HABER

HDP: Süleyman Şah operasyonu AK Parti'nin sahte zaferidir

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Süleyman Şah Türbesi'ne yapılan operasyonu değerlendirdi.

Yüksekdağ "Süleyman Şah Türbesi'nin taşınması operasyonu da AK Parti hükümetinin sahte zaferlerinden biridir. İşin gerçeğine bakarsanız arka planda değil, göz önünde yaşatılıyor. Çok muzaffer bir operasyon değil, yenilginin üstünü örten bir operasyon" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, bir haftadan bu yana mecliste İç Güvenlik Paketi'nin tartışıldığını belirterek, "Bugüne kadar getirdiğimiz itirazlara rağmen, AKP hükümeti ısrarla İç Güvenlik Paketi adını verdiği OHAL paketini getirdi. Mecliste, sokaklarda, alanlarda gerçekleştirdiğimiz direnişe rağmen bu paketi çıkarmaya çalışan siyasi iktidar var karışımızda. Geçen hafta mecliste gerçekleştirilen yasa görüşmeleri ibret vesikası anlamına geliyordu. AK Parti, İç Güvenlik Paketi'nin meclisteki uygulamasını yaptı. Vekillerimize karşı linç saldırısı düzenlendi. Vekillerimizin bununla karşı karşıya kalmasının nedeni haktan ve hukuktan yana olmalarıydı. AKP hükümeti meclis kürsününü ele geçirerek, toplumun bütün beklentilerini ezip geçerek, bu talepleri savunan vekillerimize linç saldırısı gerçekleştirdi. 21 Şubat günü Türkiye'de sivil darbe teşebbüsü gerçekleştirildi. Bu yasa uygulanırsa, AKP hükümetinin başını çektiği siyasi zihniyet hüküm sürecek. Sokakta, alanlarda demokrasi için nasıl direniyorsa, bütün demokratik kesimler, mecliste onların vekilleri de bu direnişin ruhuyla hareket etti ve AKP hükümetinin darbesine karşı koydu. Bugün güvenlik paketi adı verilen faşist yasa ve uygulamalara karşı hep birlikte dur demeyi başaramazsak, Türkiye yarın karanlıklar ülkesine dönüştürülecek. Biz, bu egemenlik ve diktatörlük ilan etme çabasına karşı, halkımızdan aldığımız güçle fiili meşru mücadelemizi dün olduğu gibi bugün de ortaya koyacağız. Bu zamana kadar siyasi iktidarlar böyle karanlık yasalar,ı sıkı yönetimi ve 'OHAL'i tırmandırarak, bu ülkeyi daha fazla kaosa sürüklediler. Bugün AKP hükümeti de bunu yapıyor. Ne için? Saraydakinin Başkanlık sevdası için. Önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek genel seçimlerde, kendi rahatlık ve zenginliklerini güvence altına almak için. Başkanlık sistemini hayata geçirmek için bu kadar zorluyorlar. Saraydaki sipariş veriyor, arka arkaya. '400 milletvekili vereceksiniz bana' dedi. En son da bu saldırı paketinin siparişini verdi" ifadelerini kullandı.

"Bu yasa, başkanlık sistemine zorla, hileyle, entrikayla, türlü dolapla geçirmek isteyen zihniyetin güvencesini sağlamak için çıkarılıyor" diyen Yüksekdağ, şöyle konuştu:

"Bunun karşısında olan herkesi terörle sindirmek için çıkarılıyor. Devlet terörünü 5 kat daha fazla güvence altına alınarak, demokratik haklar üzerinde baskı sistemi ve yapısı inşa ediliyor. Onların başkanlık sisteminden anladığı budur. Vekiller ve onların özgür çalışmalarıyla yönetilmesi değildir. Onlar başkanlık sisteminden kendi dar çıkarlarının savunulmasını, itiraz edilenler karşısında savunulmasını anlıyorlar. Biz, sarayın güvenliğini alma yasasının içeriğini bildiğimiz için en baştan itibaren buna itiraz ettik. Meclis 21 Şubat'ta en karanlık günlerinden birini yaşadı. Buna imza atan vekillerimize, halkın temsilcilerine tekrar selam olsun diyorum. Bu yasa ve uygulamalar karşısında direniş çizgisini bundan sonra da devam ettireceğiz. Bugün direnişin belli bir kesimle sınırlı kalmaması gerekiyor. Bugün yaklaşmakta olan karanlık günlere engel olma sorumluluğu, sadece partimizin sorumluluğu değildir. Meclisteki bütün partilerin bu yasa karşısında muhalefet sorumluluğu üstlenmesi gerekir. Bu konumlanmayı gerçekleştirirlerse, oy aldıkları halka karşı gerçek sorumluluklarını gerçekleştirmiş olurlar. Biz, bu zamana kadar kendimizde bu direnme gücünü gördük. Artık herkesin, bütün Türkiye'nin bu yasaya karşı, bize dayatılan karanlık güçlere karşı sesini yükseltmesi gerekiyor. Bütün demokrasi güçlerini, yaşamın bütün alanlarında halkımızın bu yasaya karşı aktif bir duruş sergilemesi gerekiyor. Yarın 'keşke şöyle değil böyle davransaydık' dememek için bugün direnmeyi ve karşı çıkmayı başarmamız gerekiyor."

"BÜTÜN AKP VEKİLLERİNİ SORUMLULUK ALMAYA DAVET EDİYORUM"

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu yasayı çıkarsalar da saraylarını koruyamayacaklar, iktidarlarını koruyamayacaklar. AKP hükümeti bu yasayla bizim başımıza bela çıkarmıyor. Biz, belanın bin bir türünü biliyoruz. AKP hükümeti bu yasayla kendi belasını hazırlıyor. Bugün sarayı korumak için bu yasayı hazırlıyor. Dün Süleyman Şah'ı kurtardınız. Suriye politika çöktü. Bu yasayla sarayı nereye taşıyacaksınız? Bu sarayı hiçbir yere taşıyamazsınız, siz en iyisi vazgeçin. Saraydaki de, meclisteki suretleri de hala vakitleri varken vazgeçsinler. Türkiye'de özgürlükler kazansın. Bir kere olsun hayırlı bir işe imza atsınlar. AKP kaybetmiş sayılmaz. Halkının taleplerini dikkate almış ve iyi bir şey yapmış olur. Eğer bu hayırlı işe imza atarsa, kendisini de bir süre daha sürdürme şansına sahip olabilir. Böyle bir baskı üzerinde AKP hükümetinin kendisini sürdürme dinamikleri tükenmiştir. Meclisteki AKP milletvekillerine de sesleniyorum, bakın çok büyük bir suça imza atıyorsunuz. Kaldırdığınız her elle tarihsel suça imza atıyorsunuz. AKP hükümeti, saraydaki bu yasayı çıkarmak için hepinizi taşeron olarak kullanıyor. Bunun karsısında bütün Türkiye halklarının unutmayacağı bir hata yapıyorsunuz. AKP hükümeti yasaları öyle bir sıraya dizmiş ki önce bu güvenlik yasası, bu yasaya oy verenlere ödül olsun diye vekile kıyak emeklilik yasası çıkaracak. Tehditle el kaldırıyorsunuz. Ben bütün AKP vekillerini de sorumluluk almaya davet ediyorum. Bu büyük suça imza atmasınlar ve Türkiye halklarının karanlığı olacak, geleceğini çıkışsızlaştıracak böyle bir süreçte sorumluluk almasınlar."

"BU PAKET GÜNDEMDEYKEN BARIŞ, ÇÖZÜM DİYORLAR"

"İç Güvenlik Yasası'yla bütün valilere OHAL yetkisi, sıkıyönetim ilan etme yetkisi tanınıyor" diyen Yüksekdağ, "Valiler sancak beyi gibi. Vali gibi davranmıyorlar. Atanmış valiler sancak beyi, derebeyi gibi davranıyor. Valiler bütün il sınırları içindeki milyonlarca insanı gözaltına alma yetkisine sahip olabilecek. Bir kadının çantasında biber gazı mı çıktı, biber gazına verilen ceza, tacizciye verilenden daha fazla olacak. Böyle bir adaletsizlik, rezillikle karşı karşıya Türkiye. İnsanlar olağan şüpheli ilan edilecekler. Gözaltına alma, valinin iki dudağının arasında olacak. Polis gerekçe göstermeksizin, 48 saat boyunca gözaltında tutabilecek. Böyle bir yaşam bütün Türkiye halklarına dayatılabilir mi? Hak aramayı aklınızdan bile geçiremeyeceksiniz. İnsanların bütün Türkiye toplumumun bilincini tutsak etmek için uğraşan bir saldırı zihniyeti ve pratiği var karşımızda. Bu paket gündemdeyken, harıl harıl, savaş paketidir bu, bu paketi harıl harıl çıkarmak için tartışırken, aynı zamanda barış, çözüm diyorlar" ifadelerine yer verdi.

"İÇ GÜVENLİK PAKETİ, DEVASA DÜZEYDE SİLAHLANDIRILMA YASASIDIR"

Yüksekdağ, "Sadece Kürtlere, demokrasi güçlerine savaş ilan etmiyorsunuz. Bütün Türkiye toplumuna, kendiniz gibi düşünmeyen herkese savaş ilan ediyorsunuz. Barış gibi mukaddes gibi bir kelimeyi ağzınıza almaktan vazgeçin. Biz, bu süreç içinde karşımıza çıkarılan bütün engellere rağmen barış için mücadele etmeye devam ediyoruz. Hala müzakereden bahsediyorsak, HDP'nin çözümde ve barışta ısrarıyla korunuyor bu umut ve dinamik. Biz, bunu AKP hükümetin lütuf olsun diye korumuyoruz, bütün Türkiye halklarına söz verdiğimiz için. Anaların evine evlatlarının cenazesi gelmesin diye biz bir söz vermişiz. Bunu yerine getirmek çözüm umudunu korumaya devam edeceğiz. AKP hükümeti bu dinamiği yıkmak için elinden geleni yapıyor. Çıkıp PKK'ya silah bırakma çağrısı yapıyorsunuz ama siz daha fazla silahlanıyorsunuz. İç Güvenlik Paketi devletin devasa düzeyde silahlandırılma yasasıdır. Bir taraftan devleti alabildiğine silahlandıracaksınız, özgür fikir alışverişine yer bırakmamak için gayret edeceksiniz, diğer taraftan PKK neden silah bırakmıyor diye feryat figan edeceksiniz. Bütün tahriklere, saldırılara rağmen verdiği sözün arkasında duruyor ama verdiği sözü tutmayan sizsiniz. AKP hükümetidir. Bir çözüm süreci varsa ve ilerleyecekse iki taraflı ilerleyecek, karşılıklı güvenin tesis edilmesiyle ilerleyecek. Bütün Türkiye halklarının kendisine verdiği yetkiyi boşa harcıyor. Son seçimler başta olmak üzere barış getireceğim ve bu ülkede çözümü sağlayacağız, huzuru oluşturacağım diyerek bu halkan oy aldı. Bu desteği her gün kötüye kullanıyor, çarçur ediyor. Sizi kandırmaya çalışıyorlar, kandıramayacaklar. Biz buna inanıyoruz ama sizin onlara barış için, çözüm için verdiğiniz desteği çarçur ediyor, kötüye kullanıyorlar. AKP'ye oy veren yurttaşlarımızı, oylarına sahip çıkmaya çağırıyorum" dedi.

"ARTIK KARANLIK BİR EL ARAMIYORUZ, FAİL AYAN BEYAN ORTADA"

Figen Yüksekdağ, "Baskıcı, antidemokratik uygulamalarla hükümet kendine yol açmaya çalışıyor. Parti binalarımıza dönük ırkçı, faşist saldırılar gerçekleştiriliyor. Yine bir yerlerden düğmeye basıldı. Kritik bir süreçte partimize dönük saldırılar başladı. İç Güvenlik Paketi'ni meclisten geçirmekten zorlandıkları süreçte partimize dönük saldırılar gerçekleştiriliyor. 2015 seçimlerine 3 ay kala, Türkiye toplumunun özgür bir süreç yaşamak için dinginliğe ihtiyacı olduğu dönemde bu saldırılar gerçekleştiriliyor. Mecliste milletvekillerimize linç saldırılarının düzenlendiği gün, Ege Üniversitesi'nde de partimize de dönük saldırılar gerçekleştirildi. Failler bizim için artık karanlıkta değil. Biz artık karanlık bir el aramıyoruz. Fail ayan beyan ortada. AKP siyasetinin tetiklediği saldırılardır bunlar" dedi.

"SALDIRILAR SİYASİ İKTİDAR MERKEZLİ OLARAK YÖNLENDİRİLİYOR"

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, şunları kaydetti:

"Ege Üniversitesi'nde bir saldırı gerçekleştiriliyor. Bir kişinin ölümüne yol açan bir saldırı bu. Karşıt görüşlü öğrenciler arasında yaşanan saldırı deniyor. Öğrencilere sorduğunuzda gördüğümüz gerçek şu, karşıt gruplu öğrenciler arasında yaşanmıyor. 15 genç kampüste stant açmış ve yüzde 90'ı dışarıdan getirilmişırkçı faşist grup, 15 kişiye saldırıyor. Failinin ortaya çıkarılması için yaptığımız her çağrı cevapsız kalıyor. Böyle akılsızlık, vicdansızlık olabilir mi? Buna boyun eğmemizi bekliyorlar. Böyle bir provokasyonla toplumun algısını saptırmaya yöneliyorlar. O saldırıda yaralanan bir genç arkadaşımız hala yoğun bakımda. Adliyede bile linç edilme tehlikesiyle karşı karşıyalar. Orada 15 genci öldürmek için bir saldırı düzenlendi. Yaşanan ölümün de hesabını vermesi gerekenler osaldırının tetiğine, düğmesine basanlardır. Bu saldırılar siyasi iktidar merkezli olarak yönlendiriliyor, kışkırtılıyor. Eski komandoluk günlerini hatırlamaya çalışıyorlar ama yanılırlar. AKP hükümeti genel seçimler öncesinde bir çatışma ve çatıştırma tezgahı kurmuş, bu tezgaha düşenler her şeyden önce AKP hükümetinin gazabına uğrarlar. Türk halkının milli duygularının kendilerine kalkan edinerek komandoluk günlerine dönenlere yerine dönün diyorum. En başta AKP hükümeti tarafından harcanırsınız."

"KOBANİ İÇİN TOPLANMIŞ 4 BİN 500 TL'Yİ GASP EDİYORLAR"

12 ilde parti binalarının saldırıya uğradığını belirten Yüksekdağ, "Haince saldırılardır bunlar. Sincan'da gerçekleşen saldırıda öldürme kastıyla parti binamıza giriyorlar. Öldürücü metallar takılmış sopalarla parti binamıza giriyorlar. Kobani için toplanmış 4 bin 500 TL'yi gasp edip gidiyorlar. Kobanili çocukların maması için toplanmış, çoluk çocuğun ayakkabısı için toplanmış 4 bin 500 TL'yi gasp edecek çeteleri çıkarıyorlar karşımıza. Biz korkmuyoruz, acıyoruz artık. Bu saldırıları görünce artık acıyoruz. Bunu vatan, millet aşkına yapıyorlar. HDP'ye saldırı düzenleyenler, halkımızın mukaddes değerlerini kendilerine kalkan edinerek saldırıları yapıyorlar. HDP'nin kapısı herkese açık. Kapıdan kim geçerse, bizim partimizde yer vardır ama kalleşçe partimize misafir diye gelip, partimize linç saldırısı yapan güruhlar var karşımızda. Bu saldırılar düzenlendi, bize gönül verenler dimdik ayaktayız ve gümbür gümbür ilerliyoruz. Biz, yine ilerlemeye devam edeceğiz" dedi.

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ'NİN TAŞINMASI

Yüksekdağ, Süleyman Şah Türbesi'nin taşınması operasyonunun AK Parti hükümetinin sahte zaferlerinden biri olduğunu savunarak, "İşin gerçeğine bakarsanız arka planda değil, göz önünde yaşatılıyor. Çok muzaffer bir operasyon değil, yenilginin üstünü örten bir operasyon. Yerinin değiştirirken arkalarından bıraktıklarının berhava etmek durumunda kaldılar. Karolu yıktılar enkazını altında Suriye politikaları kaldı. En son göstergesi bu karakol taşındıktan sonra oluşan enkaz durumudur. İşin önemli başka bir boyutu daha var. Düne kadar düştü düşecek dedikleri, düşürmek için kendilerini paraladıkları Kobani'ye bu operasyonu yaparken muhtaç kaldılar. IŞİD'in karşısında o bayrağın güvencesini alamadınız. O karakolun, o mukaddes mekanın güvencesini alamadınız. Kobani halkının, halkların değerlerine karşı saygısının da bir ifadesi olarak ortaya çıkmıştır. Bütün Türkiye halklarının Rojova halklarının verdiği saygı mesajını sahiplenmesi gerekiyor. Kobani, Rojova halklarıyla bütün Türkiye halklarının eşit yaşayacağı güçlü bir mesajdır bu. Siyasi iktidar, övündüğü operasyonun başarısı konusunda da aynı zamanda Kobani ve Rojova'daki özgürlük güçlerine teşekkür etmeyi becermek zorundadır. 'Bugün düştü düşecek' dediğiniz Rojova kantonları bölgede yükselen, yeni demokratik halkçı iradenin örneği olarak kendi ayakları üzerinde duran halkçı iktidar olarak gelişiyor. Bugün siyasi iktidar nasıl Süleyman Şah operasyonunu YPG ile birlikte yaptıysa, karakolun taşınmasını sağladıysa Kobani sınırını da açmayı sağlamalıdır. Kobani Mürşitpınar Sınır Kapısı hala ticarete kapalıdır. Kobani'ye uygulanan ambargoyu kaldırmalıdır siyasi iktidar. Gerçek anlamda bir kardeşlik hukukunun oluşturulması için bu sınırların ambargoların kaldırılması gerekir. Bugün Cumhurbaşkanı Sözcüsü konuşuyor, 'PYD bizim için terör örgütüdür' diyor hala. Aynı gücün desteğini alacak, aynı güce terör örgütü diyeceksiniz. Bugün iktidarın yapması gereken, Rojova kantonlarını tanımaktır. Yeni dönemin kapısını açmaktır. Sorumluluğunu yerine getirme Türkiye'deki siyasi iktidarda, AKP hükümetindedir" diye konuştu.

"MECLİS OLAĞANÜSTÜ TOPLANSIN"

Mersin'in Tarsus ilçesinde Özgecan Aslan'ın katledilmesinin ardından, bir hafta içinde 7 kadının daha hunharca öldürüldüğünü belirten Yüksekdağ, "7 kadın öldürüldü ama Başbakan bir taraftan kadınları öldüren elleri kıracağız derken, hiçbir devlet makamı mücadelesiyle bunun önüne geçilemedi. Bir haftadır bu topluma, halka şiddet yasasını çıkarmak için meclisi kilitliyorlar. Kadına dönük şiddetin önüne geçmek için olağanüstü oturum yapılması için çağrımızı dikkate almıyorlar. Bugün Meclis'in yapması gereken şey, güvenlik yasasını çekip kadın güvenliği yasasını öne almaktır. Caydırıcı tedbirlerin kararını almaktır. Meclis bunun için olağanüstü toplansın" ifadelerini kullandı. (İHA)

En Çok Aranan Haberler