Günah da olsa, ayıp da olsa, yanlış da olsa...
Hayatımızın, kişiliğimizin değişmez bir parçası yalan söylemek... Öyle ki; ''Hayatımda hiç yalan söylemedim'' diyen yalan söylüyordur :)
Bazen uyduruvermek şeklinde kısa etkili, etliye sütlüye müdahale etmeyen yalanlarla hayatımızı idame ettiriyoruz, bazılarımız anlık paçayı kurtarmalar için nerede olduğu, kiminle olduğu, ne yaptığı hakkında yalan söylüyor. Bir azınlığımız ne yazık ki patolojik yalancı; bir psikolojik problem olarak dürüst olamamak kafasına kazınmış o azınlığın. Bir azınlığımız ise profesyonel yalancı.
Bir başka profesyonellik de;

Çok nadir de olsa bir kısmımız; hafifinden ağırına tüm bu yalancıların yalanlarını ortaya çıkarmak konusunda profesyonel.
Lie to Me dizisinde, Pulp Fiction ve Rezervuar Köpekleri'nden tanıdığımız efsane oyuncu Tim Roth'un canlandırdığı Dr. Cal Lightman karakteri de işte o profesyonellerden biri. Beden dili ve mikro ifadeler konusunda uzmanlaşmış olan Doktor Lightman karakteri, suç soruşturmalarını uygulamalı yöntemleriyle destekleyen, dahi bir psikolog. 2009'dan bu yana yayınlanan dizi de bu doktor etrafında dönüyor.
Dizi hakkında daha da ayrıntı vermemek, izlemek isteyip henüz izleyemeyenleri üzmemek isterdik... Ancak Ekşisözlük yazarı imjustkillingtime diziden öyle başarılı çıkarımlar yapmış ki paylaşmamak elde değil. Üstelik gerçek hayatta da işimize yarayacak cinsten :)
Karşınızdakinin yalan söylediğini beden dilinden, küçük mimiklerinden (Mikro ifadeler) nasıl anlarsınız?
1. Bakışlar...

yalan söyleyen insan göz kontağı kurmaya devam eder. Gözleri başka bir noktaya sabitleyip düşünmek, anıları gözden geçirmek demektir. Yalancıların gözden geçirebileceği anıları yoktur.
Üzgün olduğunu söyleyen insanların duygularını ifade ederken alın ve göz çevresinde çizgiler oluşuyorsa, bu onların gerçekten üzüntü içerisinde olduğunu gösterir. (Botokslular hariç)
eğer gerçekten gülüyorsanız, göz çevreniz kırışır. Sahte bir gülüşte göz çevresi kırışmaz.
2. Yalan söyleyen, gününü tersten anlatamaz.

Bir insana bir gününü anlattırdıktan sonra tersten anlatmasını istediğinizde kafası karışıyorsa yalan söylüyordur. Yine aynı şekilde anılardan faydalanarak değil, ezberden okuduğu anlaşılır. Yalancılar tersten ezberlemeyi genelde unutur.
3. Burun meselesi;

Erkekler yalan söylerken burunlarında hassaslaşan dokular vardır. bu burunlarını kaşımalarına sebep olur.
4. Ağız hareketleri;

Bir insan konuşurken dudaklarını aşağı doğru istemsizce büküyorsa, bu söylediğine kendisinin bile inanmadığını gösterir.
Ağzın yukarı yana doğru bir tik hareketi sergilemesi, karşı tarafı küçümsemekten gelir.
5. Eller, kollar...

Bir kişi bir şey söyledikten sonra ellerini ovuşturuyorsa, aslında söylediğine kendini ikna etmeye çalışıyordur.
Yalan konuşan insanların elleri istemsizce ense bölgesine ya da bacaklarına gider. (Gç alma ihtiyacından kaynaklı olabilir.)
6. Yüz ifadelerinden de kendini ele verebiliyor.

Aimetrik yüz ifadeleri o duygunun aslında yaşanmadığını gösterir. Ağız mutsuzu oynarken, gözler mutlu kalabilir mesela.
Bir insan bir şeye 1 saniyeden fazla şaşırıyorsa, aslında o şeyi biliyordur, şaşırmış numarası yapıyordur. Gerçek bir şaşkınlık en fazla 1 saniye yüzde belirir.
7. Sorular, yanıtlar, konuşmalar;

Herkesin suçluyu bildiği bir ortamda, topluma suçlu kim diye sorduğunuzda kişiler birbirine bakarken kimin yüzüne kesinlikle bakılmıyorsa; suçlu o kişidir.
Yavaş ve yumuşak konuşma şekli, aşırı hüzün veya endişe gösterir.
8. Duyguları şova dökerken de;

Gerçekten sinirlenen bir insan duygularını eş zamanlı olarak gösterir. Ses yükseltme ve masaya vurma sırayla yapılıyorsa, bu sahte bir sinirlenmedir.
Kaynaklar: Seyler.eksisozluk.com, Wikipedia.org