HABER

Hakİş Genel Başkanı Arslan'dan açıklama

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Biz paralel devlet ve onun uzantılarına, onun Türkiye'deki faaliyetlerine, devlete ortak olma niyetlerine şiddetle karşı duracağız" dedi.

Arslan, bir düğün salonunda düzenlenen Erzurum Büyükşehir Belediyesi toplu iş sözleşmesi imza töreninde yaptığı konuşmada, 17 Aralık'ta başlayan, paralel devlet, yolsuzluk operasyonları konusunda bir kısım çevrelerin iktidarla, hükümetle mücadelelerini, Hak-İş üzerinden yapmaya özen gösterdiğini savundu.

Hak-İş'in bu tartışmalarda taraf olduğunun altını çizen Arslan, şunları kaydetti:

"Nerede taraftır, millet iradesinin yanında taraftır. Aynı zamanda yolsuzluğa, hırsızlığa, uğursuzluğa, rüşvete karşı da durduğu yerde taraftır. Biz, paralel devlet ve onun uzantılarına, onun Türkiye'deki faaliyetlerine, devlete ortak olma niyetlerine şiddetle karşı duracağız. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ortak kabul etmediğini ve bu devletin bin yıllık bu topraklarda bir geleneğinin olduğunu, beş bin yıllık bir devlet geleneğimizin ortak kabul etmeyecek bir noktada olduğunu hatırlatmak isterim. Ama aynı zamanda kim olursa olsun, unvanı, makamı, ismi kim olursa olsun bu ülkenin bir kuruşuna tenezzül edip, bir kuruşuna eğer göz dikmişse bunun da hesabının sonuna kadar sorulmasından yanayız."

Arslan, "Asla bizim böyle 'ikircikli, ama, fakatlı' tavrımız yok. Bunu açık olarak söylediğimiz halde, ne yazık ki bir kısım siyasiler, bir kısım medya kuruluşları, Hak-İş'in duruşundan rahatsız olmalılar ki sendikaya yönelik taarruzlarını, linç kampanyalarını, zaman zaman itibarsızlaştırma çalışmalarını sürdürüyorlar. Biz de şöyle düşünüyoruz, Hak-İş doğru yerde durduğu için bunlar oluyor. Biz bu yolculuğu çok eskiden beri yapıyoruz" diye konuştu.

Halkbank'a, uluslararası güçler tarafından operasyon istendiğini öne süren Arslan, "Maalesef Türkiye'deki bir kısım zavallılar da bunlara alet oldu. Halkbank'a çok ciddi şekilde damga, darbe vurmaya çalıştılar. Onun için bizim bunlara ait söyleyecek sözümüz olmalı. Asla bu ülkenin kaynaklarını, imkanlarını, bu ülkenin değerlerini kimseye peşkeş çektirmeden ama kimseye de yedirmeden sahip çıkmamız gerekiyor " dedi.

Bu şekilde yapılmak istenen operasyonlara karşı uyanık olunması gerektiğini vurgulayan Arslan, "Bu paralel devlet söylendiği kadar kolay bir yapı değil. Onun için hepimizin üzerinde mutabık kaldığı ortak değerlerimiz var. Devletimiz, milletimiz, bayrağımız, temel ortak değerlerimize zarar verecek hiçbir oluşuma izin vermememiz lazım" dedi.

- "Taşeron çalışanların, toplu sözleşmeler olmadığı için hiçbir sosyal hakkı yok"

Genel Başkan Arslan, belediyelerde ve kamu kurumlarında genel olarak yaşanan taşeron uygulamalarıyla ilgili Türkiye'de sürdürülemez, içinden çıkılamaz ve devam ettirilemez durumla karşı karşıya kalındığını savundu.

Türkiye'de 1999'da belediyelerdeki kadrolu işçi sayısının yaklaşık 250 bin civarında olduğunu anımsatan Arslan, şunları kaydetti:

"Taşeron işçisi hemen hemen yoktu. Geçici işçiler vardı. Bugün geldiğimiz noktada belediyelerde toplam 70 bin kadrolu içi var. 400 bine yakın da taşeron işçisi var. Dolayısıyla kamuda toplam taşeron işçisi bir milyon civarında. Toplam kadrolu işçi sayısı da 150 bine düştü. Dolayısıyla bu tablo Türkiye'ye yakışmıyor. Değişen, büyüyen, gelişen, dünyanın 17. büyük ekonomisi, milli geliri her yıl artan, hakikaten ciddi anlamda bir değişim, dönüşümü gerçekleştiren Türkiye'nin çalışma hayatında böyle bir yapının gerçekten sürdürülebilir olması mümkün değil. Çünkü taşeron işçisi dediğimiz arkadaşlarımızla beraber çalışıyorsunuz. Onların ücretlerini, başkanlarımız biraz daha zorlayarak, belki asgari ücretin üzerine çıkarıyor ama toplu sözleşme olmadığı için hiçbir sosyal hakları yok. İkramiyeleri yok, fazla mesaileri, yıllık izinleri, kıdem tazminatları maalesef bunun büyük ölçüsünden mahrumlar."

Bu modelin sürdürülmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Arslan, "Onun için sayın bakanla bir yıldır bir sistem üzerinde çalışıyoruz. Bu taşeron işçiliği konusunu kaldırmak mümkün değil ama bunun bir mekanizmasını oluşturup, bir mevzuatını yeniden düzenlememiz gerekiyor. Mahkeme kararlarıyla, kazanılmış davaların gereği yapılıp, kadrolar verilmeli. Diğer işçiler için toplu sözleşme modelinin önü açılmalı. Bu konuda çabalarımız devam ediyor" diye konuştu.

En Çok Aranan Haberler