Evlat sevgisi sınır tanımadı

FAHRETTİN GÖK - Erzurum'da doğuştan bir ayağı engelli bebeği evlat edindikten sonra tedavisini yaptırıp tekrar yürümesini sağlayan Deveci çifti, Afganistan'da anne ve babası öldürülen bir kız bebeği de evlat edindi.

Erzurum'un Pasinler ilçesinde yaşayan 47 yaşındaki Mennan ve 45 yaşındaki Meryem Deveci çifti, 25 yıllık çocuk hasretini dindirmek için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne yaptıkları başvurunun ardından bir erkek bebeği 3,5 yıl önce evlat edindi. Doğuştan sol ayağı çarpık olan bebeğin tedavisini yaptıran Deveci çifti, iki yıl süren zorlu süreç sonrası bebeğin adım atmasını sağladı. Evlat sevgisini tekrar yaşamak isteyen çift, Afganistan'da ailesi öldürülen ve yakınlarınca Türkiye'ye getirilen 6 aylık kız bebeği de 1 yıl önce evlat edindi. Kız bebeğin, yakınları tarafından Türkiye'ye getirilirken kronik bronşite yakalandığını öğrenen aile, aylar süren tedavi sonucunda onun da sağlığına kavuşmasını sağladı.

Evlat hasreti çektikleri dönemde 5 kez tüp bebek tedavisi gören ancak sonuç alamayan anne Meryem Deveci, evlat edindikleri her iki çocuğunu da annelik tutkusu ve heyecanıyla hiç doğum yapmamasına rağmen emzirmenin mutluluğunu yaşadı.

- "Çocuklarımı emzirdim, süt anneleri oldum"

Anne Meryem Deveci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilk evlat edindikleri erkek çocuğun çok zorlu hikayesi olduğunu ancak sevgi ile bu zorlukları aştıklarını belirtti. Erkek çocuklarının tedavisi süresince babası ile adeta nöbet tuttuklarını ve adeta başlarını yastığa koyamadıklarını anlatan Deveci, "Başardık çok şükür, Allah şifasını verdi. Çocuklarımız şimdi hayat kaynağımız, canımız, nefesimiz oldu." dedi.

Deveci, evliliklerinin 22. yılında gördükleri rüya üzerine erkek çocuklarını evlat edindiklerini aktararak şöyle devam etti:

"Çocuklarımı emzirdim, süt anneleri oldum. 22 yıl boyunca yaşadığımızı düşünmüyoruz. Evlatlık aldığımız erkek çocuk ile doğduk. Erkek çocuğumuzu evlatlık aldığımızda ayağının sıkıntılı olduğunu öğrendik. Nasibimizde bu olduğu düşünerek kabul ettik ve aldık. Ondan sonra çocuğun tedavi süreci başladı. Ameliyat oldu, ayağı alçıda kaldı, özel ayakkabı giydi. Eşimle biz aynı sofraya hiç oturamadık bu süreçte. 2 yıllık süreçte dönüşümlü olarak ona baktık. Sonunda başardık çok şükür, çocuğumun ayağı şimdi çok iyi. 6 yaşına kadar özel ayakkabı giyecek ve takip edilecek."

Evlat edindikleri ikinci çocuklarının ise kendileri için sürpriz olduğunu dile getiren Deveci, "İlk çocuğumuzun sevgisini o kadar dolu dolu yaşadık ki o sevgiyi bir daha tadalım dedik. Sosyal medyada savaş çocuklarının resmini gördüm çok üzüldüm. Sonra 'Allah'ım bana yetimlere anne olmayı nasip et' dedim. Bunun üzerinden 15 gün geçti evlatlık aldığımız kız bebeğimiz karşımıza çıktı. Bu yavruları bize Allah verdi. Dünyamız, evimizin neşeleri, nefesimiz, et ve kemiğimiz oldular." diye konuştu.

- "Çocuklarımızı kalbimizde büyütüyoruz"

Deveci, 5 kez yaşadığı tüp bebek sürecinin başarılı olmamasının bu çocukların bir işareti olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

"O kadar pişmanım ki bu sürece niye girmişim, niye böyle bir yola başvurmadım diye düşünüyorum. Allah'a şükrediyorum ki o tüp bebek süreçleri başarısız olmuş da ben evlatlarıma kavuştum. Yer yüzünde evlatlarımdan değerli hiçbir şey yok. Herkes çocuğunu karnında büyütür, biz kalbimizde büyütüyoruz. Karın bölgesinde 9 ay büyür ama çocuklarımız ölünceye kadar kalbimizde büyüyecek."

- "Yaşımız müsait olsa iki veya üç çocuk daha evlat edinirdik"

Baba Mennan Deveci de evlatlık aldıkları ilk çocuklarının sevgisine doyamadıkları için sınır tanımadan ikinci kez evlat edindiklerini aktardı. Ailesi olmayan Afgan bebeği sahiplendiklerini dile getiren Deveci, şunları kaydetti:

"Kız bebeğimizi de iyi ki de almışız, canımız oldu. Anne babası şehit olmuş, yakınları da alıp buraya getirmiş, bundan sonra da götürememiş. Çocuk buraya geldiğinde çok hastaydı, kronik bronşiti vardı, uzun süre de tedavi gördü. Yaşımız müsait olsa iki veya üç çocuk daha evlat edinirdik. 22 yıl boyunca çocuğumuz olmadı, ben Allah'a şükrediyorum ki iyi ki olmamış. Bunların sevgisini anlatamam. Bu duyguları yaşamak lazım, ifade edemiyorsun. Canları yansa ömrümden ömür gidiyor."