BAĞDAT (İHA) - Irak'ta yaşanan asimetrik savaş ve ülke içindeki toplumsal çekişmeler sonrasında Iraklılar, artık güvenliğin ve istikrarın inşa edilmesini istiyor.
Ülkede savaştan en çok mağdur olan kesim kadınlar. Batı dünyasında, özgürleştirilecekleri ve demokratik haklarına kavuşturulacakları söylenen Iraklı kadınlar, kültürel ve ekonomik sebeplerden dolayı bu haklardan faydalanmayı düşünmüyorlar. Geçtiğimiz günlerde Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) açıkladığı rakamlara göre, ülkede 151 bin sivil şiddet sonucu öldü ve ölenlerin çoğu erkek. Eşlerini kaybeden kadınlar çaresiz bir şekilde yardım kuruluşlarının ve hükümetin dağıtacağı yardımları bekliyor.
El Muhabbe adındaki yerel bir radyonun yetkilisi olan Abdülvahab El Mundiri, konuyla ilgili, "Eşlerini kaybeden kadınlara özel desteğimiz devam edecek. Yardımlarımız sadece ekonomik destekle sınırlı değil. Okumak isteyen, eğitim talep eden kadınlarımıza da destek olacağız. Çocuklarını tek basına yetiştirmek zorunda kalan 4 milyon kadınımız var. Bu kadınlar genellikle 18 ila 40 yaşları arasında geniş bir yelpazeye yayılmış durumda. Savaş dolayısıyla eşini kaybeden 8 milyon insan var. Bu insanlara destek vermezsek, kötü yola düşecekler. Amacımız, eğitimli kadınlarımızı iş hayatına çekmek ve kendi ayakları üzerinde durmalarını sağlamak. Eğitim merkezleri açmamız ve çocuklu kadınlara asgari maaş bağlamamız gerekir. Bunun için bir fon hazırladık bile" dedi.
Irak kanunlarına göre bir erkeğin halen 4 kadın ile evlenebilmesi, terör eylemlerinde ölen insanların geride daha çok yardıma muhtaç insan bırakmasına yol açıyor. Pek çoğu, ekonomik sebeplerden dolayı tek esliliği tercih eden Iraklıların kadınlara bakışı ise henüz değişikliğe uğramamış durumda. Dağıtılan yardımlarda ve verilen eğitimlerde temel gerekçelerden birinin fuhuşun önüne geçmek olması dikkat çekici.
Yardım dağıtımı ile ilgili, Semiramis Derneğinin Kadın Hakları Sorumlusu Suha El Azavi, "Burada kadınlara çok söz verildi. Umarım verilen bu sözler, parlamentoda da dile getirilir. Burada hayırsever bir milletvekilimiz, on aileye maaş bağlama sözü verdi. Irak kadınları çok büyük sorunlar yasamakta. Kimsesi olmayan, siyasi baskılardan dolayı eğitimini yarıda bırakan kadınlarımız olduğu gibi eğitimli olmasına rağmen işsiz olan çok sayıda kadınımız var. Bu tür yardımlarla kadınlarımızın sorunları çözülmez. Parlamentonun konuyla ilgilenmesi ve kalıcı çözümler üretmesi gerek. En önemlisi, kadınlarımızın ekonomik sorunlarını gidermektir. Çalışan kadınlarımızın da büyük sorunları var. Evde çocuklarını yalnız bırakıp isine giden kadınlar, çocukların eğitimine yeterince zaman ayıramıyor. Bu çocukların, gelecekte kötü alışkanlıklar edinmesi veya çeşitli yasadışı gruplara katılması mümkün. Umarım, devlet konuya yakın zamanda eğilir" şeklinde konuştu.
Irak'ta çocuklar da, anneleri gibi mağdur durumda. Azınlıkta olan çalışan annelerin maaşları geçim sınırının çok altında. Bu anneler çalıştıkları için zaman ayıramadıkları çocuklarıyla bir hayat kurmaya çalışıyorlar. Çalışamayanlar kadınların ise tek çaresi, okulda başarısız olan çocuklarını çalıştırmak. Sahire Mutasir, "Ailemiz 7 kişiden oluşuyor. Ben, eşim ve 5 çocuğumuz. Eşim, bekçi olarak çalışıyordu. İran-Irak savaşında başından yaralandı. Artık çalışamayacak halde. Devlette çalışmak istedi ama iş vermek için 300 dolar rüşvet istediler. Bu para bizde yok. Evimizin geçimini su anda 12 yaşındaki oğlum sağlıyor. Alüminyum çöpleri toplayıp satıyor. Akşam okuluna gidiyor, gündüzleri de çalışıyor ve bu şekilde 7 kişiye bakıyor. 15 yasındaki kızım ve 14 yasındaki oğlum okula gidiyor. Oğlum Abbas, dün gün boyu çalışarak eve ancak 1 dolar getirebildi. Kış aylarında daha fazla zorluk yaşıyoruz çünkü Abbas bu aylarda fazla çalışamıyor. Domates ve patates ile besleniyoruz. Ben de, istendikçe kadınlara temizliğe gidiyorum. Ailemden yardim isteyemem, onların durumu bizimkinden de kötü" ifadelerini kullandı.
Irak'ta düzenlenen her resmi toplantıda güvenliğin arttığı ve istikrarın yavaş yavaş sağlandığı dile getiriliyor. Ancak sokaktaki insanların sorunları bunun çok ötesinde.
Vesen Kazim, "Sünni bir gençle birbirimize aşık olduk. Yaklaşık 6 yıl beraberdik ve onu deli gibi seviyordum. Daha sonra evlendik. Eşim öldürüldüğünde 4 yıllık evliydik. Ramadi'ye giderken teröristler onu durdurmuş ve Sünni olduğu gerekçesiyle öldürmüşler. Ailelerimiz, mezhep farklılığı sebebiyle, evliliğimizi hiçbir zaman onaylamadılar. Biz kaçarak evlenmiştik. Ben, Radyo En Nas'da çalışıyorum, eşim de taksi şoförüydü. Eşimi kaybettikten sonra arabasını da aldılar. Maaşım, tek başıma olmama rağmen bana yetmiyor. Çok zor durumdayım, beni duyun lütfen. Kocamın suçu neydi? Başka bir mezhepte olduğu için, bir insanı öldürme hakkını nereden buluyorlar?" diyerek duygularını ifade etti.
Ülke içindeki mezhep çatışmaları, insanların komşularına dahi güvenememesi, Irak'ta toplumsal paranoyaya ve şiddetin artmasına sebep olmakta. Görünen o ki, ülke içinde etkin olan çok uluslu güçler ve Irak hükümeti, toplumsal barışı sağlamadıkça Irak'ta kadınlar savaşın asıl mağdurları olmaya devam edecek.