İZMİR (İHA) - Evlilik birliği dışında doğan ancak 4721 sayılı yeni Medeni Kanunu'nun 321. maddesi gereğince, annesinin soyadını kullanması zorunlu hale getirilen çocuk, anne daha sonra bir başkasıyla evlense bile ailenin soyadını taşıyamıyor. Avukat Bayram Sakartepe, toplumun çocuğa sürekli "evlilik dışı çocuk" muamelesi yapacağını belirterek, kanunun sakıncalarına dikkat çekti.
İzmir Barosu Avukatlarından Bayram Sakartepe, yeni medeni kanununa göre evlilik dışı çocuğun annesinin nüfusuna kaydedildiğini ifade ederek, "Çocuğun babası çocuğun kendi çocuğu olduğunu kabul etse ve kendi soyadını kullanmasını istese bile bu, kanunun emredici hükmü karşısında mümkün olmamaktadır. Bu yasa, Meclis'te görüşülürken bu hususun gözden kaçırıldığı anlaşılmaktadır. Bu konuyla ilgili Türkiye'nin değişik yerlerinde pek çok dava açılmasına rağmen, hem mahkemeler hem de Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, olumlu cevap verememektedir. Bu husus Türk toplumunun yapısına aykırı düşmektedir" dedi.
Durumun, nikahsız bir ilişkiden doğan ve annesinin soyadını kullanmak zorunda kalan çocuğun geleceğini de ilgilendirdiğini kaydeden Avukat Sakartepe, "Çocuğun annesi, gerçek babanın dışında bir başkasıyla evlenmek istese bile çocuk annesinin kızlık soyadını kullanmak zorunda kalıyor. Hem kardeşleri hem de toplum çocuğa sürekli, 'evlilik dışı çocuk' olduğunu hatırlatacaktır. Bu durum çocuğun psikolojik yapısını da bozacaktır ve toplumda sürekli aşağılanmasına sebebiyet verecektir. Açmış olduğumuz davalarda özellikle bu durumun, Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu vurgulamaktayız. TBMM'nin bu kanunu en kısa sürede düzeltmesini bekliyoruz" diye konuştu.
4721 sayılı yeni kabul edilen Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesine göre, "Çocuk anne ve baba evliyse ailenin, evli değilse annenin soyadını taşır. Ancak anne, önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa, çocuk annenin bekarlık soyadını taşır" şeklinde belirtiliyor.