BİZE ULAŞIN
1995 yılına kadar denizlerdeki deprem konusuyla ilgili bilimsel araştırmaların yetersiz olduğunu açıklayan Prof. Dr. Görür, "Yeterli bilgiler ancak yabancı araştırmacıların destekleri sayesinde elde edildi. Örneğin Japonya'dan gelen yardımlarla Marmara Denizi'ndeki fay hattının kalp atışlarını dinledik. OBS denilen sistemle canlı fay hatlarını belirledik. Denize yerleştirilen 10 adet OBS cihazı yetmedi. Bunun üzerine Fransızlar 40 adet cihaz daha getirdi. Bu çalışmalarda Türk hükümetinin hiçbir desteğini göremedik. Onlarca milyon dolarlık bir araştırma yaptık. Ama devletten tek kuruş yardım alamadık" dedi.
Prof. Dr. Görür, yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkan en tehlikeli fay hattının Tekirdağ ve Marmara sırtı arasında kalan 110 kilometrelik hat olduğunu açıkladı. Bu fayın kırılması halinde 7 ve üzeri büyüklüğünde deprem olacağını dile getiren Prof. Dr. Görür, ikinci fayın 7, üçüncü fayın ise 6 büyüklüğünde deprem oluşturacağını belirtti. Çınarcık çukurunda tespit edilen üçüncü fayın Tsunami etkisinin ise çok yüksek olacağını belirten Görür, "Bu gerçekler bazı arkadaşlarımız tarafından medyumlara ve falcılara taş çıkartacak şekilde yorumlanmıştır. Bu bilim fukaralığının yanında bilim etiğinin de ne kadar yanlış anlaşıldığını ortaya çıkarmıştır" diye konuştu.
