Adalet Bakanı ve Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek'in "Kamusal alan tabiri hukukî bir tabir değildir.
Daha çok sosyolojik, ideolojik ve siyaset bilimi açısından üzerinde durulan bir kavramdır. Hangi bilim çerçevesinde o kavramların değerlendirmesi gerekiyorsa o çerçevede değerlendirmek icap eder." sözlerinden de cesaret alarak ben de kamusal alanın tıbbi yönüne değinmek istedim. Biliyorsunuz, geçen hafta, Danıştay’ ın okula gidip gelirken türban takan bir öğretmenin anaokulu müdürü olmasını sakıncalı görmesiyle ‘’kamusal alan’’ tartışmaları yeniden alevlenmişti.
KAMUSAL ALAN NEDİR?
Türk Dil Kurumu’nun Güncel Türkçe Sözlüğü’ ne göre kamu kelimesinin iki anlamı var:
1.Halk hizmeti gören devlet organlarının tümü.
2.Bir ülkedeki halkın bütünü, halk, amme.
Kamusal alan için de "kamuya ait, kamu ile ilgili işlerin yapıldığı yer"
anlamında bir karşılık var ki, ne demek istendiğini anlayan beri gelsin.
Gerçekten de kamusal alanın neresi olduğu, nerede başlayıp nerede bittiği belli değil. Kapsama alanı, insanların dünya görüşlerine göre, politik bakış açılarına göre değişiyor. Yani, herkese göre farklı tanımları var kamusal alanın.
KAMUSAL ALAN ALERJİSİ
Her gün hastanede, muayenehanemde astım ya da alerji şikayetleri olan pek çok hasta görüyorum. Bunlardan bazılarının hastalıklarının kamusal alana girdiklerinde alevlenmesi yıllardır dikkatimi çeker. Size birkaç tipik örnek vermek istiyorum:
Astımlı avukat bir hastam var. Bu kişi mahkemeye gittiği günler, öksürüğünün artmasından, göğsünün hırıldamasından, nefesinin daralmasından şikâyet eder. Geceleri bile rahat etmediğini, uyuyamadığını söyler.
Arşiv memuru olan bir başka hastam, arşivde evrak aradığı günler her tarafının kızarmasından, kaşınmasından, yüzünün gözünün şişmesinden şikâyetçidir.
Öğrenci bir hastam da, okulun bodrum katında olan, penceresi bulunmayan spor salonuna veya soyunma odasına girdiğinde burun akmasından, hapşırmalardan, gözlerinin sulanması ve kızarmasından yakınır hep.
Buna göre, kamusal alan alerjisi, kamusal alanda astım ya da alerji şikâyetlerinin ortaya çıkması ya da artmasıdır. Bu tablo, kamusal alanda işi gereği sürekli olarak bulunması gerekenlerde görülebileceği gibi, geçici süre o alanlarda kalmak zorunda kalan sıradan bir vatandaşta da ortaya çıkabilir.
Astım ve alerjilerin daha çok görüldüğü kamusal alanlar binaların depo, arşiv, kütüphane... gibi bölümler ile, iyi havalanmayan, güneş görmeyen, rutubetli, sigara içilen, temizliği iyi yapılmayan, hamam böceği, fare gibi hayvanların da yaşayabildiği, duvardan duvara halı kaplı alanlardır.
KAMUSAL ALAN ALERJİSİ İÇİN ÖNLEMLER
Astım ve alerjik hastalıkların tedavisinde, uygun ilaçların düzenli olarak kullanılması kadar, hastanın duyarlı olduğu alerjen ve irritanlardan da uzak kalması da çok önemlidir. Alerjenler, kişiden kişiye farklıdır ve kiminin tozlara, kiminin polenlere, kiminin hayvanlara ya da küflere allerjisi olabilir. İrritanlar ise, tüm astımlılar için zararlıdır. Sigara dumanı, hava kirliliği, parfüm, deterjan gibi keskin kokular, soğuk hava…bunların başlıcalarıdır.
Kamusal alanlarda, fazla miktarda bulunabilen çeşitli alerjen ve irritan maddelerin, astım ve allerjisi olanlar için zararlı olmaması ve bu kişilerin şikâyetlerinin artmasının önlenmesi için:
Bu alanların iyi havalandırılması sağlanmalıdır.
Kapalı alanlarda sigara içilmesine kesinlikle izin verilmemelidir.
Binalar düzenli olarak ve iyi bir şekilde temizlenmelidir.
Özel durumlarda nem iderici ‘’dehumidifier’’ ve hava temizleyici aletlerden ‘’air cleaner’’ yararlanılmalıdır. Klimaların bakımları düzenli olarak yapılmalıdır.
Halı kaplı alanlarda ev akarları için gerekli önlemler alınmalıdır.
Hamam böceği ve fareler için ilaçlama yapılmalıdır.
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi