Sezen Aksu ve Yıldız Tilbe'nin dostluklarının başlangıcı yıllar öncesine uzanıyor. Bir ihanetle birlikte bitişi de... İki aşk kadını, iki fırtınalı yürek ve bir adam. Buyrunuz...
Filmleri aratmayan aşk üçgeninin başlangıcı 26 yıl öncesine, İzmir’e uzanıyor.
O dönem İzmir, büyük gazinoları ve kulüpleriyle ünlü. Bir fabrika gibi durmadan besteci ve ses sanatçısı çıkarıyor, İstanbul’a gönderiyor.
İşte İzmir fabrikasının ürünlerinden biri de Yıldız Tilbe. Küçük bir kulüpte sahne alıyor o sıralarda. İçli sesiyle dinleyenleri kendinden geçiriyor.
Sezen Aksu da bir İzmirli. İzmir eğlence hayatının da gediklilerinden. Bir gece tesadüf eseri gittiği kulüpte dinlediği genç kadının sesinden çok etkileniyor.
Bir git, iki git derken müdavimi oluyor Yıldız’ın. Ve bu yetenekli genç kadına elini uzatıyor, “Benimle İstanbul’a gel, vokalistim ol” diyor.
İzmir’in küçük bir mekanında şarkı söyleyen Yıldız Tilbe düşünmeden kabul ediyor bu teklifi. İstanbul’da… Sezen Aksu’nun arkasında… Nasıl reddetsin ki?
Ardından Yıldız Tilbe’nin İstanbul macerası başlıyor. Her şey iyi gidiyor ilk sekiz ayda. Konserler, ekstralar, İstanbul’da yeni insanlar, yeni arkadaşlar…
Sezen Aksu da o dönem kendisinden 15 yaş küçük olan Uzay Heparı ile dolu dizgin bir aşk yaşıyor. Yıldız Tilbe de İstanbul’a geldiğinden beri Sezen Aksu’nun evinde kalıyor tabi.
Ve bir gece olanlar oluyor… Alkolün de etkisiyle kanları kaynayan Uzay Heparı ve Yıldız Tilbe birlikte oluyor.
Yıldız Tilbe olayı Sezen Aksu’ya kendi söylediğini iddia ediyor, Sezen Aksu ise ikiliyi yatakta bastığını.
Olaydan sonra Sezen Aksu Yıldız Tilbe’yi evinden kovuyor. Ve ihanet sebebiyle de Uzay Heparı’dan ayrılıyor.
Uzay Heparı bir sene sonra modacı Zeynep Tunuslu ile evleniyor. Evlendikten bir sene sonra da bir motorsiklet kazasında yaşamını yitiriyor…
Yaşanan bu hazin aşk üçgeninin ardından geriye Sezen Aksu ve Yıldız Tilbe’nin bu olayla ilgili birbirlerine taş attıkları şarkılar kalıyor.
Sezen Aksu’nun Yıldız Tilbe’ye ithafen Onu Alma Beni Al’ı besteliyor. ”Ah verin elime de kırayım cadının derisi kara elini!” diyor.
Bak atının terkisine de atmış gözleri şaşı gelini
Mor kaftanlara sarmış haspam odun gibi belini
Ah verin elime de kırayım cadının derisi kara elini
Seni gidi dilleri fitne fücur kıyametin gelsin
Sen o alacası içinde fesatla hangi günü gün edicen
Ah o kaditin üstüne bir de atlas yorgan sericen
Amanın amanın yansın ocağın barkın utansın
Ağan emmin herbir yerine kırmızı kınalar yaksın
Varsın bize vursun felek ne çeyiz düzdüm emek emek
Allah bildiği gibi yapsın
Böyle de nispet olmaz ki seni gidi zalim yar
Zorla da kısmet olmaz ki seni gidi hain yar
Bana ne bana ne beni al onu alma
Bende bu yetim kirazlar al al dururken
Tek başıma kara gecelerde zar zor uyurken
Yar eteğimde çakallar kurtlar ulurken
İçine sinerse senin de kıyametin gelsin