Oktay, doğurganlık ve yumurta rezervini belirleyen faktörlerle ilgili yaptıkları çalışmanın kısa bir süre önce tamamlandığını bildirdi. Dünyada büyük yankı uyandırması beklenen çalışmanın, meme, yumurtalık ve prostat kanserine yol açtığı bilinen genlerin, aynı zamanda yumurtalığın fonksiyonunu bozarak kısırlığa neden olduğunu ortaya koyduğunu anlatan Oktay, "Ailesinde kadınlarda meme veya yumurtalık, erkeklerde prostat kanseri bulunanlarda düşük yumurta veya kısırlık riski, diğer kişilere oranla 38 kat daha fazla" diye konuştu.
Araştırmanın, bu tür bir riskle karşı karşıya bulunanlar için uyarıcı ve yol gösterici nitelikte olduğunu belirten Oktay, "Bu kişiler gerekli tarama testlerini yaptırarak taşıdıkları riski saptayıp gerekli önlemleri alabilirler" dedi.
Doğurganlığın korunması açısından yumurtalık nakli ve yumurtaların dondurulması konusunda olumlu gelişmeler yaşandığını ifade eden Oktay, bunların Türkiye'de de uygulanmaması için hiçbir neden olmadığını söyledi. Rahim yaşlanmadığı için bu tür tedavi yöntemleriyle her yaştaki kadının hamile kalma olasılığının bulunduğunu kaydeden Oktay, "Ama fiziksel birtakım sorunlar yaşanmaması için bunun 50-55 yaşı geçmemesi lazım" ifadesini kullandı.
Meme kanseri olan kadınlarda kemoterapinin kısırlığa yol açtığını belirten Oktay, ailesinde bu ve buna benzer kanserli bulunan kadınların genetik taramayla tespit edilerek ileride ortaya çıkabilecek sorunların ortadan kaldırılabileceğini bildirdi.
(AA)