Gezi'de "tutuklama kararı" veren hakim ve polislere hakaret ettikleri iddiasıyla yargılanan avukatların, avukatı Ömer Kavili'nin "Müşteki hakim ve polisler İçişleri ve Adalet bakanlığının memurlarıdır" ifadesine mahkeme başkanı "Hakimler memur değildir" diye tepki gösterdi.
Avukat Kavili'nin "Siz de hakimsiniz sizi de ilgilendirdiği için rahatsız olmuş olabilirsiniz" ifadesini mahkeme başkanı'nın "Bana giren çıkan yok" diye yanıtlaması salonda gülüşmelere neden oldu ancak bu gülüşmeler uzun sürmedi.
Kadın sanıkların tepkisi ve reddi hakim talebi üzerine mahkeme başkanı, yanlış anlaşıldığını belirterek özür diledi. Bunun üzerine sanıklar reddi hakim talebinden vazgeçti.
İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşmaya tutuksuz sanık avukatlar Elif Çalışkan, Tülay Odabaş, Tolga Çakır ve Sevinç Sarıkaya gelirken, müşteki hakim ve polisler katılmadı. Sanıkları 16 avukat temsil etti. Sanık avukatlarından Ömer Kavili, müşteki ve tanıkların da duruşmada hazır edilmesi ve yargılamanın bu şekilde yapılmasını talep etti. Görüşü sorulan duruşma savcısı usül ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle talebin reddini istedi.
HAKİM: BANA GİREN ÇIKAN BİR ŞEY YOK
Avukat Ömer Kavili,müşteki olan hakim ve polislerin İçişleri ve Adalet bakanlığının memurları olduğunu belirtti. Kavili'nin hakimler için memur ifadesini kullanmasına Mahkeme Başkanı Alev Menteş müdahale etti. “Hakimler memur değildir" diyen Başkan Menteş, ifadenin düzeltilmesini istedi. Avukat Kavili de “Siz de hakimsiniz sizi de ilgilendirdiği için rahatsız olmuş olabilirsiniz. İçişleri ve Adalet Bakanlığı görevlileri diyelim o zaman" dedi. Bunun üzerine Başkan Menteş, “Bana giren çıkan bir şey yok" ifadesini kullandı. Menteş'in bu ifadesi salonda gülüşmelere neden oldu. Avukat Kavili de “Çok erkeksi bir ifade oldu" tepkisini verdi. Mahkeme, müşteki ve tanıkların hazır edilmesi yönündeki talebin usul ve yasalara uygun olmadığı gerekçesiyle reddetti.
HAKİMİN SÖZLERİ İÇİN REDDİ HAKİM TALEBİ
Kimlik tespitinin ardından sanıklar, şikayetçiler salonda olmadığı için savunma yapmayacaklarını belirtti. Sanıklar Sevinç Sarıkaya, Tülay Odabaş ve Elif Çalışkan, mahkeme başkanının kullandığı ifadenin "erkek egemen bir cümle olduğu" gerekçesiyle rahatsız olduklarını ve reddi hakim talebinde bulunduklarını kaydetti.
HAKİMDEN O SÖZLER İÇİN ÖZÜR
Bunun üzerine Başkan Menteş, “O kasıtla söylemedim. Şaka amacıyla ifade ettim. Yanlış anlaşıldıysa özür dilerim. Bunu da kalben söylüyorum. Hayat görüşümde cinsel ayrımcılık yoktur. 'Benimle ilgili değil neden rahatsız olayımki' anlamında söyledim. Kalp kırdıysam özür diliyorum" dedi. Mahkeme Başkanı'nın açıklaması üzerine sanık avukatları reddi hakim talebinden vazgeçtiklerini belirtti.
ŞİKAYETÇİ İKİ POLİS ZORLA GETİRİLECEK
Taleplere ilişkin görüşü sorulan duruşma savcısı Murat İnam, şikayetçi hakim Salih Cantürk'ün duruşmaya davet edilmesi, şikayetçi polislerin ise zorla getirilmesine karar verilmesini talep etti. Avukat Ömer Kavili, mütalaaya da itiraz ederek, müşteki hakim Cantürk'ün davetiyeye rağmen mazeret göstermeksizin duruşmaya gelmediğini, yerindelik ilkesi gereğince mahkeme mübaşiri aracılığıyla çağrılmasını talep etti. Duruşma sonunda kararlarını açıklayan mahkeme, tanık 4 polis hakkında davetiye çıkarılmasına bir polisin adresinin tespit edilmesine karar verdi. Daha önceki davetiyeye rağmen mazeretsiz gelmeyen 2 polis hakkında da zorla getirilmelerine hükmedildi. Şikayetçi hakim Cantürk'ün ise zorla getirilmesi talebinin reddine karar verildi. Duruşma ertelendi.
"BU DAVA AVUKATLARIN BURNUNU SÜRTMEK İÇİN AÇILMIŞTIR"
Duruşma sonrası avukatlar adliye önünde açıklama yaptı. Avukatlara CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da destek verdi. Olay günü yaşananları anlatan sanık avukat Tolga Çakır, "Adliyede avukatı sevmeyen, istemeyen ona öcü muamelesi yapan adalet, polisler hakkında dava açmaktan geri durup darp edilen biz avukatlar hakkında dava açmıştır. Bugün davanın ilk celsesi görüldü. Müştekiler duruşmaya gelme lütfunda bulunmadılar. Müştekilerin bulunduğu bir duruşmada ifade vermek istediğimizi belirttik, bu yüzden duruşma 5 Mart 2015 tarihine ertelendi. Kimse korkmasın bizi de korkutmaya çalışmasın. Bu ülkede halk var, halkın avukatları var." diye konuştu. Sanık avukatların avukatı Ömer Kavili de, "Bugünkü dava savunma görevi yapan avukatların nasıl kolaylıkla cübbelerinin çıkartılıp sanık sandalyesine oturtulacağının çok tipik vahşi bir örneğidir. İşlerini yapması gereken avukatlar kendi can derdine düşürülmüşlerdir. Yani bu dava avukatların burnunu sürtmek için açılmıştır" dedi.
AVUKATLARIN 11'ER YILA KADAR HAPİSLERİ İSTENİYOR
İddianamede, şüpheli avukatların İstanbul 31. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 8 Temmuz 2013 tarihli tutuklama kararının ardından UYAP onay işlemleri için odasına giden nöbetçi hakim Salih Cantürk'e gıyabında hakaret içerikli ifadeler kullandığı belirtildi. Onay işlemleri tamamlanıncaya kadar tutukluları nezarethaneye alan polislere de hitaben "Siz hep hakimi etkiliyorsunuz, bravo tutuklanmalarını başardınız sonunda, sizler de Fethullah'ın k....lerisiniz" şeklinde ifadeler kullandıkları kaydedildi.Nezarethanede bulunan müvekkillerine yiyecek ve içecek vermek için ellerindeki poşetleri kontrol ettirmek istemeyen şüpheli avukatların, polisleri itekleyip zorla geçmeye çalıştığı anlatıldı. Ambalajlı olanlar dışında diğer yiyecek ve içeceklerin verilmeyeceğini söyleyen şikayetçi polislere yönelik nöbetçi hakimin gıyabında, "Size mi söyleyeceğiz ne olduğunu, çekilin k...ler, üç gündür buralarda zaten rezil olduk, çekil önümden şerefsiz k...,siz kim oluyorsunuz, kulübedeki k... gibisiniz, kemik vermek lazım" şeklinde, ayrıca, "Burası bizim iş yerimiz, siz kimsiniz bizi dışarı alıyorsunuz, ben hiçbir şey kontrol ettirmiyorum, hadi vursana bana verdim işte yiyecekleri, k... gibi saldırmayı bilirsiniz ancak" şeklinde ifadeler kullandıkları belirtildi. Avukatlar hakkında hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlamasıyla 11 yıla kadar hapis talebiyle dava açıldı. (DHA)