HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Fındığın geleceği karanlık

ORDU (İHA) - Karadeniz Bölgesi'nde her yıl taban fiyatı merakla beklenen ve 8 milyon insanın geçim kaynağı olan, toplanmasından ihraç edilmesine kadar her süreçte büyük çaba sarf edilen fındık, bölge insanı için umut olmaktan çıkmaya başladı.

Bugüne kadar en yüksek fiyatı 1978 yılında gören, 1995 yılında 2.5 dolar fiyata endekslenen, ancak yaşanan ekonomik krizler sonucu bu grafiğini sürdüremeyen fındık, bugün serbest piyasada 1 doların altına düştü. 1 kg. fındık serbest piyasada 90 centten işlem görüyor.

Üretim miktarının tüketim miktarını azami derecede aşması, ihracatta yaşanan büyük zorluklar ve ülke genelinde yaşanan ekonomik sorunlar fındık üreticisini her geçen gün umutsuzluğa itiyor. Bütün bir yıl boyunca iyi ve kaliteli ürün elde edebilmek için bahçesini ilaçlayan, gübreleyen, hasat döneminde bütün sıkıntılarına katlanan üretici, her yılı zararla kapatıyor. 1995 yılında 2.5 dolardan fındık satan üretici, giderlerin sürekli artmasına rağmen 1996 yılında 2 dolar, 1997 yılında 1.90 dolar, 1998 yılında 1.75 dolar,1999 yılında 1.50 dolar, 2000 yılında 1. 35 dolar, 2001 yılında 1.25 dolara fındık satmak zorunda kaldı.

MALİYETİ KARŞILAMIYOR Türkiye'nin dünya fındık üretim ve ticaretini elinde bulundurmasına, her yıl 700 milyon dolar ile 1 milyar dolar arasında döviz geliri sağlamasına rağmen sürekli sorunlar yaşanmasına bir anlam veremediklerini belirten Ordu Ziraat Odası Başkanı Ali Kaya, her yıl fiyat politikalarında dengesizlikler yaşandığına dikkat çekti.

Bu dengesizliklerin devam etmesi halinde fındığın geleceğinin karanlık olduğunu ifade eden Ali Kaya, "Sanki birileri fındığı bitirmek istiyor. Fiyat her yıl aşağı çekiliyor. Bu yıl 1 kg. fındığın maliyeti 2 milyon 40 bin lira olarak belirlenmesine rağmen, verilen ve uygulanan fiyat bunun altında gerçekleşiyor. Maliyetini bile kurtaramayan fındık üreticisi yalnızlığa itiliyor. Fındıktan büyük ve uluslararası firmalar sürekli kazanırken, üretici çaresizliğe mahkum ediliyor. Her yıl 700 milyon dolardan fazla döviz geliri sağlayan ve dünyada söz sahibi olduğumuz bu ürünün geleceği böyle giderse karanlıktır. Bu politikalar devam ederse, Türkiye kaybeder" dedi.

FINDIĞIN DEVRELERİ Bir yıl boyunca fındığını ilaçlayan, gübreleyen, bahçesinin bakımını yapan, hasadını yaptıktan sonra günlerce kızgın güneş altında kurutmaya çabalayan üretici açısından adeta bir çile özelliğini taşıyan fındık, ihraç edilene kadar birkaç devreden geçiyor. Bu devreler fındıkla özdeşleşen üreticinin çektiği sıkıntıları gözler önüne seriyor. İşte fındığın devreleri:

BAHÇE BAKIMI: Üretici bir yıl içinde bahçesine mevsim şartlarına göre bakmak zorundadır. Fındık 'virgül koşnili' adı verilen zararlıya karşı üretici bahçesini yılda iki kez ilaçlamak zorundadır. Bahar aylarında ise bahçe bakımını gerçekleştiriyor. Yüzlerce fındık ocak diplerini temizleyerek havalandırıyor, otları tırpanlıyor. Temizleyip havalandırdığı fındık ocak diplerine ise gübre atıyor. Bütün bu ilaçlama, bahçe bakımı ve gübreleme büyük masraf tutuyor.

FINDIK HASADI: Bir yıl boyunca ilaçlanan, bakımı yapılan ve gübrelenen bahçe, bahar aylarında çotanak halinde yemiş vermeye başlar. Fındıklar Ağustos ayında iyice olgunlaşır ve belirlenen tarihte hasat başlar. Üretici "bereketli olsun" dualarıyla ve iyi bir fiyat verilecek umuduyla bahçeye girer. Fındığını kısa zamanda toplamak isteyen yöre de "amele" adı verilen fındık işçileri ile ücret karşılığı anlaşarak hasat yapar. Bu durumda işveren, fındık işçilerinin yemek ihtiyaçlarını karşıladığı gibi kalacak yerde temin eder. Toplanan fındıklar çuvallara konularak "harman" denilen çayırlara kurutulmak üzere serilir.

FINDIK KURUTMA: Toplanan fındıklar güneş altında kurumaya bırakılır. Zamanında ve dengeli bir şekilde kurutulan fındıklar, satış sırasında "50 randıman", yani tam kalite olarak rağbet görür. Üretici, kızgın güneş altında fındığı kurutmak ve sık sık ters çevirmek için beklemek zorundadır.

PATOZ: Kuruyan fındıklar ayıklanmak üzere patoz tabir edilen fındık ayıklama makinelerine verilir. Vakumlu hortumlarla fındığı emen makine, "kapsül" adı verilen kabuklu halde aldığı fındığı, ayıklanmış olarak geri verir.

İKİNCİ KURUTMA: Ayıklanan fındık ikinci kez kurutmaya bırakılır. Fındık lezzet ve kalitesini bu kurutma sırasında kazanır. Birkaç gün ayıklanmış haliyle kurutulan fındık pazara indirilmek üzere çuvallara doldurulur. Pazara indirilen fındık karşılığında parasını alan üretici ya yıl içinde birikmiş borçlarını kapatır, ya ev yaptırmaya koyulur, ya da oğlan veya kızını evlendirir. Fındık geliri bölge insanı için et, ekmek, su, elbise, kısacası her şeydir.

İHRACAT: Dünyada üretimin yüzde 75'ini, ihracatın yüzde 70'ini elinde bulunduran Türkiye, fındığı dış dünyaya satar. Fiskobirlik ve özel sektör kanalıyla alınan fındıklar değişik evrelerden geçirilir. İhracatçı firmalar kabuklu, iç, kıyılmış, kavrulmuş paketler halinde fındıkları dünyanın dört bir yanına pazarlar. Bu sayede ülkeye her yıl ortalama 700 milyon dolar ile 1 milyar dolar arasında döviz geliri sağlanır.

Express


En Çok Aranan Haberler