Gül, "Durduk yerde gölge etmenin, durduk yerde problem çıkarmanın hukuki temeli olmadığını herkese hatırlatmak istiyorum. Berlin Duvarı'nı yıkan Avrupa, Avrupa'nın farklı coğrafyalarına yeni Berlin duvarları mı inşa edecek? Bu açıkçası vizyonsuzluktur" dedi.
Gül, İtalya Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano ile Çankaya Köşkü'nde düzenlediği ortak basın toplantısında, iki ülke ilişkileri ve Türkiye'nin AB üyelik sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İki ülke arasında büyük bir ekonomik hareketlilik olduğunu belirterek, 13 milyar avroluk ticaret hacmiyle Rusya ve Almanya'dan sonra Türkiye'nin en büyük üçüncü ticari ortağının İtalya olduğuna işaret eden Gül, baş başa ve heyetler arası görüşmelerde iki ülke ilişkilerini gözden geçirdikleri, gelinen seviyeden duyulan memnuniyeti dile getirdiklerini ve bunun güçlenerek devam etmesi gerektiğini vurguladıklarını belirtti.
Türkiye ile İtalya arasında enerji alanında da büyük bir işbirliğinin söz konusu olduğunu bildiren Gül, bunun gelişmesine önem verdiklerini karşılıklı olarak teyit ettiklerini söyledi.
-KARŞILIKLI DEVLET NİŞANI-
Görüşmelerde Türkiye'nin AB üyelik sürecinin de ele alındığını bildiren Gül, İtalya'nın, Türkiye'nin üyeliğine verdiği güçlü destekten dolayı Napolitano'ya teşekkür etti.
Gül, Napolitano'nun Avrupa'nın en tecrübeli devlet adamlarından biri olduğunu, bu konuya stratejik vizyonla günlük politikaların ötesinde baktığını, Türkiye'nin AB üyeliğinin Avrupa'ya katkı sağlayacağına inandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül, bugün yapılan görüşmede, Napolitano ile birbirlerine karşılıklı olarak devlet nişanı takdim ettiklerini de bildirdi. Napolitano'nun büyük bir teveccüh göstererek İtalya Cumhuriyeti'nin en yüksek rütbeli nişanını verdiğini belirten Gül, kendisinin de Napolitano'ya "Devlet Nişanı" sunduğunu söyledi. Gül, "Bu da dostluğumuzun ne kadar güçlü olduğunun en iyi işareti" dedi.
-AB, 2004'TE ŞAKA YAPMADI-
Soruları da yanıtlayan Gül, İtalyan bir gazetecinin, bazı Avrupalı devlet adamlarının Türkiye'nin Avrupa ile aynı kültürü paylaşmadığına dair söylemleri çerçevesinde Türkiye-AB ilişkilerini nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin AB süreci hukuki temelleri olan bir süreçtir. AB Zirvesi, 2004 yılında karar verirken bir şaka yapmadı ya da geçici bir şekilde 'bugünü atlatalım' diye bir şey söylemedi. Çok uzun çalışmalardan, tartışmalardan, stratejik bir çok belgenin tekrar okunmasından, artılar, eksiler yan yana konup neticede 'Türkiye'nin AB'ye üyeliği Avrupa Birliği'ne çok büyük katkılar sağlayacaktır' kanaatine varıldıktan sonra herkes oy birliğiyle müzakerelere başlama kararı verdi ve herkes imzasını attı. Ahde vefa uluslararası ilişkilerin, uluslararası hukukun temel ilkesidir. Bu herkesi bağlayıcı bir şeydir.
Ekonomik olarak ve nüfus olarak büyük ülkelerin AB ile bütünleşmesi hep sancılı olur. Geçmişe baktığımızda İngiltere için de İspanya için de aynı şeyleri görürsünüz. Türkiye için de aynı süreçten geçildiği kanaatindeyiz.
Biz, bunları çok fazla tartışma konusu yapmayıp kendi işimize bakmaktan yanayız. Biz kendi işimizi yapacağız, müzakere sürecini başarıyla bitireceğiz. O zaman Avrupa Birliği bir araya gelecek, 'Türkiye evet başarıyla müzakereleri tamamladı. Beraber olabiliriz' diyecek. Bazı ülkeler referandum kararı aldılar. Bunların halkları Türkiye ile beraber olmak istemeyebilirler. Biz de onu saygıyla karşılarız. Bilmiyorum, belki o zaman Türk halkı ne diyecek? O günün meselelerini bugün konuşmanın çok yanlış olduğu kanaatindeyiz. Bu, attığımız imzaları yeteri kadar şereflendirmemek şeklinde neticelenir ki bu büyük bir güven bunalımı doğurur, Avrupa'ya yakışmaz. Dünyanın en önemli aktörlerinden birisidir bugün. İleride daha da önemli olması gerekir. Böyle davranışlar, güvensizlik yaratmak Avrupa Birliği'ne yakışmaz."
-BAŞKANLIK SİSTEMİ-
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin yolunun açık olduğunun altını çizerek, demokrasinin, insan haklarının, serbest piyasa ekonomisinin en üst düzeyde geçerli olmasına yönelik çalışmalar yapılırken Türkiye'nin yönüyle ilgili tartışmaların bilgisizlikten kaynaklandığını belirtti.
Bir İtalyan gazetecinin Anayasal reform sürecine ilişkin sorusunu yanıtlarken de Gül, Türkiye'nin uzun süredir reform sürecinden geçtiğini ifade etti. Yeni ve bugünkü Türkiye'ye daha uygun anayasa yapılması tartışmaları olduğunu anlatan Gül, başkanlık sistemine geçilmesine ilişkin bir tartışmanın Türkiye'nin gündeminde olmadığını söyledi.