Tom Esslemont
BBC, Tiflis
Giorgi, ideal bir yurtsever. Gürcistan ulusal marşını söylemeye bayılıyor. Marşı söylerken de göğsünü şişiriyor, yumruklarını sıkıyor.
Günün büyük kısmını yurtseverlik üniforması içinde geçiriyor. Üzerinde Gürcistan bayrağı işlemeli parlak kırmızı sentetik bir ceket bu.
Giorgi, bu yıl kendisine benzer 2000 dolayında genç gibi, yurtseverliğin teşvik edildiği, gençlere yönelik bir yaz kampına katılmayı kararlaştırmış.
Kamp aslında parlak, çok renkli bir kale. Yüksek madeni kapıları var. Kulesinde Gürcistan ulusal bayrağı dalgalanıyor.
Karadeniz kıyısında bulunan bu kamp, gelip geçen gemilere gayet tuhaf görünüyordur. Köhne evlerin ve yarım kalmış beton binaların yanı başındaki sık bir orman alanının tam ortasına yerleşmiş legodan yapılmış gibi bir bina...
Ve hemen yakındaki plaja doluşmuş, sıradan güneşlenen insanlar yerine, parlak kırmızı üniformalarıyla yüzlerce genç.
Genç yurtseverler her gün ulusal marşı söyledikten sonra, düzgün sıraya giriyor ve müzik eşliğinde, hevesle egzersiz yapıyor, eğilip ayak parmaklarının ucuna değiyorlar.
Bayrağı göndere çekme işiniyse, sırayla yapıyorlar. Ama Giorgi gururlu diğer yurtseverlerin gözü önünde, daha bir heves ve şevkle gerçekleştiriyor bayrak çekme görevini.
Abhazya'ya hem yakın, hem uzak Rengarenk kale, yurtseverlik kampına yeni eklenmiş; ama bu kamplar epeydir var.
Son beş yıldır Güercistan hükümeti ülkenin çeşitli yerlerinde bu kampları kuruyor, örgütlüyor, finansmanını karşılıyordu. Ama son iki yıldır, Rusya'yla yaşanan savaştan bu yana, kampların önemi daha da arttı. Birçok genç için kampların konumu da, büyük önem taşıyor.
Yolun 6 km. aşağısında Abhazya var. Gürcistan'ın, kendi egemenliği altındaki toprakların parçası saydığı, üzerinde anlaşmazlık yaşanan Abhazya. Bölge, bundan 18 yıl önce bağımsızlık savaşı sırasında, yönetimden kopmuştu. Bir gün kamptan ayrılıp asfalt yolda 15 dakika kadar gittik arabayla, sınırdan ötesini görebilmek için.
Enguri Nehrini aştık, yolda bir Gürcü askerle karşılaştık. Yakıcı öğle güneşi altında, dikenli tellerin ötesinden bize bakıyordu.
Burası çok güzel bir bölge. Evlerin önlerindeki geniş bahçelerde incir, ceviz, mandalin ağaçları var. Ağustos böcekleri okaliptüs ağaçlarına yerleşmiş, kulakları sağır edercesine bir koro tutturmuşlar adeta.
Ama aynı zamanda hüznün de hissedildiği bir yer burası. Gördüğümüz asker ve yerlerdeki kum torbaları, Rusya desteğindeki Abhazya'nın Gürcülerin çoğu için girilmez bölge olduğunu hatırlatıyor.
2008 Yazında, dünyanın dikkatleri bağımsızlık ilan eden bir başka bölge, Güney Osetya üzerinde odaklanmışken, Rus askerleri, tam da Abhazya sınırında yer alan bir yurtseverlik kampını ateşe vermişlerdi. Kamp, tamamen kül olmuştu.
Bugünse, yeni ve çok renkli kale, güvenli biçimde, Abhazya'dan epey uzakta. Ya da Gürcü yetkililerin bana söylediği bu. Ama Giorgi ve arkadaşları, kampın Abhazya'ya yakınlığı nedeniyle buraya geldiklerini söylüyorlar.
"Abhazya yakınında olmayı seviyoruz. Orası bizim toprağımız. Bir gün yeniden oraya gidebilmek istiyoruz" diyor Giorgi. 21 Yaşındaki Giorgi, aslında epey büyük yaşta bir yurtsever. Ama o ve diğer daha genç yurtseverler, 1992'deki Abhazya savaşının öykülerini, o dönemdeki hükümetin açtığı ve bedeli binlerce Gürcüye ödetilen savaşta yaşananları dinleyerek büyümüşler. Abhazya'daki evlerini bırakıp kaçmak zorunda kalmış insanlar bunlar.
Yurtseverlik mi, aşırı milliyetçilik mi? Genç Gürcü yurtseverler, düşündüklerini açık açık söylemekten çekinmiyor. Ama kamp yöneticileri bizim varlığımızdan kaygılı gibi. Hükümete, bu kamplarda, iktidarın gelecekteki destekçilerinin 'yetiştirildiği' eleştirileri yöneltilmişti.
Bir başka deyişle, bu kampta gençlerin beyinlerinin aşırı milliyetçililikle yıkandığına inanılıyor.
Gürcistan hükümeti, bu kampları çocukların yetişeceği, daha iyi birer yurttaş olacakları liberal ortamlar olarak sunuyor. Kamplarda gençlerin eğlendikleri de, bir gerçek.
Ama kampın son gecesinde, gençler dışarda kurulan sahnede özel gösteriyi izlemek üzere toplandıklarında yurtseverlik buram buram kokuyor. Kamp liderleri ve gençlerin bazıları çok iyi hazırlanmış oldukları bir gösteri sahneliyorlar. Gösterinin başlıca karakterleri üzerilerinde 'Rusya' yazılı eşofmanlar giymiş, kara kara düşünen kişiler. Bunlar 'kötü adamlar'...
Ve bluzlarının üzerinde 'Güney Osetya' ile 'Abhazya' yazılı, olan bitenden habersiz kızları arkadaşlarının elinden zorla çekip alıyorlar. Derken, adeta bir düş gibi, Gürcüler, büyük bir mücadele verip 'Güney Osetya' ve 'Abhazya' diye adlandırılan kızları Rusların güçlü kontrolünden çekip alabilmeyi başarıyorlar. Genç yurtseverlerin tek bir ses bile çıkarmadan izledikleri, sonra da büyük coşkuyla alkışladıkları kurnazca kurgulanmış bir tiyatro bu. Giorgi ve vücutlarını Gürcistan bayrağına sarmış kız arkadaşlarına bakıyorum.
Ağızları bir karış açık izledikten sonra oyunu, hazırol durumuna geçerek, bir an bile duraksamadan, ulusal marşı bir kez daha söylemeye hazırlanıyorlar.