Gül: "Ayrımcılık istemiyoruz"

Paris (AA) - Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Avrupa Birliğinin (AB) küresel bir aktör olarak yapacağı çok önemli işler bulunduğunu belirterek, "AB'nin kendi geleceği ile ilgili seçim yaparken, birçok başka bölgenin ve halklarının geleceğini de dolaylı olarak etkilemiş olacağını" söyledi.

Gül, Paris'teki temasları çerçevesinde Dış İlişkiler Enstitüsü'nde "Türkiye-AB İlişkilerinin Geleceği" konulu bir konferans verdi.

Konuşmasında AB üyeliğinin Türkiye için stratejik bir hedef olduğunu belirten Gül, üyelik hedefinin günlük hayatın her alanında evrensel, standart uygulamalar getirecek büyük bir reform hareketinin parçası olduğunu ifade etti.

Bakan Gül, "Şayet Avrupa kimliği ortak siyasi, entellektüel ve hatta hukuki bir kimlik olarak tanımlanıyorsa, bu durumda Avrupanın parçası olma koşulu, o kültür ve değerler bütününü kabul etme iradesi olarak belirlenmelidir" dedi.

Türkiye'nin herhangi bir ayrıcalık istemediğini vurgulayan Gül, "Bizim tek istediğimiz Türkiye'ye diğer adaylara olduğu gibi adil ve objektif davranılması ve ayrımcılık yapılmamasıdır" diye konuştu.

Sözlerini "AB zeminlerini kullanarak Türkiye'den tek taraflı taviz istemek, sorunun çözümüne hiçbir fayda sağlamayacaktır" diyerek sürdüren Gül, AB üyesi ülkelerden Türkiye'nin eylem planına destek vermelerini ve Kıbrıs Rum tarafını çözüm yönünde imale etmelerini beklediklerini de belirtti. Gül, daha sonra şunları kaydetti:

"Birleşik bir Kıbrıs'ın AB'ye girmesi için üzerimize düşen bütün sorumlulukları yerine getirdik. Kıbrıslı Türklerin referandumda evet, Rumların ise hayır oyu kullanmaları, kimin birleşmeden kimin bölünmeden yana olduğunu ortaya çıkarmıştır."

Gül, AB üyelerini BM zemininde kapsamlı çözüme yönelik çabalara odaklanmaya, bu çabalara etkin destek vermeye ve Kıbrıslı Türklerin dünya ile serbestçe bütünleşmesine imkan tanımaya çağırdı.

Dışişleri Bakanı Gül, konuşmasında şunları da vurguladı:"Türkiye AB'ye üye olması halinde küresel ve bölgesel istikrar ve refahın yayılmasına ciddi olarak katkıda bulunacak bir ülkedir. Türkiye'nin üye olduğu bir AB dünyada güvenlik ve refah üreten ve yayan başat bir güç olacaktır."