İdlib'de Suriye ordusunun Aralık ayından bu yana sürdürdüğü "İdlib Şafağı" operasyonu kapsamında Türkiye'nin Rusya'yla anlaşmalı olarak kurduğu 12 gözlem noktasından ikisinden sonra, bu kez de yine gözlem noktalarının bulunduğu Serakib kentini kuşattı
Serakib, Şam için kritik önemdeki iki yolun, M4 ve M5 yollarının kesiştiği noktada yer alıyor. M4, Halep'i Lazkiye'ye, M5 de yine Halep'i Başkent Şam'a bağlayan ana yol.
Suriye ordusu geçen haftadan bu yana Serakib'e doğru ilerliyor. Türkiye, Şam'ın ilerleyişini durdurmak ve bulunduğu alanı kaybetmemek için Serakib'deki gözlem noktasını güçlendirmiş, aynı zamanda ilçenin çevresinde üç tane daha askeri oluşturmuştu.
Bu takviye sırasında Şam'ın saldırısı sonucu yedisi asker 8 Türk vatandaşı hayatını kaybetti.
Türkiye de askeri gözlem noktalarından Suriye ordusuna top atışlarıyla karşılık verdi ancak Suriye ordusu ilerleyişini sürdürdü.
Dört bir taraftan kuşattığı Serakib'de şu an Türk ordusuna ait dört nokta bulunuyor. İlçenin yaklaşık 15 kilometre batısında İdlib şehir merkezi var.
Rusya ve Türkiye, Eylül 2018'de imzaladıkları Soçi Mutabakatı'yla, bu iki yolu ve Serakib'i de kapsayacak şekilde bir çatışmasızlık bölgesi üzerinde anlaşmıştı. Anlaşmayla Suriye ordusu ve İdlib'deki muhalifler arasındaki çatışmasızlık bölgesi silahtan arındırılacak ve tampon bölge görevi görecekti.
Ancak Suriye ordusu önce Mayıs ayında, ardından Ekim ayında İdlib'e operasyon düzenledi. Bu operasyonlarda asıl hedef M4 ve M5 karayollarının kontrolünü yeniden eline almaktı. Bu operasyonlar sırasında Türkiye'ye ait iki gözlem noktası kuşatıldı.
Suriye ordusunun Rus savaş uçaklarının desteğiyle İdlib merkezine doğru ilerlemesi sonrası, Türk ordusu, Rus ve Suriye askerlerinin de bulunduğu, YPG kontrolündeki Tel Rıfat'ı kısıtlı da olsa top ateşiyle hedef alıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çarşamba günü TBMM'de düzenlediği AKP grup toplantısında Şam'a tepki gösterirken, Şam'ın arkasında da Rusya'nın olduğunu söyledi. Rusya'yı Soçi mutabakatına uymamakla suçladı:
"Şayet taraflardan biri uymayacaksa ve bunun bir müeyyidesi olmayacaksa bu mutabakatlar niçin yapılıyor? Biz Suriye'de rejimin, Rusya olmadan havada, İran olmadan karada tek bir çakıl taşını dahi yerinden oynatacak gücünün bulunmadığını bilmiyor muyuz? Aynı şekilde Fırat'ın doğusunda bölücü terör örgütünün Amerika'nın desteği ve Rusya'nın müsamahası olmadan varlık gösteremeyeceğini bilmiyor muyuz?"
Erdoğan, Ekim ayında Rus lider Vladimir Putin'le yaptığı 6 buçuk saatlik görüşmenin sonunda durdurulan ve Barış Pınarı Harekatı sonrasında da Rusya'nın verdiği sözleri tutmadığını söyledi:
"Aynı şekilde Fırat'ın doğusunda bölücü terör örgütünün Amerika'nın desteği ve Rusya'nın müsamahası olmadan varlık gösteremeyeceğini bilmiyor muyuz? Türkiye'ye karşı aslan kesilen rejimin, Fırat'ın doğusundaki bölücü terör örgütüne karşı en küçük bir kazanım elde edememesinin gerisindeki sebeplerini görmüyor muyuz? Rejim denilen kuklanın küçük bir hizip dışında kendi ülkesinde herhangi bir karşılığı yokken, suni solunumla yaşatıldığının farkında olmadığımız mı düşünülüyor?"
Ancak Perşembe günü konuyla ilgili soruları yanıtlayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Neden Rusya'yla çatışalım? Askerimize saldıran rejimdir" dedi:
"Biz Türkiye olarak Rusya'yla neden çatışalım? Bizim askerimize saldıran kimdir? Rejimdir. Gözlem noktalarımız taciz eden kim? Rejim. Sabrımızın bir sınırı vardı. 8 şehidimiz olduktan sonra karşılığını verdik. Ama rejim saldırganlığına devam ederse biz burada durmayız. Bu sorunlarımızı çözersek yine Rus muhataplarımızla birlikte çözeriz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan da 3 Şubat Pazartesi gecesi Ukrayna ziyareti dönüşü uçaktaki gazetecilerin İdlib'le ilgili sorularını yanıtlarken, Rusya'yla ilgili temkinli açıklamalar yapmıştı:
"Nükleer enerji meselemiz var, rakamlar orada çok ciddi. Türk Akım projesi var. Doğalgazımızı çok ciddi bir oranda Rusya'dan alıyoruz. S-400 konusu var. 20 ile 25 milyar dolar arasında bir ticaret hacmi var. Bunları görmezlikten gelemeyiz. Onun için de tabii her şeyi oturacağız konuşacağız. Çünkü öfke ile kalkan zararla oturur."
Bu açıklamadan bir gün sonra Erdoğan ve Putin telefon görüşmesi yaparak İdlib konusunu görüşmüştü.