Katar, Libya'da isyancıların kurduğu Geçici Ulusal Konsey'i, ulusun temsilcisi olarak tanıyan ilk Arap ülkesi oldu.
Bu adım diğer Körfez ülkelerinin de bu yönde hareket etmesine emsal teşkil edebilir.
Libya devlet televizyonu kararı "hayasızca bir müdahale" olarak niteledi.
Doha yönetimi daha önce de BM destekli uçuşa yasak bölge uygulamaları için devriyelere katılan ilk Arap ülkesi olmuştu.
Kaddafi yönetimine başkaldıran grupların oluşturduğu Geçici Konsey şimdiye dek sadece Fransa tarafından tanındı.
Ancak Katar'ın adımını başkalarının da izleyebileceği yorumları yapılıyor. Kuveyt dışişleri yetkilileri konsey temsilcilerinden biriyle görüştü.
Körfez İşbirliği Konseyi'nin (GCC) başkanı da "Libya'daki sistem meşruiyetini yitirdi" diyerek bu adıma destek verdi.
Kendisi de Katarlı olan Genel Sekreter Abdülrahman Attiya, Katar'ın tutumunun "Konsey kararlarına uygun olduğunu" söyledi.
Körfez İşbirliği Konseyi'nin diğer üyeleri Bahreyn, Kuveyt, Umman, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri.
Birleşik Arap Emirlikleri de Libya'ya insani destek sağlamayı önerdi ve devriyelere 12 uçakla destek veriyor.
Katar'ın açıklaması ülkenin muhalif güçlerin petrol satışlarından kar sağlamasının da önünü açıyor.
Libyalı bir muhalif lider, Katar'ın kendileri adına uluslararası piyasalarda petrol satmayı kabul ettiğini söyledi, ancak Katarlı yetkililer böyle bir anlaşmaya ilişkin yorumda bulunmadı.
İsyancılar, son iki gün içinde NATO hava saldırılarının da yardımıyla, Kaddafi güçlerini sürmeyi ve Libya petrol sanayinin esas bölgelerinde kontrolü sağlamayı başardı - buna ülkenin en büyük petrol yataklarının bulunduğu Sirte havzası dahil.
Washington yönetimi ise muhalefet için petrol satışının, Libya'ya uygulanan ambargolara tabi tutulmasına gerek olmadığını açıkladı.
Libya'daki uluslararası müdahalenin komutasını devralan NATO ise hava saldırılarının isyancı gruplara destek olduğu iddialarını reddediyor.
Nato operasyonunun başındaki üsteğmen Charles Bouchard yaptığı basın açıklamasında "Amacımız saldırı tehdidi altında bulunan sivilleri ve nüfus merkezlerini korumak" dedi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise uluslararası hava saldırılarının bir kısmının sivilleri koruma amacını aştığını söylemişti.
Lavrov, hava saldırılarının isyancı güçleri desteklediğini ve bir iç savaşta taraf tutmak anlamına geldiğini de ekledi.
Bakan, yaptığı açıklamada bunun Birleşmiş Milletler kararının bir parçası olmadığını da vurguladı.