Güney ve Kuzey Kore arasında 1950-53 yıllarındaki savaştan bu yana süregelen bölünmüşlük ve gerginlik, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in, iki ülke sınırında yer alan Panmunjom Ateşkes Köyü'nde bir araya geldikleri tarihi zirvenin ardından yeni bir evreye giriyor.
Bugünkü zirvede iki ülke arasındaki Askeri Ateşkes Sınırı'ndan güneye geçen Kim, Kore Savaşı'ndan bu yana Güney Kore topraklarına ayak basan ilk Kuzey Kore lideri oldu. İki ülke liderleri zirve sonrasında yaptıkları ortak açıklamada, Kore Yarımadası'nın nükleer silahlardan arındırılması ve mevcut ateşkesin kalıcı bir barış anlaşmasına dönüştürülmesi konusunda görüş birliğine vardıklarını belirtti.
Liderlerin ortak bildirisinde,"İki lider 80 milyonluk Kore halkının ve tüm dünyanın önünde Kore Yarımadası'nda bundan böyle savaş olmayacağını ve yeni bir barış döneminin başladığını resmen ilan eder." ifadeleri yer aldı.
Kuzey Kore'nin son 1 yıl içinde giderek artan nükleer ve balistik füze denemlerinin yarattığı gerginliklerin ardından gelen zirve, dünya kamuoyunda Soğuk Savaş'ın başından bu yana Yarımada'da devam eden bölünmeyi sona erdirecek bir sürecin başlayacağına dair umutları arttırdı.
- Soğuk Savaş'ın ilk ve son cephesi
Kore Yarımadası, II. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar bölgeyi 1910 yılında işgal eden Japonya İmparatorluğu tarafından yönetiliyordu.
II. Dünya Savaşının son günlerinde, ABD'nin Nagazaki'yi bombalanmasından bir gün sonra, Sovyetler Birliği, ABD ile yapılan bir anlaşmanın sonucu olarak, Japon İmparatorluğu'na savaş ilan etti ve 38'inci paralelin kuzeyini işgal etti. Amerikan kuvvetleri ise Yarımada'yı güneyden işgale başladı.
Savaş sonrasında ABD ile Sovyetler Birliği arasında baş gösteren ideolojik kamplaşmanın sonucunda Yarımada ikiye bölündü. Kuzey'de Sovyetler Birliği'nin, Güney'de ise ABD'nin desteklediği, her ikisi de tüm yarımadanın resmi hükümeti olduğunu iddia eden iki yönetim ortaya çıktı.
Sınırdaki yaşanan çatışmalar, Sovyetler Birliği ve Çin tarafından desteklenen Kuzey Kore güçlerinin, 25 Haziran 1950'de güneye doğru hareket etmesiyle açık savaşa dönüştü.
ABD’nin, BM Güvenlik Konseyine, Güney Kore’ye uluslararası müdahalede bulunulmasına ilişkin sunduğu önerge kabul edildi. BM’ye üye 21 ülke, ABD kuvvetlerinin yaklaşık yüzde 90'unu oluşturduğu müdahale gücüne katkıda bulundu.
Savaşın ilk iki ayından sonra Güney Kore ve ABD kuvvetleri yenilgi noktasına gelerek güneyde Pusan Hattı olarak bilinen küçük bir alana geri çekilmek zorunda hattı.
BM kuvvetleri Eylül 1950'de amfibi destek gücüyle bir karşı saldırı başlatarak ve Kuzey Kore akınlarının önünü kesti.
BM güçleri, Çin ile sınır olan Yalu Nehrine hızla yaklaştı ancak 1950 yılının Ekim ayında, Çin güçleri Yalu'yu geçti ve savaşa girdi. Çin müdahalesi, BM güçlerinin 1951'in ortalarına kadar geri çekilmesine neden oldu.
Sıcak çatışma, iki tarafın verdiği ağır kayıpların ardından 27 Temmuz 1953'te imzalanan ateşkesle sona erdi.
Anlaşma ile Kore'de "Askerden Arındırılmış Bölge" adı verilen, Kuzey ve Güney'i ayırmak için bir bölge oluşturuldu ve esir takası yapıldı.
Ancak ateşkesin imzalanmasından bu yana geçen 65 yılda halen bir barış anlaşması imzalanamadı.
Moon ve Kim arasındaki zirvede iki ülke ABD ile Çin'in de dahil olacağı çok taraflı müzakerelerle ateşkesi kalıcı bir barış anlaşmasına dönüştürme konusunda iradelerini vurguladı.