SİLİVRİ(ANKA) - Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'nde Ergenekon davasının 15'inci oturumu saat 9.30'da başladı.
Toplam 86 sanığın yargılandığı davada trafik nedeniyle tutuksuz sanıkların çoğu katılamadı. Bugünkü duruşmaya başka cezaevlerinde bulunan tutuklu sanıklarından Semih Tufan Günaltay ve Sedat Peker getirildi. Bazı tutuklu sanıklar da rahatsız oldukları gerekçesiyle duruşmaya katılamadı. Tutuklu sanıklardan Muzaffer Tekin'in çapraz sorgusuna başlandı. Tekin'in avukatı Engin Çelik Kadıgil, bir klasörlük yazılı savunmayı mahkeme heyetine sunarken, savunmasını kısa kesmesi için bazı meslektaşlarının kendisini uyardığını ve kendisinin de buna uyacağını belirtti. Kadıgil, 200-300 sayfaya sığacak bir iddianamenin 2 bin 400 sayfaya çıkartıldığını söyledi.
-"İDDİANAME KOPYALA YAPIŞTIR HAZIRLANDI"-
Ergenekon soruşturmasının Atlantik ötesinde oturan patronlar tarafından planlandığını iddia eden Kadıgil şunları söyledi:
"Kopyala yapıştır ile hazırlanmış, psikolojik harp babında yazılmış, konular, olaylar suçla alakası olmayan şeyler iddianameye koyarak sayfa sayısı artırılmış, eklere bile konmayacak telefon görüşmeleri iddianameye konmuş. Ortada hiçbir delil olmadığı için, ‘dedi ki, demiş ki' sözleriyle doldurulmuş bir iddianame var."
-İLK SALDIRI 100. YIL ÜNİVERSİTESİYLE BAŞLADI-
Kadıgil, bu olayların Van 100. Yıl Üniversitesi'nde yaşanan soruşturmayla başladığını iddia ederek, şunları söyledi:
"100. Yıl Üniversitesi'nde başarılı olunduğu için Şemdinli'de yeni bir olay organize ettiler. Türk ulusunun ve anayasal kurumlarının tepkisi çok büyük olduğu için bir adamlarını harcamak zorunda kaldılar. Danıştay saldırısında güçlerini tekrar deneyerek Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratmayı amaçladılar. 100. Yıl Üniversitesi sanıkları için 3 bin yıl hapis isteniyordu. Rektörün evi basıldı, rektörlük arandı. İlk duruşmada sanıklar beraat etti. Ama o davada genel sekreter Enver Arpalı kendini çamaşırhanede asarak intihar etti. O cinayetin üzerinde devlet durmadığı için Şemdinli ayağını başlattılar. Astsubaylar tutuklandı. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Büyükanıt, ‘Ali astsubayı tanırım. Böyle işlere karışmaz' deyince, besleme basın saldırıya geçti. Arpalı'nın ölümüne neden olan kişi, hedefini Ankara'ya yöneltti. Kara Kuvvetleri Komutanı'nı ‘çeteci' olarak nitelediler. Ancak, Türk halkı refleks gösterdi. Bunun üzerine geri adım atıldı. Dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Savcı Ferhat Sarıkaya için soruşturma izni verdi."
-"SARIKAYA AMERİKA'DA MI?"-
Kadıgil, Şemdinli soruşturmasını yürüten ve daha sonra Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından meslekten ihraç edilen Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın Amerika'da olduğunu iddia etti. Kadıgil, "Sarıkaya şimdi Atlantik ötesinde kendisine emir veren zatın yanında, CIA'nin korumasında" diye konuştu. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir yüksek yargı organına saldırı düzenlendiğini belirten Kadıgil, saldırıyı gerçekleştiren kişinin avukat olmasına dikkat çekti. Dönemin Dışişleri Bakanının bu olayı Muzaffer Tekin'in yaptığını söylediğini anlatan Kadıgil, "Bilgisiyle değil, kendisine söylenenle bu bilgiyi verdi" diye konuştu.
-"ANKARA'DA HAKİMLER VAR"-
İkinci Dünya Savaşı'da Almanya'da yaşanan, haksız bir yargı kararının Berlin'den dönmesiyle tarihe, "Berlin'de hakimler var" deyimini yerleştiren tarihi olayı örnek verdikten sonra "Ankara'da hakimler var" dedi. Muzaffer Tekin'in Danıştay saldırısı soruşturmasında tüm yaşamının didik didik edildiğini kaydeden Kadıgil, "Ankara'daki hakim ve savcılar tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi" diye konuştu.
-MUZAFFER TEKİN TSK'DAN NEDEN ATILDI?- Kadıgil, tutuklu sanık Muzaffer Tekin'in savunmasında, meslekten neden ihraç edildiğini anlatmadığını belirterek, Tekin'in atılma nedenini şöyle anlattı:
"Muzaffer Tekin, Tuzla'da eğitmen olarak görev yaparken öğrencileri olan bazı subaylar dışarıda bir kavgaya karışır. Dayak yiyen subaylar kışlaya geri döner. Kışla'daki diğer subaylar kışladan çıkıp arkadaşlarını dövenleri döverler. Sonra kışlaya dönerler. Olaya ilişkin soruşturma başlar. Muzaffer Tekin'e komutanları kavgaya karışan teğmenlerin isimlerini isterler. Muzaffer Tekin isim vermez. '18 teğmeni yakmam' dediği için Amerikancı general tarafından meslekten ihraç edilir. Daha sonra açtığı davayı kazanır."
-"ATATÜRKÇÜLER TASFİYE EDİLİYOR"-
Kadıgil, Türkiye'de ne kadar Atatürkçü varsa, Atlantik ötesinin talimatıyla bu kişiler hakkında tasfiye kararı alındığını iddia ederek, "Müteahhit gerekiyordu, müteahhit bulundu. Taşeronlar da lazımdı. Ogün Samast ve Yasin Hayal gibi taşeronlar bulunup kullanıldı. Samas ve Hayal'in arkasında kim vardı? ‘vatan millet Sakarya' denilerek saldırılar başlatıldı" diye konuştu.
-İDDİANAMEYİ SAVCILAR HAZIRLAMADI İDDİASI-
Kadıgil, Ergenekon davasının iddianamesini soruşturmayı yürüten savcılar tarafından hazırlanmadığı iddiasında da bulundu. "Savcıların bu iddianameyi hazırladığına inanmıyorum" diyen Kadıgil, iddianameyi hazırlayan kişilerin iddianameye isimlerden başka doğru bir şey yazmadığını söyledi. İddianamede, CMK'nın ihlal edildiğini, hukukun yerini siyaset aldığını, anayasanın yerini fetvaların ve başsavcının yerini de başbakanın aldığını belirten Kadıgil şöyle devam etti:
"İddianamede olmayan şeyler var gibi gösterilmiş. Bu durum resmi evrakta sahteciliktir. Müvekkilim iki eylemden dolayı yargılanıyor. Danıştay saldırısı ve cumhuriyet gazetesine atılan bombalar. Bu olaylara ilişkin müvekkilim aleyhine 3 delil sunuluyor. Ergenekon lobi belgesi, CD ve bir katilin iddiaları. Gizli ve açık tanık Osman Yıldırım'ın iddiaları. Bombaların bulunduğu yere gidip baktım. Çocukların kuş kovalarken girebileceği bir yer. Cumhuriyet tarihinin en büyük örgütü denilen örgüt, yer bulamıyor da öyle izbe bir yere saklıyor bombaları."
Danıştay saldırısı davasında mahkemenin Alparslan Aslan'ın dini saiklerle bu suçu işlediğine karar verdiğini belirten Kadıgil, "Oysa sayın savcı, sanıkların dinci olduğunu kabul etmiyor. Dinci ve dindar olmadığı iddia edilen Osman Yıldırım cezaevinde bir resim çizdi. Domuzların olduğu bir resim. Dindarlar cinayet işlemez, ancak radikal dinciler cinayet işler" dedi.
-"ARSLAN'IN BABASINA PARA YATIRILIYOR İDDİASI-
Danıştay saldırısı davasından tutuklu bulunan Alparslan Arslan'ın babasının Bank Asya'da hesabı olduğunu belirten Kadıgil, saldırı sonrası bu hesaba 22 bin Euro yattığını iddia etti. Kadıgil, Arslan'ın babasının, sanıkların hesabına her ay düzenli olarak para yatırdığını da iddia etti.
-ARSLAN'A CENNET VAADİ-
Kadıgil, bir avukatın ömür boyu hapis yatacağını bildiği bir suçu işlemesinin normal olmadığını belirterek, "Ancak cennet vaadiyle veya radikal bir akımla böyle bir şey yaptırabilirsiniz" diye konuştu. Ergenekon davasını izlemeye gelen bazı sanık avukatlarının elinde yazar Yalçın Küçük'ün ‘İsyan', ‘Şebeke' adlı kitapları taşıması dikkat çekti.
-TUTUKSUZ SANIKLARA TRAFİK ENGELİ-
Ergenekon davasında yargılanan bazı tutuksuz sanıklar Silivri Cezaevi'ne gelirken, TEM otoyolunda meydana gelen trafik kazası nedeniyle duruşmaya katılamadı. Gecikmeli olarak duruşma salonuna gelen tutuksuz sanıklardan Kemal Alemdaroğlu, "Trafik nedeniyle geciktim" dedi.