İSTANBUL (İHA) - Bosch Genel Müdürü Dr. Klaus Foquet, Türkiye'nin "marka" olma yolunda hızla ilerlediğini söyledi. Türkiye Kalite Derneği (KalDer) tarafından düzenlenen ve ana tema oturumları Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından desteklenen 11. Ulusal Kalite Kongresi ikinci gününde çeşitli oturumlarla devam ediyor. Başkanlığını PriceWaterhouseCoopers Türkiye Başkanı Cansen Başaran Symes'in yaptığı, "Anlaşmalar, Birleşmeler ve Satın Almalarda Türkiye Markası" konulu oturumda Bosch Genel Müdürü Dr. Klaus Foquet, Arçelik Genel Müdürü Nedim Esgin ve Kordsa Genel Müdürü Bülent Savaş görüşlerini ve tecrübelerini anlattı.
Konuşmasının önemli bölümünü Türkiye'deki gelişmelere ayıran Bosch Genel Müdürü Dr. Foquet, firmalarının Türk pazarındaki taleplere cevap vermenin yanısıra yerelleşme faktörlerini de dikkate aldığını söyledi. Türkiye'de yatırım yapan otomobil firmalarını örnek veren Dr. Foquet, "Otomobil üreticileri 2003 yılında Türkiye'ye 2 milyon euroluk yatırım yapmayı öngörmektedir. Otomobil sektörüne bakarsak uluslar arası şirketlerle Türk şirketlerinin ortaklıklarını görmekteyiz. Bunlar neden Türkiye'yi tercih ediyor? Onlar müşterileri isteklerini ve kararlılığını, kalite taleplerini ön planda tutuyor. İşte biz de aynı paralelde hareket ediyoruz ve otomobilcilerle aynı vizyonu paylaşıyoruz" diye konuştu.
YETİŞMİŞ ELEMAN VE REKABET
Yabancı yatırımcının Türkiye'de yetişmiş eleman konusunda fazla sıkıntı çekmediğini, bu konuda burada ideal şartlar olduğunu ifade eden Dr. Foquet, "Fazla uzağa gitmeye gerek yok. Marmara Bölgesi'nde bu konuda her türlü eleman ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz" dedi. Yetişmiş eleman konusunda daha da ileri gidilebileceğine dikkat çeken Dr. Foquet, "Türkiye gibi bir ülkede başarılı ve iyi yetiştirilmiş elemanlar yabancı yatırımcıların dikkatini çekiyor. Ama Türkiye'de yetişmiş eleman gücü daha da geliştirilebilir. Özellikle lise bazında buna önem verilebilir" diye konuştu.
Türkiye'de üretilen ürünlerle Almanya'da üretilen ürünler arasında fark yok bulunmadığını bunun yanında rekabet açısından Türkiye'de bulunmanın son derece büyük avantajları olduğuna değinen Dr. Foquet, yapılması gereken birçok şeyin olmasına rağmen ülkede her geçen gün yeni gelişmeler kaydedildiğini, örneğin alt yapı konusunda sürekli ilerlemeler görüldüğünü söyledi.
"YABANCI İSTİKRAR İSTER" Yabancı yatırımcı için en önemli unsurun istikrar olduğuna işaret eden Dr. Klaus Foquet, "Siyasi ve ekonomik istikrar yabancı yatırımcı için büyük önem taşıyor. Zaman zaman bu istikrarsızlık bizde endişeler oluşturuyor. Küçük bir istikrarsızlık büyük manada ekonomik kayıplara ve sorunlara mal olabiliyor" dedi. Dr. Foquet, Türkiye'de yabancı yatırımcılar için büyük zorluklar olduğunu, vergi oranların çok yüksek, hatta yüzde 40'lara vardığını, Gümrük Birliği ile birlikte ihracat konusunda birçok ilerlemelere rağmen hala Avrupa standartlarını yakalayamadığını ve bürokrasinin çok fazla olduğuna dikkat çekti.
Türkiye'nin coğrafi olarak önemli bir kavşak noktada bulunduğuna değinen Dr. Foquet, "Ülkenin Avrupa'ya yakın olması önemli bir avantaj. İşte bu coğrafyada Türkiye marka olma yolunda hızla ilerliyor. Ama daha dikkatli adımlar atılması gerekiyor" diye konuştu.
"YAKINDA MARKA OLACAĞIZ" Oturumda görüşlerini aktaran Arçelik Genel Müdürü Nedim Esgin de büyümenin yolunun karlılık felsefesi ile dünyaya açılmak olduğunu söyledi. Gümrük Birliği'nden önceki durum, 2001 yılındaki ekonomik kriz gibi olumsuz gelişmelerin yatırımcıları olumsuz etkilediğini kaydeden Esgin, Türk şirketlerinin eksikliklerini ve artılarını da sıraladı. Arçelik Türkiye'nin en büyük, en fazla patent sayısı olan şirketi olduğunu belirten Esgin, "Patent sıkıntısı yok ama sermaye sıkıntımız var. Ayrıca Türk şirketlerinin sıkıntısı hala kurumsallıktan uzak olması. Bunlar eksik yönlerimiz. Artılarımız ise artık dünya markası olmak gibi bir hedefimiz var. 10 sene sonra Türkiye'nin konumu çok değişik olacak. Türkiye bir marka haline gelecek. Birçok Türk firması marka olarak tanınacak" dedi.
"TÜRK İNSANI GİRİŞİMCİ"
Türk insanının girişimci bir ruha sahip olduğunu, dünyanın her tarafında Türk girişimci ile karşılaşıldığını belirten Esgin, "Ayrıca Türk girişimcisi her ortama uyum sağlar. Zor bir Pazar olan Türkiye'de başarılı olmuş bir girişimcinin yurt dışında başarılı olmaması için hiçbir neden yok. Yeter ki bazı basamakları atlayarak değil yavaş yavaş çıkmasını bilelim" diye konuştu.
Başarıdaki yolun inanmak ve dünya şirketi olmaktan geçtiğini hatırlatan Esgin, Fransa'da ünlü Brand şirketini satın aldık. Yine Avrupa'da 4 ayrı şirketi daha bünyemize kattık. Artık Avrupalılar bizi kendilerine ciddi bir rakip olarak görüyorlar" dedi.
Kordsa Genel Müdürü Bülent Savaş da konuşmasında yurt dışında yatırım yapacakların uluslar arası hukuka ve kültür farklılıklarına dikkat etmelerini istedi. Yatırımcının iyi niyet ve uyum içinde olması gerektiğini hatırlatan Bülent Savaş, Türk firmalarının iç pazarda kendilerini sınırlamamalarını ve sürekli uluslar arası piyasa koşullarında yeni teknolojilerle işlerini sürdürmeleri gerektiğini kaydetti.