HABER

Gara’da yakınını kaybedenler: ‘Acımız çok büyük, sözün bittiği yerdeyiz’

Altı yıl önce resmi görevleri başındayken PKK tarafından kaçırılan ve Gara Operasyonu sırasında bir mağarada öldürülmüş olarak bulunan 13 Türk vatandaşı toprağa verildi. BBC Türkçe’ye konuşan aileler, rehinelerin serbest bırakılması için yıllardır mücadele verdiklerini ancak şu an ‘sözün bittiği yerde’ olduklarını söylüyor.

Gara’da yakınını kaybedenler: ‘Acımız çok büyük, sözün bittiği yerdeyiz’

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 10 Şubat'ta Irak Gara'da PKK'nın kontrolü altındaki noktalara yönelik başlattığı Kartal Pençe-2 harekâtı sırasında 13 asker ve polisin naaşına ulaşıldı.

Hayatını kaybeden polis ve askerler, son altı yıl içerisinde farklı zamanlarda PKK tarafından kaçırılarak rehin tutulmaktaydı.

Aileler yıllardır yakınlarının serbest bırakılması için çeşitli eylemler sürdürdü ancak sonuç alınamadı.

Altı yıl rehin tutulduktan sonra öldürülen Astsubay Semih Özbey'in babası Gürsel Özbey, "Acımız çok büyük, içlerinde yedi yıldır tutulan çocuklar vardı. Sözün bittiği yerdeyiz" diyor.

Beş yıl süren rehinelik sonrasında öldürülen Uzman Erbaş Mevlüt Kahveci'nin ailesi ise bunca zamandır kurtulmalarını beklediklerini söylüyor.

Teyzesi Emine, "Ablam 25 yıldır eşinden ayrıydı. Mevlüt'ü yıllarca tek başına, bulaşıkçılık yaparak zorluklar içinde büyüttü" diyerek anlatıyor:

"Mevlüt beş senedir kayıptı. Bu süre içinde sadece iki videosu bir de mektubu geldi. Ablam her operasyonda, 'Acaba çocuğumu buldular mı, teröristler ona bir şey yapacak mı' diye tedirgin oluyordu. Beş senedir gecesi gündüzüne karıştı. Bir anne yaşar mı bunları? Yaşadı işte."

Mevlüt Kahveci'nin cenaze töreni

Er Müslüm Altıntaş'ın cenazesini bugün teslim alan baba Şevket Altıntaş, oğlunun rehin tutulduğu döneme ait son fotoğraflarını gördükten yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

"Oğlum farklı nedenlerden de ölebilirdi, trafik kazasında da ölebilirdi diye kendimi teselli ediyorum ama şükür ki vatani görevini yaparken hayatını kaybetti. Altı yıl esir düştü. Kandil'den görüntüleri çıkıyor ya, oğlumun son resmini gördükten sonra diyorum ki, benim oğlum ölmüş de kurtulmuş. Şükürler olsun oğluma şehitlik, bana da şükür düştü. Bir oğlum vardı, vatana feda ettim, ne mutlu bana."

İHD Başkanı Türkdoğan: PKK alıkoyduğu kişilerin hayatlarından, Genelkurmay operasyonun sonuçlarından sorumludur

Süreci yakından takip eden ve ailelerin mücadelesini yürüten İnsan Hakları Derneği (İHD), rehinlerin serbest bırakılması için gerçekleştirdikleri girişimlerin, siyasi iktidarın yanlış politikaları sebebiyle sonuçsuz kaldığını savunuyor.

İHD Başkanı Öztürk Türkdoğan, "siyasi iktidarın 'terör örgütü muhatap alınmaz' şeklindeki sert güvenlik politikaları ve devam eden kesintisiz askeri operasyonlar" nedeniyle rehinelerin kurtarılamadığını savunuyor.

Türkdoğan, "PKK, insancıl hukuk kuralları gereği alıkoyduğu kişilerin hayatından sorumludur" diyerek, Gara'daki askeri operasyona dair şunları belirtiyor:

"Genelkurmayın alıkonan kişilerin bulunduğu yere oldukça riskli askeri operasyon yapmasının muhtemel sonuçlarından da sorumlu tutulacağı açıktır. Hükümetin bu konuda adım atarak idari soruşturma konusu yapması gerekmektedir. Yaşamını yitiren alıkonan kişiler ile ilgili etkili soruşturma için yetkili Başsavcılığın çalışmalarının kolaylaştırılması gerekmektedir."

BBC Türkçe'ye konuşan AKP Grup Başkanı Naci Bostancı ise, rehinelerin serbest bırakılması için görüşmelerin yapıldığını ancak PKK'nın rehineleri 'stratejik koz' olarak tutmayı tercih ettiği söylüyor.

Aileler yıllardır mücadele veriyordu

PKK tarafından rehin tutulurken öldürülen polis ve askerlerin aileleri, 2016 yılından bu yana yakınları için çeşitli eylemler sürdürüyordu.

Aileler, İnsan Hakları Derneği (İHD) ile birlikte TBMM'de grubu bulunan siyasi partilerle 23 Aralık 2016 tarihinden itibaren görüşmeler gerçekleştirdi.

Alıkonan asker ve polislerden dokuzunun yazdığı mektuplar sonrası 2019 yılında İHD Genel merkezinde basın açıklaması yapmıştı.

Yabalak, Kaya, Özbey, Altıntaş, Kabaklı ve Sungur aileleri, çocuklarının serbest bırakılması için Eylül 2019 tarihinden itibaren Diyarbakır'da HDP binası önünde oturma eylemi yapan annelerin eylemine katılmaya başlamıştı.

PKK tarafından alıkonulan asker ve polislerin görüntüleri ise 2016 ve 2018 yıllarındaki farklı tarihlerde üç kez Fırat Haber Ajansı'nda yayımlandı.

Semih Özbay alıkonulmasından üç yıl sonra yayımlanan videoda, "Kimin elinden ne geliyorsa bizim için yapmasını istiyorum. İnsan Hakları Derneği olsun, diğer sivil kuruluşlar olsun bizim için bir şeyler yapsınlar" demişti.

Aynı videoda konuşan Er Müslüm Altıntaş da siyasi partilere çağrı yapmıştı:

"Üç yıl oldu, halen örgütün elindeyiz. Bizler için, ailelerimiz için bir şeyler yapmalarını istiyoruz. O kadar milletvekili var, siyasetçi var. Yani bunların hiçbiri mi bizler için bir şey yapamıyor ya da yapmıyor?"

"Bizim için hiçbir siyasi parti bir şey yapamıyor ya da yapmıyor. Hükümet de bizim için bir şey yapmıyor. Bizi vatandaşlıktan mı çıkardılar? Kürt siyasetçiler dahil, tüm siyasetçilerden hepimizin beklentisi var"

Bostancı: Muhakkak bazı görüşmeler yapıldı ama neticede bu insanlar serbest bırakılmadı

Naci Bostancı

İHD ve aileler 2019 yılında TBMM'de AKP Grubu'nu temsilen Grup Başkanı Naci Bostancı ile görüşmüş ve toplantıdan olumlu bir intiba ile ayrıldıklarını açıklamıştı.

BBC Türkçe'ye konuşan AKP TBMM Grup Başkanı Naci Bostancı, bu süreçte rehinlerin serbest bırakılması için yapılan görüşmeleri şöyle anlatıyor:

"Bu insanlar beş yıldır rehin tutuluyor. Bırakmak isteseler zaten bırakırlardı. Dolayısıyla serbest kalmaları için yapılan görüşmeleri bu bağlamda değerlendirmek gerekiyor. Muhakkak bazı görüşmeler yapıldı ama neticede bu insanlar bırakılmadı. Çünkü terör örgütü, bu insanları stratejik amaçlarının aracı yapmak istedi."

"Terör örgütünü meşrulaştırmaya çalışan, bunların aslında birtakım nedenlerle ortaya çıktığına atıf yapan kimi değerlendirmeler yapılıyor. Terör örgütleri, onları maruz göstermeye dönük değerlendirmeleri kullanarak yoluna devam etmeye çalışır. Ahlak ve vicdana sahip hiçbir insan böyle bir eylemi gerçekleştiren bir terör örgütünü ne maruz gösterebilir ne de 'orada operasyon yapılıyordu, o yüzden bu kişiler hayatını kaybetti' diye bir akıl yürütebilir."

CHP'li Bakan: Altı yıldır neredeydiniz?

İktidar, aradan geçen zamana rağmen rehineleri kurtarmak için etkili bir adım atmamakla ve hatta bu duruma 'göz yummakla' eleştiriliyor.

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan ise 2016 yılından bu yana hükümete rehinelerin akıbetini soran yedi ayrı soru önergesi verdiğini ancak sadece birine yanıt alabildiğini ifade ediyor:

"Bu operasyon başarısızdır. Başarılı olsaydı o çocuklar evlerine ailelerine kavuşmuş olurdu. Aileler yıllarca tüm partilerle görüştü, evlatlarının kurtarılması için adeta yalvardı. Böyle sonuçlanmamalıydı. O çocuklar yurtlarına, evlerine, ailelerine kavuşmalıydı! Şimdi çıkıp, birilerini bin parçaya böleceğiz diye nara atmanın anlamı yok."

"Biz biliyoruz ki 6 yıl boyunca hiçbir şey yapmadılar. Gözlerini kapattılar, kulaklarını tıkadılar. Önce hamaseti bırakacaksınız, sonra sorumluluk alacaksınız ve hesap vereceksiniz. 6 yıldır neredesiniz?"

Bakan sonuncusu 10 Şubat 2021 tarihli soru önergesinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'a, "Aradan yıllar geçmesine rağmen kaçırılan asker ve polisler neden kurtulamamış, neden aileleriyle kavuşamamışlardır" diye sorduğunu ancak buna da henüz yanıt alamamışken cenazelerin geldiğini söylüyor.

En Çok Aranan Haberler