Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen toplu açılış törenine katılarak konuşma yaptı.
Avrupa'ya seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Silah şakağıma dayanmış. Ne diyorlar, Erdoğan'ı öldürün. Be dangalaklar! Erdoğan sizin demenizle mi ölecek. Rabbimin takdiri neyse o olacak. Ne bir an ileri ne bir an geri. Siz o sokaklarda sosyalist partinizi dolaştırarak, PKK'lıları dolaştırarak, sol terör örgütlerini dolaştırarak, kendi polislerinizle onları koruma altına alarak Türkiye'nin şanından, izzetinden bir şeyleri söküp, alacağınızı mı zannediyorsunuz. 16 Nisan geliyor. Türk Milleti 80 milyon inşallah bütün bu Batı'nın liderlerine en büyük dersi verecek. Vatikan'da AB ülkelerinin liderleri kuzu kuzu oturup Papa'yı dinlediler. AB, Türkiye'yi 54 yıldır niye almadıklarını anlıyor musunuz? Olay tamamıyla açık ve net söylüyorum; Haçlı ittifakıdır. 16 Nisan aynı zamanda bu kararı değerlendirme günü olacaktır. Çünkü 14 senedir bunlarla masaya oturduk, konuştuk, hep yalan söylediler. Yalan üstüne yalan söylediler. Hala yalan söylemeye devam ediyorlar" ifadesini kullandı.
İşte Erdoğan'ın konuşmalarından bazı notlar:
Karadeniz beni baba yurdum, ata yurdum. İstanbul doğduğum, büyüdüğüm, yetiştiğim siyasette ve millete hizmet yolunda piştiğim bir yer. Ankara ise 2001 yılında partimizi kurduğumuz 2002'den itibaren Türkiye'ye, Türk Milleti'ne Cumhuriyet tarahinin en büyük hizmetlerini getirdiğimiz yer. Ankara tarih boyunca hep karargâh olmuştur. Timur'a karşı ülkesini savunan Yıldırım Beyazıt'ın yeri burası olmuştur. Hacı Bayram Veli'nin karagahı Ankara'dadır. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u fethederken hemen yanında yer alan Akşemseddin Hazretleri de Ankaralıdır. Ankara önemini hep korumuştur. İstiklal Harbimizin askeri ve siyasi yönetim karargahı olarak görev yapan Ankara'nın bu vasfı Cumhuriyet'in ilanıyla birliktel başkentlikle taçlanmıştır. Cumhuriyet tarihi boyunca verdiğimiz demokrasi mücadelesinin karargahı hep Ankara olmuştur.
ANKARA BU FAŞİST BASKICILARIN İSTİLASINA UĞRAMIŞTI
Şu anda hayır kampanyası yapıp da evet denmesi gereken ne varsa bir zat var ya. İşte o zatın partisi millete tepeden bakan bir anlayışın hakimiyetine girmiştir. Milletin karargahı olması gereken Ankara bu faşist, baskıcıların istilasına uğramıştır. Bugün hayır diyen zihniyet Aşık Veysel'i Ankara, Ulus'a sokmamıştır. İşte o sokaklara sokulmayan çocukları evet diyor. Rahmetli Menderes'i sadece ve sadece milletin isyanına kulak verdiği, taleplerini yerine getirdiği için darağacına çıkardılar. Sessiz kalanların, darağacına çekenlerin arkasında duranlar da hayır diyenler. Türkiye demokrasi ve kalkınma yolunda ne zaman adım attıysa hep aynı şey olmuştur. Birtakım eller devreye girmiş, muhtıra, siyasi ve ekonomik krizlerle ülkemiz hep geriye itilmiştir. Türkiye 1991'den bu yana sahip olsaydı bugün nerede olacaktık biliyor musunuz? Şu anda bulunduğumuz yerin tam iki kat daha ilerisinde olacaktık. Bugün kişi başına düşen milli gelir 11 bin dolar, bu durumda şu an itibarıyla 22 bin dolarlık bir milli gelire sahip olacaktık.
BU MİLLET PENALTIYI İYİ ATAR! YİNE TERS KÖŞE OLDULAR
Önceki gün büyüme rakamları açıklandı. Türkiye 2016 yılında ne kadar büyümüş? Yüzde 2,9 büyümüş. Tabii bazıları bu rakamı küçümsemeye kalkar. Aynı dönemde AB'nin ortalama büyüme rakamı 1,7. Bize tabii ki 2,9 yetersiz geliyor. Dünyadaki anlı şanlı ekonomi değerlendirme kuruluşları var ya, hani benim fırça attığım. Bu açıklamalar siyasi dediğim var ya, şimdi yaklaşık onların değerlendirmelerinin 1 puan üzerinde çıktığını unutmayalım. Bu ne demektir ters köşe oldular demektir. Bu millet penaltıyı iyi atar. Şu meydana bak. Şu meydanın bereketine bak. Hani bazen diyorsunuz ya "Avrupa Avrupa duy sesimizi" diyorsunuz ya. Gör Ankara'yı gör. Kahve köşelerinde konuşmalarla bu milleti aldatamayacaksınız.
16 NİSAN'DA AVRUPALI LİDERLERE DERS VERMEYE VAR MIYIZ?
İnşallah 16 Nisan'da Avrupa'nın liderlerine, bir kısmı hariç gereken dersi vermeye var mıyız? Bak 14 gün kaldı. Hanımlar 14 gün kapı kapı dolaşmaya var mıyız, beyler 14 gün kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Ankara 16 Nisan'da içeride ve dışarıda daha güçlü bir Türkiye için evet diyor mu? Dün Diyarbakır'daydım. Elhamdülillah Diyarbakır evet diyor. Diyarbakır çok çekti. Şimdi özgürlüklerin, barışın, hürriyetin oluşturduğu yapıyla evet diyor.
BAŞKANLIK SİSTEMİ HEP İÇİMİZDE UKDE OLARAK KALMIŞTIR
Hepsini saygıyla andığımız Özal, Demirel, Erbakan, Türkeş, Yazıcıoğlu Başkanlık sisteminde buluşmuşlardır. Ama bir türlü adım atılamamıştır. Açık konuşmak gerekirse biz de iktidara geldiğimizden beri içimizde bir ukde olarak yer almasına rağmen, şahsım hep bunu dillendirmiştir. Gereken mesafeyi kat edemedik. Çünkü sürekli karşımıza engeller çıkarmışlardır. Cumhurbaşkanlığı seçimiyle bu sürecin ilk adımını attık. Pek çokları bu kararın ne anlama geldiğini bilmiyordu. Biz ne yaptığımızı çok iyi biliyorduk. Öyle büyük saldırılara maruz kaldık ki bu meseleyi gündeme getirmeyi dahi fırsat bulamadık. Gezi olayları, 17-25 Aralık darbe girişimi, ardından yaşadığımız 7 Haziran seçimleri sırasında bu konuyu yeniden gündeme getirdim, şehir şehir gezip, milletime yeni Anayasa ve onunla birlikte Başkanlık sistemine olan ihtiyacımızı anlattım.
BUNLAR EVLERİ TÜNELLERLE BAĞLAYIP SUNİ ŞEHİRLER HAZIRLADILAR
7 Haziran akşamı ne dediler: Sivil darbe önlendi dediler. Cumhurbaşkanlığı makamının meşruiyeti tartışmalı hale gelmiştir dediler. Siyasi ve hukuken boşlukta bir kişi var dediler. Hatırlıyorsunuz değil mi? Yani istikrarsızlık çığırtkanlığı yaptılar. Hemen ardından Diyarbakır'da 53 kardeşimiz öldürüldü. Öldürülenler Kürt, öldürenler de Kürt. Hani bu alçaklar Kürtlerin temsilcisiydi. Bunlar hiçbir zaman benim Kürt kardeşlerimin temsilcisi olmadı. Bunlar Kürt kardeşlerimi ellerinde silahla tehdit ettiler. Evlerinin içinde tüneller açarak birbirine bağladılar. Evlerinin altında suni şehirler hazırladılar. Şu anda o açtıkları çukurlara gömülüyorlar. Allah'ın izniyle bu terörü bitireceğiz. İnşallah 16 Nisan bunun müjdecisi olacaktır.
16 NİSAN KRİZ TÜCCARLARINA VERİLECEK CEVAP OLACAKTIR
1 Kasım'da tekrar seçim dedik ve bunların heveslerini benim milletim kursaklarında bıraktı. 16 Nisan ise tüm kriz tüccarlarına verilecek tarihi bir cevap olacaktır.16 Nisan'da FETÖ ihanet çetesini bir daha bu ülkeye zarar veremeycek hale getirmek için evet diyor mu Ankara? En çok kanı Ankara'da döktüler. En çok saldırıyı burada yaptılar. İdam konsunda kararım bellidir. Buna birileri ihsası rey diyebilir. Bu konu parlamentoya 16 nisandan sonra parlamentoya gelibilir. Sayın Kılıçdaroğlu olumlu baktığını söylüyor. İnşallah terse dönmez. Sayın Bahçeli öyle diyor, sayın Yıldırım'ın kanaatini biliyorum. Parlamentodan geçip bana geldiğinde ben de bu kararı onaylarım. Çünkü 249 şehidimizin katillerini af yetkisini biz kendimizde bulamayız. Böyle bir yetkimiz yok. Efendim Corç, Hans, Helga ne der. Bizi onlar ilgilendirmiyor. Ahmet, Hasan, Hasan, Hüseyin, Hatice ne der Allah ne der beni o ilgilendiriyor.
ELİNDEN GELSE F-16'LARI ELİNLE TUTUP YERE ÇALACAKLARDI
15 Temmuz'da bu milletten tokadı yediler. İnşallah 16 Nisan'da daha büyük bir tokat olacak. Ankara başkentini, ülkesini, Meclisini, Cumhurbaşkanlığı Külliyesini, Genelkurmayı'nı, Emniyet teşkilatımızın binalarını, sokakları, caddeleri darbecilere teslim etmedi. Elinden gelse üzerinden geçen F-16'ları elinle tutup yere çalacak kadar azimliydi. O ne imandır. O gece bu gazi şehre uzanan namahrem elleri kırdınız. Türkiye'nin izzetini kurtardınız. İzzetini kaybeden zillete düçar olur. Siz bu izzeti kurtardınız. 15 Temmuz'da Türk Milleti izzetine canı pahasına sahip çıktı. Şu anda her taraftan üzerimize gelenler var ya, onların tüm derdi sizlerin teslim olmak yerine direnmenizle zafere ulaşmış olmanızdır. O yüzden kuduruyorlar. Siz onların tüm planlarını, beklentilerini yer ile yeksan ettiniz. Milletimizin vurduğu sille onları öyle bir sersemletti ki, parlamentonun önlerini alnımıza silah dayanmış pankartlarla gösteri yapacak kadar muvazeneyi kaybetmiş durumdalar.
HAYIR DİYENLERDE SAYGINDIR ANCAK KİMLER HAYIR DİYOR?
Kılıçdaroğlu çıkmış diyor ki; hayır diyenler teröristtir diyormuşuz. Yine yalan söylüyorsun. Biz demokrasiye öylesine inanmışız ki, öylesine bağlı olmuşuz ki, milletin iradesi bizim için en saygın tepe noktadır. Ve evet diyen ne kadar saygınsa hayır diyen de o kadar saygındır. Ancak bizim eveti anlatırken bir uyarı görevimiz var. Kim hayır diyor? Pensilvanya ve Avrupa'daki bir kısım liderler, Kandil hayır diyor. Sevgili peygamberimiz ne diyor? Kişi sevdikleriyle beraberdir. Bundan daha güzel bir ölçü olabilir mi? Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu. Şimdi anladın mı Kılıçdaroğlu ne söylemek istediğimi. Dedelerinize sorun büyüklerinize sorun bu zatın 5 koyunu bile güdemeyeceğini söylerler.
BUNLARA OSMANLI BAKIŞIYLA BİR GÖZ ATMAYA VAR MISINIZ?
Ankara bunlara şöyle bir Osmanlı bakışıyla bakmaya hazır mı? Ankara 16 Nisan'da sandıkları patlatıyor muyuz? Koalisyon hükümetleri kurulurken nerede ne dolaplar döndüğünü, ne pazarlıklar yapıldığını en iyi bu şehir bilir. Biz diyoruz ki, Türkiye bu zilletten kurtulsun. Artık hükümetler böyle gizli saklı pazarlıklarla değil, doğrudan sandıkta kurulsun. Bunu istiyoruz. Ankara ne cumhurbaşkanı, başbakan kavgaları görmüş bir şehir. Aynı zihniyette olmalarına rağmen Cumhurbaşkanı sayın Sezer'in merhum Ecevit'e anayasa kitapçığını fırlattığını hatırlıyoruz değil mi?
Copyright © MYNET A.Ş. Telif Hakları MYNET A.Ş.'ye Aittir.