ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Etimesgut Zırhlı Birlikler Okul ve Eğitim Tümen Komutanlığı personelinin katıldığı eylemlere ilişkin 52 kişinin yargılanmasına devam edildi.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Kampüsü'nde görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ile bazı müştekiler katıldı.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan sanık eski kursiyer Teğmen Ahmet Faruk Çavuş, 15 Temmuz'da derslerin bitimine müteakip Üsteğmen Sinan Ünal'ın içtimaya toplayıp 16 Temmuz'daki tabanca atışı için, sonrasında toplanacağını belirterek silahlarını dağıttığını söyledi.
Mesai bitiminde Sincan'daki evine gittiğini belirten Çavuş, telefonla aranıp acil birliğe gelmesi istenince hızlıca üstünü giyerek komşusundan kendisini kışlaya bırakmasını istediğini anlattı.
Kışlaya saat 21.00-21.30 civarında giriş yaptığını, gelen ilk kursiyerlerden olduğunu belirten Çavuş, daha sonra subay temel bölük binasında diğer kursiyerlerle bir araya geldiğini, burada bir faaliyet için toplandıklarını düşündüklerini anlattı.
Çavuş, subay temel binasında bekledikleri sırada Yarbay Fatih Çubukçu ve Binbaşı Özkan Gürkol'un Genelkurmay Başkanlığına ve Jandarma Genel Komutanlığına terör saldırısı olduğunu söylediğini diğer kursiyerlerden duyduğunu öne sürdü.
Sonrasında mühimmat aldıkları iki tanktan birisine binerek tümenin 2 nolu nizamiyesinden çıktıklarını ve Genelkurmay ya da Jandarma Genel Komutanlığına doğru gittiklerini düşündüğünü iddia eden Çavuş, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi yakınında halkın tanka taş ve sopa fırlattığını söyledi.
Çavuş, Üsteğmen Fatih Mehmet Kılıç ile tank kapaklarını açıp ne olduğuna bakmak istediklerini, terör saldırısı olduğu söylemlerine rağmen darp edildiklerini ileri sürdü. Çavuş, Kılıç'ın tanktan düşürüldüğünü ifade ederek, ardından Uzman Çavuş B.Ç'nin sürdüğü tanka manevra yaptırarak kalabalıktan uzaklaştıklarını bildirdi.
Bir vatandaşın, kalabalık içindeyken içeri girip nişancı bölmesindeki uzman çavuş H.B'nin başına taşla vurmaya başladığını öne süren Çavuş, bunun üzerine H.B'nin de ateş edip vatandaşı bacağından vurduğunu söyledi.
Yaralı tankın üzerinde, Zırhlı Birliklere ulaştıklarını ve yaralıyı ambulansla gönderdiklerini anlatan Çavuş, subay temel binasında diğer kursiyerlere de dışarı çıkmamalarını söylediğini ifade etti.
Çavuş, sabah saatlerinde gözaltı işlemi uygulandığını ve tutuklandığını, FETÖ/PDY ile bir bağının olmadığını iddia etti. Çavuş, tahliyesini ve beraatini talep etti.
Sanık eski kursiyer Teğmen Enes Daşçı da iddianamede kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti.
Daşçı, 15 Temmuz'da tabanca atışı yapılacağı için tabancalarının dağıtıldığını, ardından da mesai bitiminde evine gittiğini dile getirerek, akıllı telefonu tamirde olduğu için kullandığı eski telefonunu arayan arkadaşının bölük komutanı Özkan Gürkol'un WhatsApp grubundan alarm verdiğini, acil birliğe gitmeleri gerektiğini söylediğini aktardı.
Birliğe gittiğinde Gürkol'un, Yarbay Fatih Çubukçu da yanındayken Genelkurmay'a saldırı olduğunu, birliğe de olabileceğini, bu yüzden tüfek ve mühimmat almalarını söylediğini öne süren Daşçı, tümen karargah binasının emniyetinin alınması emri üzerine de beraberindeki kursiyerlerle buraya gittiklerini ifade etti.
Karargahtayken Tuğgeneral Ahmet Bican Kırker'in talimatıyla peşinden nizamiyeye gittiklerini, nizamiye bölgesinde vatandaşların birliğe doğru koşarak hareketlenmesi ve dışarıdan ateş gelmesi üzerine, burada birinin havaya ateş emri verdiğini iddia eden Daşçı, "ateş kes" emriyle de atışın kesildiğini söyledi. Daşçı, ardından tekrar tümen karargahına döndüklerini dile getirdi
- "Şimdi mısır yiyeceğiz"
Albay Cem Tuce'nin karargah dışında yanlarına gelerek gün aydınlanırken sigarasını yaktığını anlatan Daşçı, Tuce'nin "Birazdan mısır yiyeceğiz. Gece boyunca film izledik ya mısır yiyememiştik. Şimdi yiyeceğiz." dediğini söyledi. Daşçı, bir süre sonra da bir tankın karargaha namlusunu doğrultarak, yanlarında askerlerle geldiğini ifade ederek, Albay Sefa Alkan'ın sürekli "teslim olun" diye bağırdığını belirtti. Daşçı, silahlarını bırakarak teslim oldukarını bildirdi.
FETÖ üyesi olmadığını öne süren Daşçı, darbe girişimine iştirak etmediğini savundu. Daşçı, tahliyesini ve beraatini talep etti.
- Tankın sürücüsü de savunma yaptı Zırhlı Birliklerden o gece dışarı çıkan iki tanktan birini kullanan tutuksuz sanık Uzman Çavuş B.Ç. de savunma yaptı. B.Ç, mesasinin geç bittiğini ve evine saat 21.30 civarında gittiğini dile getirerek, misafirleriyle oturduğu sırada Tank Üsteğmen Koray Korkmaz'ın arayıp "Ulaşabildiğin sürücülere ulaş ve birliğe gelin." dediğini ifade etti. B.Ç, bunun üzerine komşusu da olan birlikten arkadaşı İ.A. ile kışlaya saat 21.40 civarında intikal ettiğini belirterek, garajlar bölgesine vardıklarında tankların bulunduğu yerlerin kapılarının açık olduğunu ve 3 tankın hazır beklediğini gördüğünü söyledi.
B.Ç. verilen emir üzerine tanka binip cephanelikten mühimmat aldıktan sonra Üsteğmen Fatih Mehmet Kılıç komutasında arkalarında başka bir tankla çıkış yaptıklarını bildirdi.
Kılıç'ın, ne olduğunu sorduğunda Genelkurmay ve Jandarma Genel Komutanlığında terör saldırısı yaşandığını, aşırı derecede şehit verildiğini ve buraya intikal edeceklerini bildiğini söylediğini öne süren B.Ç, Ankara Bulvarı'ndan bölgeye gitmeye çalıştıklarını anlattı.
B.Ç, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi civarında kalabalık vatandaş grubunun arasına girdiklerini, motor sesinden dolayı dışarıdan gelen sesleri işitmediğini ancak çok fazla taş ve sopa atıldığını dile getirerek, ilerledikleri sırada Kılıç'ın telsiz kulaklıktan "B. bu işte başka iş var. Terör saldırısı değil, hemen geri dönüyoruz." dediğini söyledi. Kimseye zarar vermeden manevralarla kalabalıktan çıktığını ve kışlaya vardıklarını anlatan B.Ç, kapağı açtığında yaralı bir sivilin bulunduğunu gördüğünü belirtti.
Diğer tankla birliğe giriş yaptıklarını anlatan B.Ç, çıkış yapmak için bekleyen diğer tankların personelini de uyardıklarını, gitmemelerini söylediklerini anlattı.
B.Ç, ancak Albay İsa Sancaklı'nın "Bu tanklar çıkacak. Gerekirse ateş ede ede çıkacak." dediğini belirterek, Üsteğmen Levent Doğan'ın ise "Ben bu emri uygulamıyorum. Kanunsuz bir emirdir." dediğini iddia etti.
B.Ç, kendi tankının bujisini söktüğünü ve marş anahtarını aldığını, diğer tankların personelinin de Levent Doğan'ın emri üzerine tankları çalışamaz hale getirip uzaklaştığını öne sürdü.
Uzman Çavuş B.Ç, beraatini talep etti.
Duruşmaya, yarın devam edilecek.