Diyarbakır'da görülen "KCK" ana davası ile Silivri'de 46 gazetecinin yargılandığı "KCK basın" davasında avukatlar, Özel Yetkili Mahkemeler'in meşruiyetini sorgulayarak yargılamanın durdurulması ve reddi hakim talebinde bulundu. Her iki mahkeme de talepleri reddetti.
"KCK" adı altında dört yıl önce düzenlenen operasyonlar kapsamında haklarında dava açılan, aralarında DEP Milletvekili Hatip Dicle'nin de bulunduğu 94'ü tutuklu 175 Kürt siyasetçinin yargılandığı davanın 60'ıncı duruşmasının 1'inci oturumu Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.
Fırat Haber Ajansı'nın haberine göre, müdafi avukatlar mahkeme heyetinin duruşmadan çekilmesini talep ederek mahkemenin "meşruiyetini" kaybettiğini ve yargılamaya siyasi baktığını söylediler.
Avukatlardan sonra söz alan sanık Hasan Hüseyin Ebem, tüm tutuklu Kürt siyasetçiler adına okuyacağını söylediği savunmasının başında ‘İstiklal Mahkemelerinin Kürdistan'da Kürtlere yaptıklarını bugün bu mahkemeler yapıyor' deyince mahkeme başkanı mikrofonu kapattı.
Bunun üzerine sanık avukatları, ‘siz savunmaya sınırlama getiremezsiniz' diyerek itiraz etti, ama itirazlar kabul edilmedi.
Bunun üzerine tüm sanıklar, seyirciler ve çok sayıda avukat ayağa kalkarak mahkemeyi alkışlarla protesto etti. Salona giren jandarma, sanıkların etrafını sardı. Avukatlarla mahkeme heyeti arısındaki karşılıklı tartışmalardan sonra duruşma yeniden başladı.
Mahkeme heyeti, avukatların duruşmanın başında dile getirdiği ‘reddi hakim' talebiyle ilgili iddia makamının görüşlerini sordu. Savcının konuşmasına fırsat vermeyen sanıklar ayağa kalkarak yeniden protesto girişiminde bulundu. Bu durumu tutanaklara geçiren mahkeme heyeti, duruşmaya ara verdi.
Aranın ardından Mahkeme heyeti, avukatların yargılamayı durdurma ve reddi hakim talebini reddetti.
Basın davası
19'u tutuklu 46 gazetecinin yargılandığı "KCK Basın" davasına da bugün Silivri'de 15. Ağır Ceza mahkemesinde devam edildi ve avukatlar burada da, tutuklu gazetecilerin tahliye edilmesini ve yargılamanın durdurulmasını istedi.
Ancak mahkeme başkanı "Mahkememizin anayasal ve yasalarda yer almayan hiçbir yetkiyi kullanması mümkün değildir" diyerek talebin reddedildiğini belirtti.
Avukatların tutuklu gazetecilerin tahliyesine ilişkin talebinin ise 17 Ocak'taki oturumda değerlendirileceğini söyledi.
Duruşmanın bugünkü oturumunu BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP Grup Başkan Vekili Adil Zozani, CHP Milletvekilleri Mustafa Balbay ve Veli Ağababa, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Uğur Güç, Gazetecilik Özgürlük Platformu (GÖP) ve Avrupa Gazeteci Federasyonu Başkan Yardımcısı, Rusya Gazeteciler Sendikası Yöneticisi Nedezda Azhgikhina da izlediler.
Duruşma öncesinde basın açıklaması yapan Demirtaş yargılamanın durdurulması gerektiğini belirterek "Bu özel yetkili mahkemelerin artık hiçbir meşruiyetinin, hiçbir güvenilirliğinin kalmadığını Başbakanın ağzından duymaya başladık. Başbakan Türkiye'de bazı yargıçların, savcıların paralel devlete çalıştıklarını, çete olduklarını kendi ağzıyla ifade etti. Hangi mahkemeler çete mahkemesidir, hangi yargıçlar, hangi savcılar bu çetenin paralel devletin üyesidir, hangileri değil, bunları bilelim. Kim tarafından yargılanıyoruz, bizi yargılayanlar arkadaşlarımızı yargılayanlar kimlerdir bunları bilelim. Adalet Bakanlığı aylık liste yayınlasın. Özel Yetkili Mahkeme tabelası asınca bunlar mahkeme olmuş olmuyor" diye konuştu.
Balbay sanıklara el salladı
Sanık sıralarındaki gazetecileri, duruşmayı izlemeye girerken el sallayarak selamlayan CHP milletvekili gazeteci Mustafa Balbay da, öğle arası verildiği sırada dışarda bir basın açıklaması yaparak, iddianameyi okuduğunu, çok tanıdık bulduğunu söyledi.
Balbay, "Burada gazetecilik yargılanıyor, hepimiz tehdit altındayız" diye konuştu.
Kendisi de özgürlüğüne yakında kavuşan CHP milletvekili, "Bu yargılamalar kamu vicdanında kabul görmemiş yargılamalardır" diyerek, tüm gazetecilerin serbest bırakılmasını, Özel Yetkili Mahkemeler'in derhal kaldırılmasını talep etti.
'Kimin yargıcı?'
Duruşmada ise, ilk olarak avukat Ercan Kanar söz aldı. Kanar, yolsuzluk soruşturmasıyla başlayan gelişmeleri "tarihi günler" olarak tanımladı, mahkeme heyetine "Sizden cesur karar almanızı bekliyoruz" diye konuştu.
Kanar özel yetkili mahkemelerin pratiklerinin yargısal meşriyeti açısından inandırıcılığın kalmadığının artık çok geniş bir kesim tarafından kabul edildiğini söyledi.
Avukat Kanar "Mahkeme siyasal rehin alma politikasına son vermeli. Tutuklu gazetecileri tahliye ederek özgürlüklerine kavuşturmalı. Tartışmalı olan Geçici 2. maddeye ilişkin yeni bir düzenleme yapıncaya kadar yargılamayı durdurmalı."
Avukat Sinan Zincir ise "İktidarın baş danışmanı orduya kumpas kurulduğunu söylüyor. Biz de KCK davalarında nasıl kumpas kurulduğunu ortaya koyduk. Şimdi soruyoruz: Yüzlerce Kürt öğrenci, aydını, seçilmişi, kim tutukladı? Acaba paralel devlet yargıcı mı, AKP yargıcı mı?" diye sordu.
Zincir, "İktidarın ve koalisyonun, okyanusun öte yanından bu yana yürüyen tartışmalar yargıyı şaibeli hale getiriyor. Mahkemeler bu şartlar altında, etik ve ahlak açısından bugün yargılama yapamaz" dedi.
Duruşma yarın sabah 10'da devam edecek.