HABER

İstanbul coğrafyası altüst oldu

İstanbul coğrafyası altüst oldu, sele davetiye çıkarıldı

Eski İstanbul Orman Bölge Müdürü'nün Ağustos 2008 tarihli raporu izinsiz alanlara dökülen binlerce ton hafriyatın seli nasıl tetiklediğini gösteriyor: 100 bin dönüm orman tahrip oldu. Felaket kaçınılmaz
Sabah'ın dün manşetten duyurduğu hafriyat skandalının yankıları sürüyor. Eski İstanbul Orman Bölge Müdürü Faruk Çebi'nin inşaat alanlarından çıkan onbinlerce ton hafriyatın izinsiz alanlara dökülmesiyle ilgili 2008 Ağustos'unda hazırladığı rapor da, bu işlemlerin zararını ortaya koyuyor. Raporda, izinsiz dökümün İstanbul'un coğrafyasını bozduğu, bunun da sele ve taşkınlara davetiye çıkardığı belirtilerek, "Ormanlık alanda 60 yıl önce başlayan madencilik, taş ve kum ocakları yaklaşık 100 bin dönüm ormanlık alanın tahrip edilmesine neden oldu" deniliyor.

AKLA GELMEYECEK GEREKÇELER
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş'ın sel felaketinin olduğu gün dile getirdiği kaçak toprak döküm gerçeğine raporunda bir yıl önce yer veren Faruk Çebi, özellikle dere yataklarına yapılan projelerin, inşaat alanlarındaki harfiyatların yaşanan sel baskınlarında etken olduğunu belirtiyor. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'na sunulan rapordaki çarpıcı tespitlerden bazıları şöyle:
Ormanlık alanlardaki maden sahalarına toprak dökme projesi ve ağaçlandırma çalışmasıyla ilgili binlerce 'uyanık' girişimci akla hayale gelmeyen gerekçelerle ihalelere girmeden döküm yeri alma çabasında.
İstanbul'daki ormancılığın 100 kaleminden 99'u ile hiç kimse ilgilenmezken rehabilitasyon olayı ile nerede ise herkes ilgilenir olmuştur. Bu durum, orman genel müdürlüğünün rehabilitasyon çalışmalarındaki otoritesini olumsuz yönde etkilemiş, çalışmaların yasal zeminde yürütülmesini imkânsızlaştırmıştır.
Bu imkânsızlık, yasal olmayan toprak dökümlerini artırmıştır. İhalelerin yasal mecrasında ve hızlı gerçekleşememesinden ötürü serbest piyasa koşullarına göre fiyat oluşmamasının yanında tekelleşmeye dayalı suni fiyat artışları yaşanmıştır. Oluşan suni fiyat artışları da kaçak dökümü ve rantı tetiklemiştir.
Devlet ormanı dışındaki kamu arazilerine yapılan yasal olmayan ve ranta dayalı organizeli dökümlerle İstanbul coğrafyası adeta bozulmuştur. Korkarım ki İstanbul coğrafyasının kaçak toprak dökümleri ile bozulması, ileride telafisi mümkün olmayan heyelanlara ve su taşkınlarına neden olabilecektir.

'RANTÇILAR BİZE SAVAŞ AÇTI'
Çoğu kamuya ait alanlara toprak dökümü yapılarak haksız kazanç sağlayan rantçılar yaratılmıştır. Önünü kesmeye çalıştığımız rantçılar görevlilerimize davalar açıp, bizi yıldırmaya çalışmışlardır. Ancak yargı tüm açılan davalarda bizim lehimize kararlar verdi. Artan inşaatlarla birlikte rantçıların iştahı kabarmıştır. Bizi şikâyet edip, görevden alınmamız için baskı yaptılar. İftiralar atıp yalanlar söylediler. Ancak bütün bunlara siyasi iradenin desteğiyle göğüs gerdik. Burada kazanan devletimiz olmuştur. Milletin hakkı korunarak gücü ve görevi ne olursa olsun kimseye bir karış toprağı peşkeş çektirmedik.

' HAFRİYATLAR DOĞANIN DENGESİNİ BOZUYOR'
Prof. Dr. Orhan Doğan (TEMA Vakfı Genel Müdürü): Doğada her yamacın, arazinin kendine has bir dengesi vardır. Ancak bilinçsizce dökülen hafriyatlar dengeyi bozuyor ve verimli toprakları verimsiz hale getiriyor. Hafriyat alanları kontrollü bir şekilde belirlenmelidir. Aksi takdirde tarım alanlarında, su havzalarında, yerleşim birimlerinde ve dere yataklarında ciddi tehditler oluşturmaktadır.

En Çok Aranan Haberler