HABER

İşletmelerin finansman darboğazı sürüyor

İSTANBUL (İHA) - İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) araştırması, kriz dönemine göre finansman darboğazındaki firma sayısının azalmasına rağmen işletmelerin halen yarısından fazlasının darboğazdan kurtulamadığını ortaya koydu.

Araştırmaya katılan firmaların yüzde 32.6'sının 2004 yılı ikinci yarısında kar oranının bir önceki yılın aynı dönemine göre düştüğü görülürken önümüzdeki döneme ilişkin beklentilerde iyimserlik hakim oldu. Rapora göre bu yıl yeni yatırım planlayanların oranı yüzde 62.1, yurtdışı yatırım hedefinde olanların oranı yüzde 24.7 oldu. İşletmeler yıl sonu dolar kurunda şu anki seviyeye göre yüzde 15 - 16'lık artış beklerken büyüme tahmini ise yüzde 5'lik hedefin üzerinde, yüzde 6.4 oldu. İSO raporunda ayrıca 2005 yılı ilk yarısında da ihracattaki artışın devam edeceği beklentisinin güçlü olduğuna vurgu yapıldı.

İSO Yönetim Kurulu Başkanı C. Tanıl Küçük tarafından açıklanan Ekonomik Durum Tespit Anketi Raporu'nda, işyerlerinin yüzde 25.7'si kar oranlarında bir değişme olmadığını belirtilirken, zarar edenlerin oranı ise yüzde 9.8 oldu. Raporda, "İşletmelerin yüzde 31.9'u yılın ikinci yarısında, geçmiş yıl aynı döneme göre kar oranlarını arttırdıklarını belirtmişlerdir. Son 3 yılın en başarılı dönemi 2004 olmasına karşılık, işyerlerinin yüzde 58.3'ü kar oranlarını arttıramadıkları gibi yüzde 32.6'sı geçen yıl aynı döneme göre daha düşük oranda kar etmişledir. Bu bulgu kuruluşların hala kaynak yaratmada önemli sıkıntıları olduğunu göstermektedir" denildi.

Raporda şöyle devam edildi:

"2004 yılı ikinci yarısında işletmelerin satış hedeflerini gerçekleştirme oranları, daha önceki dönemlerde yapılan çalışmalara göre daha yüksek düzeyde gerçekleşmiştir. Satış hedefini en yüksek oranda gerçekleştiren sektörün Metal Ana Sanayii (yüzde 83.6) olduğu görülmektedir. Bu sektörü sırasıyla Elektrikli Makine Sanayii (yüzde 83.0), Taş ve Toprağa Dayalı Sanayi (yüzde 82.3), Taşıt Araçları Sanayii (yüzde 81.5) izlemektedir. Umduğunu yada öngördüğünü gerçekleştirenlerin oranının en düşük olduğu sektör ise yüzde 65.2 ile Giyim Sanayiidir."

FİNANSMAN DARBOĞAZI SÜRÜYOR

Son 3 yılda ekonomide yaşanan olumlu gelişmelere dikkat çekilen raporda, kriz dönemi yüzde 73 olan finansman sıkıntısı ve darboğazdaki firma sayısının 2004 yılının ikinci yarısında yüzde 51.6'ya gerilediği belirtildi. Raporda olumlu gelişmelere rağmen hala işletmelerin yarısından fazlasının finansman darboğazı içinde olduğu belirtilerek, olumlu havanın henüz işletmelerinin finansmanına yeterli kaynağı sağlayamadığı vurgulandı. Raporda ayrıca, kredi faizleri son üç yılda önemli ölçüde düşmesine karşın, dış pazarda rekabet edebilmek için rakiplerin ödedikleri kredi faizleri ile üreticinin ödediği kredi faiz oranları arasında büyük fark olduğuna dikkat çekilerek şöyle denildi:

"Bu durum kredi faizlerinde olduğu gibi, istihdam vergilerinde, yakıt ve enerji giderlerinde de aynıdır. Bu nedenle dış rakiplerle verimlilikte yarışamayan üreticimiz, rekabet gücünü arttıramamakta ve yeterli kaynak yaratamamaktadır. Son dönemde finansman darboğazında olan işyerlerinin oranı küçülmesine karşın hala işyerlerinin yarısından fazlası finansman sıkıntısı içinde bulunmaktadır. Küçük ve orta ölçeklilerin yüzde 60'ından fazlasının finansman sıkıntılarının devam ettiği görülmektedir. Finansman sıkıntısının bu boyutta devam etmesi, ekonomideki olumlu gelişme ve sürdürülebilir büyüme için önemli bir engel teşkil etmektedir. Hala devlet ülkedeki kıt finans kaynaklarının en iyi müşterisi olma durumunu korumaktadır."

Elde edilen bulguların, küçük ve orta ölçekli işletmelerin orta ve uzun vadeli finansman kaynaklarına ulaşma konusunda önemli sorunlarla karşı karşıya olduklarını gösterdiği kaydedilen raporda, "KOBİ'lerin sabit sermaye yatırımlarına hız verilebilmesi ve rekabet güçlerinin artırılabilmesi için bu sorunlarının çözülmesi ve finansman kaynaklarına kolaylıkla erişme olanağının sağlanması kaçınılmazdır. KOBİ'lerin istihdam yaratmada oynadığı rol düşünüldüğünde ise konunun önemi daha açık ortaya çıkmaktadır. Yıllardır Türkiye'nin kıt kaynakları, devlet borçları nedeni ile, devlet tarafından yüksek faiz oranları ile transfer edilmiş, kaynak ve yeterli ilave kıymet yaratamayan özel sektör yatırım yapamaz olmuştur. Hala ülke tasarruflarının en büyük kullanıcısı devlettir. 2003 yılının son çeyreğinde başlayan özel sektör sabit sermaye yatırım harcamalarındaki büyüme, 2004 yılında da devam etmiştir" denildi.

İHRACATTAKİ ARTIŞIN DEVAM ETMESİ BEKLENİYOR

Araştırmaya göre, 2005 yılı için yatırım yapmayı planlayan işletmelerin oranı toplamda yüzde 62.1 olurken Küçük ölçekli iş yerlerinde bu oran yüzde 50.8, orta ölçeklilerde yüzde 64.1 ve büyük ölçeklilerde ise yüzde 74.4 olarak gerçekleşti. Bu oranların ölçek büyüdükçe yatırım yapmayı planlayanların oranının yükseldiğini gösterdiği vurgulanan raporda 2005 yılında dışarıda yatırım yapmayı planlayan işyerleri oranı da yüzde 24.7 olduğu kaydedildi. Araştırmada işletmelerin 2005 yılında öncelik verecekleri alanlar ise şöyle sıralandı: "Verimliliği artırma (yüzde 56.9), ürün kalitesini geliştirme (yüzde 50.2), ürün geliştirme (yüzde 49.8),teknoloji yenileme (yüzde 42.8) ve pazarlama işlevlerinde etkinliği arttırma (yüzde 38.7)."

Durum tespit anketinden elde edilen sonuca göre, 2004 yılı ikinci yarı sonunda toplam işyerlerinin miktar olarak yüzde 38.8'inin stokları arttı, yüzde 35.0'ının stoklarında bir değişme olmadı ve yüzde 26.1'inin ise stokları azaldı. Stoklarında artış olduğunu belirten işletmelerin ortalama stok artış oranı yüzde 22.2 oldu. Stoklarının azaldığını ifade eden işletmelerin stokları ise ortalama yüzde 14.5 düzeyinde azaldı. Raporda, 2003 yılında yüzde 31.0 oranında artarak 47 milyar ABD Doları düzeyini aşan ihracatın, 2004 yılında yüzde 32.8 oranında artarak 62.8 milyar ABD Doları'nın üzerine çıkarak yeni bir rekora imza attığı belirtilerek, "İhracatta son yıllarda görülen artış eğilimi, durum tespit anketi çalışmaları tarafından da teyit edilmektedir. 1998 yılı birinci döneminde yapılan ilk çalışmada toplam işletmelerin yüzde 66'sı ihracat yaptığını belirtmiş, bu oran 2001 yılına kadar fazla değişmemiştir" denildi.

2005 yılı ilk yarısında işletmelerin yüzde 61.8'inin dış satışlarının artacağını beklemesi, buna karşılık azalma bekleyen işletmelerin oranının yüzde 12.4 gibi oldukça düşük düzeyde olması, 2005 yılı ilk yarısında da ihracattaki artışın devam edeceği beklentisini ortaya koydu.

BÜYÜME, ENFLASYON, DOLAR VE EURO TAHMİNLERİ

İSO'nun çalışmasına katılan işletmeler, GSMH büyüme oranı beklentisi yüzde 5 olan program hedefine göre daha iyimser oldu ve 2005 yılı GSMH büyüme beklentisi yüzde 6.4 düzeyinde oluştu. Raporda şu bilgilere yer verildi:

"Çalışmadan elde edilen bulgular işletmelerin 2005 yılı ÜFE tahminin yüzde 10.0 olduğunu göstermektedir. Bu oran 2004 yılı son yarıda aynı konuda yapılan tahminden (yüzde 11.8) çok daha düşüktür, ancak 2005 yılı program hedefinden (yüzde 8) daha yüksektir. Söz konusu bulgu işletmelerin TEFE tahminlerinde önemli bir değişimleri olduğunu ortaya koymaktadır. Çalışmaya katılan işletmelerin 2005 yılı TÜFE tahmini yüzde 10.0 olmuştur. Bu tahmin 2004 yılı gerçekleşmesinden (yüzde 9.3) çok az da olsa yüksektir. Çalışmaya katılanlar TÜFE de 2005 yılında bir düzeltme hareketi beklemektedir. 2004 yılında TEFE, TÜFE'ye göre oldukça yüksek düzeyde gerçekleşmiştir. 2005 yılında ise işletmeler bu iki temel göstergenin birbirine eşit olacağı tahmini yapmaktadır."

Çalışmaya katılan işletmelerin ABD Doları yıl sonu kur tahmini 1.5546 YTL olurken bu da halen 1.34 YTL düzeyinde olan ABD Dolarının yıl sonuna kadar yüzde 15 - yüzde 16 oranında değer kazanacağı beklentisini ortaya koydu. İSO değerlendirmesinde öngörülen artışın ÜFE ve TÜFE artış oranlarından yüksek olduğunun altı çizilerek, "ABD Doları'nda beklenen gelişmeler göz önüne alındığında, ABD Doları'nın yaşadığı değer kaybını 2005 de bir ölçüde telafi edeceği düşüncesinin tüm işletmeler tarafından paylaşıldığı ortaya çıkmaktadır. Döviz kurlarında yaşanabilecek bu gelişmenin faiz, kur ve enflasyon oranları arasındaki çarpıklığı da düzelteceği açıktır.Kurlardaki bu beklenti bir ölçüde kur makasının kapanacağı ve ekonominin daha sağlıklı temellere oturacağı ümidini ve özlemini de ortaya koymaktadır" denildi.

Çalışmaya katılan işletmelerin yıl sonu euro kuru tahmini ise, 2.0089 YTL'dir. Tahminler yıl sonunda 1 euronun 1.278 ABD Doları'na gerileyeceği doğrultusunda oldu.
İSO'nun çalışması, 17 Aralık'ta Türkiye ile müzakereler konusunda alınan karar metninin katılımcı işletmeler tarafından genel olarak beklentileri karşıladığı ve olumlu bulunduğunu ortaya çıkardı. Karar metninin kapsamını çok olumlu bulan işletmelerin oranı yüzde 12.9 olurken, bu konuda çok karamsar olanların oranı ise yüzde 2 düzeyinde kaldı. Karar metninin beklentilere uygun olduğunu belirten işletmelerin oranı ise yüzde 62 düzeyinde olurken, karar metninin kapsamı konusunda kararsız olduğunu belirten işletmelerin oranı ise yüzde 10.1 oldu.

En Çok Aranan Haberler