AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Türkiye'nin Suriye'de Rusya'yla karşı karşıya olmadığını söyledi. Çelik, AKP MYK toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, "Rejiminin saldırılarını durdurmak ve rejimi Soçi Mutabakatı sınırlarına çekmek Rusya'nın mükellefiyetindedir" dedi.
Peki Soçi'de uzlaşılan mutabakatta neler vardı?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye'nin beklenen İdlib operasyonu öncesi, 17 Eylül 2018'de Rusya'nın Soçi kentinde bir araya gelerek İdlib'de silahlardan arındırılmış bir bölge kurulması üzerinde anlaşmaya vardı.
15-20 kilometre derinliğinde ve 250 kilometre uzunluğundaki silahsızlandırma şeridinin silahlı örgütlerin kontrol ettiği bölgeden geçmesi planlanıyordu.
Bunun üzerine Suriye ordusu, bir süredir planlamakta olduğu İdlib operasyonunu erteledi.
Türk Silahlı Kuvvetleri, 2017'de Astana'da Rusya ile vardığı anlaşma kapsamında 12 Ekim 2017'de İdlib gerginliği azaltma bölgesindeki ateşkes rejiminin takibi için gözlem noktaları oluşturmaya başlamıştı.
Bu gözlem noktalarının, İdlib'de silahlı örgütlerin kontrolündeki sınır şeridinin silahlardan arındırılmasını denetlemesi planlanıyordu.
Fakat Suriye ordusu ve silahlı örgütlerin çatışması, anlaşmadan sonra bir süre azalsa da ardından artarak devam etti. Silahlardan arındırılmış bölge planı hayata geçmedi.
Mutabakatta Suriye hükümeti için büyük önem taşıyan ve İdlib eyaletinden geçen Halep-Lazkiye ve Halep-Hama otoyollarının açılmasına da karar verildi.
Fakat bu karar İdlib'i kontrol eden örgütler tarafından uygulanmadı.
Bugün Suriye ordusunun bölgede operasyon yapma gerekçelerinden biri olarak bu durum gösteriliyor.
Ordu, mutabakatın şartlarının yerine getirilmediğini savunuyor.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Türkiye ve Rusya arasında varılan İdlib mutabakatının ardından yaptığı açıklamada bunu "geçici bir önlem" olarak tanımlamış ve silahlı muhaliflerin elinde kalan en önemli bölge olan İdlib'in Şam yönetimine geçeceğini söylemişti.
Suriye devlet haber ajansı SANA, Beşar Esad'ın Baas Partisi'nin merkez yürütme komitesi toplantısında, "Mutabakat, devletin kan gölünü durdurmak da dahil olmak üzere cephede pek çok kazanım elde etmesini sağlayan geçici bir önlem" dediğini aktardı.
Mutabakatın ardından BBC Türkçe için bir makale yazan Rusya uzmanı Dr. Kerim Has, "İdlib mutabakatı, kısa vadede taraflara sağladığı manevra alanı bir yana bırakılırsa, orta ve uzun vadede bölgedeki güvenlik risklerinin Türkiye'ye doğru ötelenmesini öngören bir uzlaşma olarak dikkat çekiyor" demişti.
Has, İdlib'deki silahlı örgütlerin silah bırakmaya ikna edilememesi durumunda yaşanacaklar hakkında ise şu öngörüde bulunmuştu:
"Gözlem noktalarında askeri tahkimatını pekiştiren Türk ordusu ise ya İdlib'den çekilmek ya da bölgede iki ateş arasında kalma pahasına artan çatışmalardan en az hasarla çıkabilmek için tarafını seçmek zorunda kalacak. Radikallerle Moskova-Şam-Tahran hattı gibi sadece iki seçenek olduğu göz önüne alındığında, hangi yönde olursa olsun, her halükârda bu tercihin içeride ve dışarıda farklı komplikasyonları beraberinde getireceği net."
Gazeteci-yazar Fehim Taştekin ise "Öngörü, Şam ve müttefiklerinin tampon bölgede kontrol sağlandıktan sonra İdlib'in geri kalanıyla ilgili operasyon seçeneğini yeniden masaya koyacakların yönünde" ifadelerini kullanmıştı.
Anlaşma İran tarafından da olumlu karşılanmıştı.