilkesi olan demokratik, laik, sosyal ve hukuk devleti ilkeleri üzerinde büyüyüp gelişeceğini her fırsatta dile getirdiklerini bildirdi. Erdoğan, şöyle dedi:
"Demokrasinin ötelendiği, sosyal devletin hatırlanmadığı, hukukun işlenmediği dönemlerde bu millet çok ağır faturalar ödedi. Şimdi lütfen dikkat ediniz. Siyasetini o dönemin eski parametrelerine göre kuranlar, şu anda telaş içindeler. Karanlık dehlizlerde yol almaya alışanlar, gölgelerin gücüyle ayakta kalmaya çalışanlar, büyük bir tedirginlik yaşıyorlar. Milli iradenin aydınlığından, hukuk devletinin ışıltısından, karanlık hesapları bozulanlar kaygı duyuyorlar. Sosyal devlet ilkesi hayata geçtikçe rahatsız oluyorlar. Demokrasi güçlendikçe, geliştikçe, istismar zeminlerini kaybediyorlar. Hukuk işledikçe, ülkenin savcısı, hakimi her türlü baskıdan, yönlendirmeden, tehditten uzak bir şekilde özgür, bağımsız hür vicdanıyla hareket ettikçe, yasaları uyguladıkça bazıları rahatsız oluyorlar"
-"HİÇ KİMSE KENDİNİ AYRICALIKLI GÖRMESİN"-
Başbakan Erdoğan, Türkiye'de hukuk, demokrasi, yerleşmiş bir sistem, oturmuş kurumlar ve kurallar, fikri hür, vicdanı hür savcılar ve hakimler olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:
"Hiç kimse kendisini yasaların, hukukun, adaletin üzerinde görmemeli. Hiç kimse kendisini ayrıcalıklı, seçkin, imtiyazlı, hukuk alanı dışında bir pozisyonda görmemeli. Türkiye değişiyor ve değişecek. Türkiye, ilerlemesine, kalkınmasına, gelişmesine, huzuruna ve güvenliğine takılmış prangalardan kurtuldu, kurtuluyor. Ama bir de bakıyorsunuz ki birileri de çıkıyor, korku imparatorluğundan bahsediyor. Evet, kimlerin bu ülkede korku imparatorluğu kurmaya çalıştığını, gayret ettiğini bize şu son aylar gayet iyi gösterdi. Çukurlardan nasıl el bombalarının çıktığını, nasıl tüfeklerinin, afedersiniz bir yerleri yok etmenin gayreti içerisinde planlarının çıktığını çok iyi görüyoruz. Ve bütün bunlarla beraber bu ülkede hepsinin ötesinde, binlerce, on binlerce mermilerin acaba birilerinin evlerinde çıkmasının acaba bir anlamı yok mu? Bunun üzerinde durulmayacak mı?, bunlara seyirci mi kalacağız? Bunları takip edenler, korku imparatorluğunu temsil edecek, bunların avukatlığına soyunanlar ise korku imparatorluğunu değil, bu ülkede barışı konuşacak."
Türkiye'nin muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma hedefi doğrultusunda, değiştiğini, dönüştüğünü ve geliştiğini belirten Erdoğan, "Biz ülkemizi tertemiz görmek istiyoruz. Bu ülkede sevginin, saygının egemen olmasını istiyoruz. Bu ülkede gece rahat, gündüz rahat olan milletimizin yaşam tablosunu hazırlamanın gayreti içerisinde koşturuyoruz ve bu süreci hukuka olan güveni sarsarak, hukukun bağımsızlığına ve tarafsızlığına gölge düşürerek, işleyen demokrasiyi hafife alarak kıyasıya eleştirmeye kalkanlar, önce kendilerini gözden geçirmelidirler" diye konuştu.
-"BU ÖFKENİZ, BU PERVASIZLIĞINIZ NEDEN?"-
Erdoğan, yargıya müdahale anlamına gelen söylemlerden herkesin ama öncelikle siyasetçilerin şiddetle kaçınması gerektiğine vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunun yanında yasama organının içerisinde siyasetçiler tabii ki kaçınması gereklidir derken, yürütme içerisinde varsa onların da kaçınması gerekir. Yargıda varsa onların da kaçınması gerekir. Bu; yasaları, Anayasayı çiğnemektir ve aleni suçtur. Demokrasiye, hukuka, adalete, yasalara ve Anayasaya asgari düzeyde dahi saygısı olan herkes, hele hele de mesuliyet mevkiinde olanlar söylediği sözün ne anlama geldiğini ölçer, biçer, tartar öyle söyler. Yargının siyasallaşmasından dem vurup, yargıyı siyaseten kıyasıya eleştirenler öncelikle hukuka saygı duymalı, hukuk sistemimize inanmalı güvenmelidir.
Doğrusu ana muhalefet partisinin telaşını anlamakta gerçekten güçlük çekiyoruz. Bazı medya kuruluşlarının panik hallerini anlamakta gerçekten güçlük çekiyoruz. Türkiye'nin şeffaflaşmasından mı korkuyorsunuz? Kirli ilişkilerin açığa çıkarılması çabasından mı korkuyorsunuz? Karanlık olayların aydınlatılması girişimlerinden mi korkuyorsunuz? Türkiye'ye demokrasinin, hukukun, millet iradesinin egemen olmasından mı korkuyorsunuz? Neden korkuyorsunuz? Nedir bu telaşınız? Bu öfkeniz, bu saldırganlığınız, bu pervasızlığınız neden?"
-"BIRAKIN HUKUK İŞLESİN"-
"Kurum ve kurallar işlemekte, çalışmaktadır. Bu süreç hukuka, demokrasiye, ülkenin ve milletin menfaatlerine hizmet edecek bir titizlikle devam etmesi elbette önemlidir" diyen Erdoğan, kişilerin hatalarının kurumları bağlamadığını, yanlış yapan kişinin yaptığı yanlışın hukuki sorumluluğunu şahsi olarak yüklendiğini belirtti. Erdoğan, "Kimse kurumlarımızı yıpratma, tartışmaya açma noktasında, rencide etme lüksüne sahip değildir, olamaz" diye konuşarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önemli olan sabırla, hassasiyetle hukukun adil bir şekilde tecelli etmesini beklemektir.
Bu süreci olumsuz etkileyecek tavır ve davranışlardan, söylemlerden kaçınmak her vatandaşımızın yükümlülüğüdür. Şu çok bilinen bir ilkeyi bir kez daha hatırlatmak istiyorum: Aksi ispat edilene kadar herkes masumdur. Biz hükümet olarak da, siyaset kurumu olarak da tüm gelişmelere bu gözle, bu anlayışla, bu yaklaşımla bakıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası madde 138: ‘Hakimler görevlerinde bağımsızdırlar. Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz.
ANKA