Jonathan Webb
BBC News
Bilim insanları, beyin hemisferinin (beyin yarımküresi) ön kısmında bulunan bir kırışıklığın şizofreni hastalarında halüsinasyonlara neden olduğunu saptadı.
Bu kırışıklığın tespit edildiği bölüm halüsinasyon gören hastalarda daha kısa.
Beynin bu kısmı gerçek algılar ile hayali algıları ayırmada büyük bir rol oynuyor.
Nature Communications adlı bilimsel dergide yayımlanan ve 153 kişi üzerinde yapılan araştırmanın şizofreninin erken teşhisinde yararlı olabileceği düşünülüyor.
PCS (paracingulate sulcus) ismi verilen beyin kırışığının şekli kişiye göre farklılık gösteriyor.
Araştırmaya göre, insan beynindeki bu kıvrım doğumdan hemen önce oluşuyor.
Cambridge Üniversitesi'nden beyin ve sinir uzmanı Dr. Jon Simons: ''Beynin gelişimi birey yaşadığı sürece sürekli devam ediyor, fakat beyindeki PCS'nin belirginliği çok daha erken bir dönemde saptanabilir. Bu beyin kıvrımının kısalığı kişinin gelecekteki hayatında halüsinasyon görme yatkınlığını belirliyor'' diyor.
Eğer beyin kıvrımındaki farklılık diğer belirtilerin başlangıcından önce saptanırsa, halüsinasyon görme riski taşıyan kişilere ihtiyaç duydukları desteğin sağlanabileceği umuluyor.
Dr. Simons, şizofreninin karmaşık bir hastalık olduğunu söylüyor.
Halüsinasyon hastalığın ana belirtilerinden biri olsa da, bazı hastalarda belirli aşamalarda düşünce bozukluğu görülebiliyor.
Simons, ''Şizofreni gibi hastalıkların beynin sadece bir bölgesine indirgenemeyeceğini bir süredir biliyorduk. Değişimler beynin farklı kısımlarında görülebiliyor. Böylesine önemli bir belirtiyi beynin belirli bir kısmına bağlamak anormal'' diyor.
153 kişinin beyin MR'ı incelendiAraştırmacılar, Avustralya Şizofreni Araştırma Bankası'ndan elde ettikleri verileri kullandılar.
Bu veriler arasında 153 kişinin beynini ayrıntıyla incelemeye olanak tanıyan MR sonuçları vardı.
MR sonuçları incelenen bu kişilerden 113'ünün şizofren hastası biliniyordu, kalan 40'ında ise bu teşhis konulmamıştı.
Araştırmacılar, verilerin deneklerle ilgili önemli bilgiler içerdiğini, örneklerini özenle seçtiklerini söylüyor.
Çalışma sırasında, şizofreni tanısı konanlar da, halüsilasyon görenler (79 kişi) ve görmeyenler (34) olarak ikiye ayrıldı.
Simons, ''Hastaları karşılaştırmamıza yardımcı olacak iki farklı gruba koyuyoruz. Kişinin yaşı, cinsiyeti, tedavi süreci ve hatta solak olup olmadıkları da göz önünde bulunduruluyor. Ayırdığımız iki grup arasındaki tek fark bir grubun halüsinasyon görmesi, diğerinin ise görmemesi'' diyor.
Araştırmacılar beyin taramalarında, PCS'lerini inceledi. Elde edilen sonuçlar, halüsinasyon gören şizofreni hastalarının PCS'lerinin, görmeyen şizofreni hastalarından ortalama 2 santimetre daha kısa olduğunu gösterdi.
Halüsinasyon gören şizofren hastaların PCS'leri ise, şizofren olmayan yani sağlıklı insanlardan ortalama 3 santimetre daha kısa.
Sonuçları değerlendiren araştırmacılar, beyindeki bu kıvrımın 1 santimetre daha kısa olmasıyla kişinin halüsinasyon görme riskinin yüzde 20 oranında arttığını söylüyor.
PCS şizofreniyi anlamaya yardımcı olabilirAraştırmacı Jane Garrison, halüsinasyona neden olan başka etkenler olsa da bu araştırmadan elde edilen sonuçların çok önemli olduğunu söyledi.
Jane Garnison, ''PCS'in, bir bilgiyi kendi başımıza tanımamıza yardımcı olan beyin şebekesinde bir rolü olduğunu düşünüyoruz. Daha kısa PCS'e sahip olan kişiler bilginin kaynağını algılamakta zorlanabiliyor ve bunun dışarıdan geldiğini düşünmeye yatkın olabiliyor'' diyor.
Garrison açıklamasına devam ediyor:
''Halüsinasyon oldukça karışık bir olgu olmakla beraber farklı şekillerde nüfusun büyük bir kısmında görülebiliyor. Neden ortaya çıktıklarıyla ilgili birden fazla neden var. Fakat bulduğumuz sonuçlar bazı insanların neden gerçek dışı hisler deneyimlediklerini açıklamada yardımcı olacak''
Edinburgh Üniversitesi'nden Psikoloji Profesörü Stephen Lawrie ise, araştırmanın içinde yer almasa da şizofreni ve halüsinasyonlarla ilişkin olarak beynin yapısı hakkında fikir sahibi.
Yapılan araştırmanın oldukça şaşırtıcı olduğunu vurgulayan Lawrie şizofreninin beynin ön kısmıyla bağlantılı olduğu bilinse de, genelde algı ve dil becerilerini kontrol eden kısımlarıyla ilişkili olduğunun düşünüldüğünü ekliyor.
Lawrie, ''İşitsel halüsinasyonlara beynin dil bölümündeki bozukluğun neden olduğuyla ilgili oldukça güçlü kanıtlar var'' diyor.
Lawrie, ''Araştırma sonuçları halüsinasyonların sadece beynin dil bölümünü değil, daha büyük bir alanı kapsadığı ve daha da ayrıntılı olmak gerekirse bilişsel işlev kısmıyla ilgili olduğunu içeriyor. Bence bu araştırmanın faydası, şizofrenideki halüsinasyonlar hakkında daha geniş düşünmemize yardımcı olması'' görüşünü dile getiriyor.