İSTANBUL(ANKA)- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin ciddi bir doktor açığı bulunduğunu belirterek, tıp fakültelerindeki profesörleri ise "Bir öğretim üyesinin iftihar edeceği eseri nedir öğrenci yetiştirmek. Ne yazık ki rahata alıştık. Öğrenci yetiştirmek, böyle bir şey yok. Tıp fakültelerine öğrenci alma noktasında bakıyorsun bariyerler kuruyorlar. Devletin eğitim hastaneleri var, biz bu hastaneleri tıp fakültelerinin emrine veririz, buradan süratle doktorlar yetiştirelim" sözleriyle eleştirdi.
Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile Özel Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi'nin açılış törenine katıldı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin son 5.5 yıldır sağlık alanında tarihinin en önemli dönüşümlerinden birini yaşadığını belirterek, Türkiye'deki sağlık sisteminin bütüncül bir bakış açısının ürünü olmaktan ziyade, dönemsel ihtiyaçların ürünü olarak kurulduğunu ve yakın zamana kadar da böyle yürüdüğünü ifade etti.
Erdoğan, Türkiye'nin sağlıkla tarihi bir dönem yaşadığını belirterek, bütün vatandaşların herhangi bir ayrıma tabi olmadan, kendilerine en yakın veya ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri en uygun sağlık kuruluşundan hizmet alabilecekleri bir sistemi getirdiklerini kaydetti.
Bu sistemin, gelmiş olmasına rağmen zaman zaman bazı çatlak sesler çıktığını vurgulayan Erdoğan, "Bu ara yine aynı şekilde, aynı zihniyet, aynı kafa yapısı bakıyorsunuz, hastanelerin birleşmesine karşı olmaktan dem vuruyor. Niye? Bunlar nemalanan mantıklardı, buralardan nemalanıyorlardı, artık mama kaybolunca şimdi onlar feryada başladılar. Efendim neymiş hastanelerin birleşmesi yanlışmış. Ben vatandaşıma bakıyorum. Vatandaşım halinden memnun hatalar, eksikler olabilir. Vatandaşım halinden memnunsa, vatandaşımın birçok sıkıntısı giderilmişse o zaman durmak yok, yola devam diyoruz. Devlete ait bütün hastaneleri sağlık bakanlığı çatısı altında topladık. Sistemi üniversite hastaneleri ve özel hastanelerden herkesin yararlanabileceği bir genişliğe kavuşturduk" diye konuştu.
-TIP FAKÜLTESİ PROFESÖRLERİNE ELEŞTİRİ-
Türkiye'de ciddi doktor eksiği bulunduğunu, bu da gidermek gerektiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: Bunu gidermemiz lazım. 5 yıldır bağırıyoruz. Diyoruz ki doktor ihtiyacımızın giderilmesi lazım. Aldığımız cevap hep şu olmuştur. 'Nereden yetiştireceğiz?' demişlerdir. İncelemeler de yaptırdım. Çok enteresan, Almanya'da bir profesöre 26 öğrenci, benim ülkemde 3,8 öğrenci düşüyor. Aradaki farkı görüyor musunuz? Bu kadar korkunç bir fark var. Diğer AB üyesi ülkelerde de oranlar yüksek, fark açık. Bunu aşmamız gerek. Bir öğretim üyesinin iftihar edeceği eseri nedir öğrenci yetiştirmek. Ne yazık ki rahata alıştık. Öğrenci yetiştirmek, böyle bir şey yok. Tıp fakültelerine öğrenci alma noktasında bakıyorsun bariyerler kuruyorlar. Devletin eğitim hastaneleri var, biz bu hastaneleri tıp fakültelerinin emrine veririz, buradan süratle doktorlar yetiştirelim."
Erdoğan, Türkiye'nin sağlıkta yeni döneme girdiğini, İstanbul'un da Türkiye'nin en büyük şehri olarak sağlık hizmetlerindeki dönüşümden aslan payını aldığını belirtti. Erdoğan, 2002'de 5 bin 898 olan devlet hastanelerinde çalışan doktor sayısının 6 bin 938'e, hemşire sayısı 7 bin 107'de 11 bin 265'e yükseldiğini, poliklinik sayısının bin 116'dan 4 bin 179 çıktığını, 36 olan 112 acil istasyonu sayısı 102'e ulaştığını bildirdi.
Başbakan Erdoğan, İstanbul'un Türkiye'nin değil, dünyanın sağlık merkezlerinden biri olma yolunda ilerlediğini kaydederken, kamuya ait sağlık kuruluşlarının sayı, nitelik, ve insan kaynağını yetiştirme konusunda yürütülen çalışmaların özel sağlık kuruluşlarını olumsuz etkilemediğini, onların da önünü açtığını ifade etti.
-ÖZEL SAĞLIK KURULUŞLARINA DEVLET 5.5 MİLYAR YTL ÖDEYECEK-
Erdoğan, 2008'de özel sağlık kuruluşlarından yaklaşık 60 milyon muayene yapılmasının beklendiğini, bunun Türkiye'deki toplam muayene sayısının yüzde 14'üne tekabül ettiğini kaydetti. Erdoğan, özel sağlık kuruluşlarına devletin bu hizmetlerine karşılık 5.5 milyar yeni YTL ödeme yapılmasının öngördüğünü vurgularken, bunun da kamunun toplam sağlık harcamalarının yüzde 23'üne geldiğini ifade etti. Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti derken, sosyal devletin gereği olan bu yükü Türkiye Cumhuriyeti ve AK Parti iktidarı üstlenmiştir, götürüyor" dedi.
Başbakan Erdoğan, sağlığın önemine dikkat çekerken, "Bu iş sadece bizim işimiz değil, doktorlarımızın da işi. Zaman zaman televizyon ekranlarında bazı olumsuzluklar görüyoruz. Bu olumsuzlukları gördüğümüz zaman bizim de içimiz yanıyor. Bizim içimizin yanmasından öte tababet yeminini yapanların içi daha fazla yanması lazım. Çünkü, bunlar bunun sözünü verdiler. Bu yemini yaptılar, her şey para değildir" dişe konuştu.
Sağlık Bakanlığı'na kuruluşların 346 milyon muayene ile toplam sağlık harcamaların yüzde 63'ünü, üniversite hastanelerinin ise 18 milyon muayene ile yüzde 14'ünü aldığını belirten Erdoğan, özel sağlık kuruluşlarının sağlık harcamaları ve muayenede aldıkları pay bakımından durumlarının oldukça ileri düzeye geldiğini kaydetti.
Türkiye'nin nüfusunun 70 milyon iken doktor sayısının 108 bin olduğunu dile getiren Erdoğan, sağlık hizmetlerinde ağırlığın devlet hastanelerinde olduğunu söyledi. Erdoğan, "Biz emanetçiyiz. Biz ne patronuz, ne efendiyiz. Halkımız bize bir emanet verdi. İşte vergisiyle, her şeyiyle bize teslim etti. Biz bu emaneti layıkı ile kullanmaz, finansı yönetemezsek ülkemizin geleceği de iyi olmaz. Bunu da başarmak durumdayız. Mevcut doktor kaynağımızı dengelemek mecburiyetindeyiz" dedi.