Göz altı morluklarının göz altlarında çeşitli nedenlerle oluşan renk değişikliği olduğunu belirten Dr. Fulya Tezel, "Genellikle düzensiz uyku, stres, alkol ve uzun süre ekran karşısında kalma gibi aşırı yüklenmeler sonrasında artış olmaktadır. İnsanların gündelik hayatında mutsuz olmalarına neden olan kozmetik sorunlardan biridir. Bu sorun, iyi bir muayene ve sonrasında atılacak doğru tedavi adımlarıyla en aza indirilebilir” dedi.
"Göz altı morluğunda muayene çok önemlidir” diyen Dr. Fulya Tezel, şunları kaydetti:
"Göz altı morlukları genetik olarak var olan pigment hücrelerinin fazlalığına ya da bağ dokusunun azlığına ve dolaşım bozukluğuna bağlı olarak gelişebilir. Hastada morluk nedenini oluşturan yoğun göz altı torbalanması veya sarkması mevcutsa hasta ilk planda cerrahi operasyona yönlendirilmelidir. Göz altında çökmeler ise yine cerrahi bir uygulama olan yağ dokusu enjeksiyonu ile yükseltilebilmektedir. Yapılan muayenede herhangi bir bağ dokusu kaybı yok, sadece renk değişikliği mevcutsa bu bölge renginde açılmaya neden olabilecek göz çevresine özel kimyasal peeling uygulamaları yapılabilir. Beraberinde uygulanacak Q-switch Nd-YAG lazer veya fraksiyonel lazer kombinasyonu tedavi başarısını artırır. Fraksiyonel karbondioksit lazerler bugün göz altı morlukları için sıklıkla tercih edilen tedavi yöntemi haline gelmiştir. Fraksiyonel karbondioksit lazerin birçok avantajı vardır. Uygulama çok hızlıdır. İki göz altına lazer uygulaması 1-2 dakika sürer. İyileşme son derece hızlıdır. Bir hafta sonra fark gözlenmeye başlanır. Bir ayın sonunda sonuç iyice belirgin hale gelir. Genelde 3-4 seans yeterli olur. Fokuslu ultrason ise yaşlanma izlerini yok etmek için en az risk taşıyan ve zahmetsiz yöntemlerden biri olarak gün geçtikçe daha fazla talep görmektedir. Özellikle 35-65 yaş arasında ciltte kollajen kaybı ve gevşeme şikayeti olan her hastaya uygulanabilmektedir. Benzer amaca yönelik farklı teknolojiler bulunmasına karşın yapılan işlemin monitör ile takip edilerek hedeflenen bölgeye ulaşılabilmesi ve iki farklı katmana müdahale edilerek etkiyi artırması ile diğer uygulamalardan ayrılmaktadır. İleri uygulama fokuslu ultrason teknikleri ile kaş kaldırmak amacıyla kaş-alın bölgesine, göz dış ve alt kısmındaki kırışıklıkları azaltmak amacı ile göz çevresine uygulabilmektedir. Fokuslu ultrason ile cilt gençleştirme ciltte kollajen üretimini uyardığı için sonuçlar uzun süreli kalıcı olmaktadır. Özellikle bağ dokusu kaybı sonucu göz altlarında halkaları olan hastalarda tek seanlık bir uygulama olması ve gündelik yaşantıyı etkilememesi nedeniyle gün geçtikçe her geçen gün popülaritesini arttırmaktadır."
Ayrıca göz çevresine uygun hyalüronik asit veya kişinin kendi yağları kullanılarak tatbik edilen otolog yağ enjeksiyonunun tedavi seçenekleri arasında düşünülebileceğini ifade eden Dr. Tezel, "Her iki durumda da destek tedavisi olarak göz çevresi ile beraber tüm yüze yapılacak olan PRP uygulaması, hem yüzde hem göz altında belirgin bir canlılık sağlar ve bu da hastanın memnuniyetini daha çok artırabilir. Neden ne olursa olsun yapılacak olan tüm tedavilerle beraber renk açıcı özellikteki kremlerin E, K, C vitaminleri ve bazı büyüme ile doku faktörü içeren krem ve serumların önerilmesi tedavi başarısını yükseltir. Tüm bu tedavi seçenekleri arasında en doğrusunu seçmek, hastanın şikayetinin tam olarak neden kaynaklandığının belirlenmesi ve doğru yönlendirilmesi ile mümkündür” dedi. (İHA)