İçişleri Bakanlığına ilişkin yeni düzenlemeleri de içeren, Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin, TBMM Genel Kurulundaki görüşmelerine başlandı.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, 98 maddelik bir kanun teklifinin incelenmesi ve değerlendirilmesinin bir hayli zaman alacağını belirterek, iktidar partisinin bu zamanı görmezden gelerek bir an evvel teklifin kanunlaşması için çaba sarf ettiğini savundu.
Dervişoğlu, "Sizler konunun hassasiyetine aldırmadan, sipariş üzerine hazırlanan kanun tekliflerini üç-beş saatte komisyondan çıkarıp birkaç gün içerisinde Genel Kurulumuza getirmeye alışmış olsanız da bizim buna hiçbir zaman müsamaha göstermeyeceğimizi ve bu duruma alışamayacağımızı bilmenizi isterim." diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne ilişkin eleştirilerini de dile getiren Dervişoğlu, "Sisteminin yol açtığı siyasi kutuplaşma, iktidarın şahsileşmesi ve devletin partileşmesi, Türk toplumu nezdinde telafisi güç yaralar açmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanlığı Hükmet Sistemi'nin ekonomide, iç ve dış politikada çöktüğünü ileri süren Dervişoğlu, "Yüzyıllık hafıza ve birikim neticesinde şekillenmiş olan parlamenter geleneğimiz, şu an içinde bulunduğumuz konjonktürde bize bir çıkış yolu göstermektedir. Bu çıkış yolu, hiç vakit kaybetmeden iyileştirilmiş demokratik parlamenter sisteme geri dönüştür." dedi.
MHP Gaziantep Milletvekili Sermet Atay ise kanun teklifinde yaklaşık 30 ayrı kanuna ekleme ve düzenleme yapıldığını anımsattı.
Teklifin içeriğine ilişkin de bilgi veren Atay, teklifle astsubaylıktan subaylığa geçen ve uzman jandarmalıktan astsubaylığa geçen personelin rütbe ve yaş hadlerinin yeniden düzenlendiğini belirtti.
Emniyet Genel Müdürlüğünde çalışan bir polis memurunun komiserliğe terfide yaş haddinin 45, uzman jandarmadan astsubaylığa geçişte yaş haddinin ise 35 olarak uygulandığını anımsatan Atay, bunun bir eşitsizlik olduğunu söyledi. Atay, "Bir kolluk gücü olan jandarma ve polis teşkilatı arasında eşitliğin sağlanması, rütbe, terfi ve sosyal haklarda polis memuruna tanınan hakların uzman jandarmalara ve uzman çavuşlara da eşit derecede sağlanması gerektiği inancındayız." ifadesini kullandı.
Subay ve astsubayların harp okulu ve astsubay meslek yüksekokullarında geçen askeri eğitim sürelerinin fiili hizmet sürelerinden sayıldığı halde, uzman jandarmaların nasıptan önceki bir yıllık askeri eğitim sürelerinin fiili hizmet süresinden sayılmadığını hatırlatan Atay, burada da uzman jandarmaların aleyhine bir eşitsizlik yaşandığını dile getirdi.
Bu eşitsizliğin giderilmesi gerektiğini belirten Atay, "Komisyon çalışmaları sırasında bu eşitsizliği komisyonda görüştük, bunun Genel Kurulda düzeltilebileceği inancındayız." dedi.
Geçmişte kişilerin rızası ve bilgisi dışında derneklere üye olarak kaydedildikleri veya dernek üyeliğinden istifa ettikleri halde üyelikten çıkma işleminin kayıtlara işlenmediği gibi durumlarda vatandaşın çeşitli mağduriyetlerinin meydana geldiğini anlatan Atay, "FETÖ dosyalarının birçoğunda FETÖ'ye tabi derneklerde, insanların bilgisi dışında bu derneğe üye kaydedildiği ve ilk defa yargılama sırasında buna vakıf olduğunu görmüş olduk. Binlerce insanımız bu derneklere kendi bilgileri dışında üye yapılması sebebiyle mağdur edildi. Bu açıdan, teklife bu maddenin konulmasının olumlu olduğu düşüncesindeyiz." diye konuştu.
HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç da kanun teklifi hazırlanırken sivil toplum kuruluşlarından ve barolardan görüş alınmamasını eleştirdi.
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde, kadınların meydanlara çıkarak, kadına yönelik şiddetin vardığı boyutları protesto ettiğini dile getiren Oluç, İstanbul Taksim'de basın açıklaması sonrası polisin, kadınlara biber gazıyla müdahale ettiğini savundu.
Teklifin içerisindeki bazı maddelerin Anayasa'nın amir hükümlerini ihlal ettiğini ileri süren Oluç, "Bu kanun teklifi, evrensel hukukun temel değerlerine ve Anayasa'nın bazı maddelerine aykırıdır." iddiasında bulundu.
Oluç'un açıklamasının ardından söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 81 ilde yaklaşık 30 bin kişinin katılımıyla 282 etkinlik yapıldığını, buralarda basın açıklaması, yürüyüş, stant açma, bildiri dağıtma gibi etkinlikler gerçekleştirildiğini, bunların hepsinin normal olarak sona erdiğini bildirdi.
Akbaşoğlu, İstanbul Taksim'de geçen yıl 1200 kişinin katıldığı programa bu yıl 2500 kişinin katıldığı ve programın normal olarak sona erdiği bilgisini vererek, "Programın ardından alanda bekleyen ve mevcut polis barikatının üstüne gelerek mukavemette bulunan yaklaşık 50 kişilik gruba dağılmaları yönünde ikazda bulunulduğu halde, bir mukavemet gösterilmesi üzerine, bu grubun dağıtılması sağlanmış. Olayla ilgili de herhangi bir yakalama ve gözaltı olmadığı ortada." diye konuştu.
CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün ise birbiriyle ilişkisi, bağı olmayan 29 farklı kanunu ilgilendiren bir teklifle karşı karşıya olduklarını kaydetti.
Tüzün, "Torba kanun olarak geldiği yetmiyor gibi aynı zamanda temel kanun olarak görüşülüyor. Parlamenterler olarak biz, yetkilerimizi yürütmeye bu şekilde devrettiğimiz sürece bunun önüne geçilmeyecektir." değerlendirmesinde bulundu.
Bu teklifin "masum olmadığını" öne süren Tüzün, "98 maddenin 19 tanesi hem yasalara hem Anayasa'ya aykırı hem de kanun yapma tekniğine aykırı. 98 maddenin 19 tanesi bu tekliften geri çekilmelidir. Geri kalan 79 madde çok kısa sürede kabul edilebilir ve Genel Kuruldan geçirilebilir." dedi.
Eksiklikleri ve yanlışları düzeltmeye çalıştıklarını ancak komisyon görüşmeleri sırasında verdikleri önergelerin dikkate alınmadığını dile getiren Tüzün, kamudan gelen bürokratların görüşlerinin dikkate alındığını öne sürdü.
İktidar tarafından bazı kamu görevlilerine 3 bin 600 ek gösterge sözü verildiğini anımsatan Tüzün, "Bu söze ne oldu? Seçimlerin üzerinden 1,5 yıl geçti. Bu vaat gerçeklemediği gibi herhangi bir çalışma olmadığı da bilinmektedir. İktidar sözünü yerine getiremiyorsa başta polislerden, öğretmenlerden, hemşirelerden ve din görevlilerinden özür dilemelidir." ifadesini kullandı.
CHP Nevşehir Milletvekili Faruk Sarıaslan da "FETÖ'den doğan boşluğun başka tarikatlar tarafından doldurulduğunun ve bu durumun emniyet teşkilatı içinde rahatsızlık yarattığının söylendiğini" iddia etti.
Sarıaslan, "Sütten ağzımız yandı yoğurdu üfleyerek yememiz gerekiyor. Yapılan görevlendirmeleri cemaat tarikat referansıyla değil liyakata göre yapalım." dedi.
Tümü üzerindeki görüşmeleri tamamlanan teklifin birinci bölümüne geçildi.