ANKARA (ANKA)- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 1 Mayıs'ta İstanbul'da yaşanan olaylardan sendikaları sorumlu tuttu. Sendikaları dürüst davranmamakla suçlayan Erdoğan, sendikaların yanı sıra muhalefet partilerini ve medyayı da suçladı.
Olayların ardından eleştirilere maruz kalan polise "Kimse hırsıza sormuyor onu sorguyla çekmiyor" sözleriyle sahip çıkan Erdoğan, sendikaların Taksim'e çıkma fikrinden vazgeçmesinin nedenini de "500 kişi, bin kişi Şişli Meydanında toplayamadılar ondan sonra dediler ki iptal ettik" diye değerlendirdi. Başbakan Erdoğan, AKP'nin Meclis grup toplantısında konuştu. Konuşmasının önemli bir bölümünü 1 Mayıs olaylarına ayıran Erdoğan, 58 ilde yapılan 1 Mayıs etkinliklerinin Ankara ve İstanbul dışında kardeşlik içinde geçtiğini söyledi. 1 Mayıs kutlamaları ile ilgili bir izin sorununun hiçbir yerde yaşanmadığını, herkese yasalarca belirlenen gösteri alanlarında kutlama yapmak izninin verildiğini belirten Erdoğan, "Kimse halkımızı bu noktada aldatmaya kalkmasın. Demokratik bir hukuk devletinde her şey yasalarla belirlenmiştir. ‘Ben istediğim yerde istediğimi yaparım' mantığı legal kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin amacı olamaz. Demokratik kuruluşların amacı olamaz. İstediğim yerde istediğimi yaparım anlayışı illegal örgütlerin, yer altı örgütlerinin işidir" dedi.
Başbakan Erdoğan, yasalara aykırı olarak, keyfi bir şekilde ortaya konan emrivakilerin gereksiz gerilimler yaşanmasına sebep olduğunu ifade ederek, "Yani sorun izin verip vermeme sorunu değildir. İzin kapsamı dışında kalan alanlara yönelik bir zorlama ve hukuksuzluk içine girilmesi sorunudur. İstanbul'da yaşanan arızi olaylar 1 Mayısın anlamına ve ruhuna aykırı sonuçlar doğurmuştur" diye konuştu.
-"GÖZALTINA ALINANLAR İŞÇİLER VE EMEKÇİLER DEĞİLDİ"-
Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
"2008 1 Mayısında Taksim ve civarında kimler vardı? Bakınız çatışmayı sendikal mücadele zanneden bazı sendikacılar vardı. Rol çalma telaşıyla kalabalığa karışan bazı siyasetçiler vardı. 1 Mayısı istismar etmek isteyen illegal örgütler vardı, istismarcılar vardı, felaket tellalları vardı. Türkiye'nin manzarasını karartmaya çalışan odaklar vardı. 1 Mayıs günü yani emek ve dayanışma gününde Taksim ve civarında olmayan özellikle bir kesim vardı. Emekçi kardeşlerim, işçi kardeşlerim, çalışanlar, emeğiyle geçinenler o gün orada kısmen vardı. Nitekim taş ve sopalarla çatışmaya gelen, yasadışı eylem sebebiyle gözaltına alınanların çoğu işçi ve emekçi değildir. Güvenlik güçleriyle çatışan, elindeki torbalarda taş getirip polise fırlatan, molotof kokteyli fırlatanlar, camı çerçeveyi indiren, araçlara dükkanlara zarar verenler arasında işçi yoktu, emekçi yoktu."
-TANDOĞAN'I ÖRNEK GÖSTERDİ, MEDYAYA YÜKLENDİ-
Ankara'da yapılan 1 Mayıs'a da değinen Erdoğan, Sıhhiye'deki kutlamalara legal örgütlerin arasına karışmış olan illegal örgütler olduğunu söyledi. Tandoğan'da Hak-İş tarafından yapılan kutlamayı örnek gösteren Erdoğan, "Peki orda niye bir şey yoktu? Orda niye bir olay olmadı? Niçin acaba yazılı ve görsel olan medya Tandoğan'daki kutlamaları gündeme getirmiyordu da Sıhhiye'yi ve Taksimi gündeme getiriyordu? Onlar işçi değil miydi? Neden onlara gündeme getirmediler, neden? Onlara da koylukları isim şuydu: Onlar Ak Parti yanlısı. Bu kadar çirkin bir anlayış olabilir mi? Demek ki kavga gürültü yoksa Ak Parti yanlısı, kavga gürültü varsa onlar Ak Parti karşıtı?" dedi.
Başka illerde yapılan kutlamalarda da olay çıkmadığını belirten Erdoğan, "Hesap başka. İstanbul halkının günlük yaşantısını olumsuz etkileyerek halkımıza zarar vererek, her türlü teyakkuza imkan hazırlayarak propagandalarını daha kalıcı kılabilmek için bu yola başvuruyorlar. Yapılan iş budur" diye konuştu.
-"İLK DEFA BEN GÖRÜŞTÜM"-
Bugüne kadar kendisi dışında hiçbir Başbakan'ın sendikalarla 1 Mayıs konusunu görüşmediğini iddia eden Başbakan Erdoğan, sendikaların kendilerinden sadece 1 saat için Taksim'de 30-35 bin kişiyle açıklama yapacaklarını söylediğini aktardı. Bu kadar kişinin 1 saatte Dolmabahçe'den Taksim'e çıkmasının bile mümkün olmadığını kaydeden Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sembolik, nitelikli bir heyetle gelirsin, basın açıklamanı yaparsın, ondan sonra da ilgili alan neresiyse bütün kitleni, 50 bin 100 bin neyse orada toplarsın. Ama bunların öyle bir kitlesi de yok ki. İşte gördünüz 500 kişi bin kişi Şişli Meydanında toplayamadılar, ondan sonra dediler ki iptal ettik. Ve enteresan olan önde resmi olan sendikanın pankartı ama arkasında illegal olan örgütlerin pankartı.
-"İLLEGAL ÖRGÜTLERİ BU BEYEFENDİLERE BİLDİRDİK"-
Bütün görüntülerde bunlar var. Ama halkım hangisi legaldir hangisi illegaldir bilemez ki. Bunların da isimlerini biz, bu beyefendileri verdik. Nitekim hepsi de hakikaten o gün o yürüyüşün içinde bulundular. İşte maskelileri gördünüz. İyi niyette maskeye ne gerek var? Torbalar içinde taşlar, molotof kokteyleri gördük. Taş sopa hepsi ortada. Ama bütün fatura kime kesiliyor polise. Kim bu polis? Uzaydan mı geldi bunlar. Bunlar bu ülke insanının ayırt etmeksizin hepsinin can güvenliğinden sorumlu olan polis evladımız, polis kardeşimiz değil mi? Nedir polise olan düşmanlık? Hatalar olabilir, yanlışlar da olabilir, doğrudur. Ama böyle bir süreç başladığı zaman işte orada ne yazık ki bazı şeyler şirazesinden çıkıyor. Ona zemini hazırlayanlar kimse hırsıza sormuyor onu sorguya çekmiyor. ‘Bunun yanlışı nedir' demiyor. Kime yükleniyor, polise yükleniyor. Her zaman yaptıkları şey bu, yine bundan sonra yapacakları iş de bu."
-SENDİKALARA AĞIR SUÇLAMALAR-
Her şeye karşın yanlışlıkların üzerine giderek İçişleri Bakanlığı'nın soruşturma başlattığını duyuran Erdoğan, sendikalara yönelik eleştirilerini de ağırlaştırdı. Erdoğan, "Olay tamamen yasalar içerisinde olmayan, yasaları tamamıyla zorlamak suretiyle kamu düzenini bozmaya yönelik atılmış bir adımdır. 1 Mayıs olayı İstanbul halkının yaşam düzenini bozmaya yönelik atılmış bir adımdır. Dürüst olanlar Kazlıçeşme'ye gider, dürüst olanlar Çağlayan'a gider ama dürüst davranmadılar. Sadece kamu düzenini bozmayı kaybolmuş itibarını kazanmak zannettiler ama aldandılar" diye konuştu.
-"TAKSİM'İ VERSEYDİK HERKES İSTERDİ"-
"Bütün bunlarla birlikte ‘burada böyle bir müsaade verilemez miydi?' gibi zaman zaman sorular soruluyor. Özellikle bu işi çok iyi bilen medya mensupları sağolsun bunları köşelerinde yazıyorlar, ondan sonra yorumlarını falan da dinliyoruz" diyen Erdoğan, izin verilmiş olsaydı bundan sonra siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin de bundan sonra Taksim'de miting yapma hakkının doğacağını söyledi.
-"TAKSİM ECEVİT İKTİDARINDA YASAKLANDI"-
Taksim'in miting alanı olmaktan 1977 olaylarının ardından Ecevit hükümeti tarafından çıkarıldığını belirten Erdoğan, Ecevit hükümetinde Deniz Baykal'ın da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olduğunu anımsattı. Erdoğan, "1977 1 Mayıs olayları yaşandığında 39'uncu hükümet işbaşındaydı. O günden bugüne 21 hükümet geldi geçti. Bugüne kadar bu iş hiç gündeme gelmedi ama şimdi gündeme getiriyorlar. Çünkü ‘60'ıncı hükümet, Ak Parti iktidarı işbaşında ve bunun iktidarına gölge düşürmek lazım' Yapılan iş bu. Peki 39'uncu hükümet CHP. Bu arada gelen hükümetlerin içinde CHP oldu, DSP oldu, SHP oldu. Peki bunlar niçin acaba Taksim'i böyle bir miting alanına getirmediler. Madem bunlar emekçi, işçi yanlısıydı, bunlar yapsaydı bu işi? Niye yapmadılar, neden bunun önünü açmadılar" dedi.
-"BÖYLE BİR SENDİKAL ANLAYIŞ KALMADI"-
Çatışma, gerginlik ve kavga üzerine bina edilmiş bir sendikal anlayışın bütün dünyada tedavülden kalktığını kaydeden Başbakan Erdoğan, sözlerine şunları ekledi:
"Tüm dünyada sendikal anlayış, sendikal mücadele barışçıl bir çizgiye dönüşmüştür. Sivil ve demokratik bir duruşu temsil etmektedir. Bizdeki bazılarına bakıyorsunuz, mikrofonların, kameraların önünde poz verip, faili oldukları eylemlerin faturasını hükümete kesiyor. Yaptıkları iş budur. Böyle anlayış olur mu Allah aşkına. Bu demode bu çağdışı anlayış 1970'lerde kaldı. O yıllara dönüp baksınlar o yılları şöyle bir düşünüversinler. Ak Parti karşıtı olsun da ne olursa olsun hiç önemli değil yaklaşım tarzı budur."