Mısır'da yönetimi devralan ordu, ülkenin tüm bölgesel ve uluslararası anlaşmalarına bağlı olduklarını açıkladı.
Devlet televizyonunda bir sözcü tarafından yapılan açıklama, özellikle İsrail'le yapılan anlaşmalara bağlı kalınacağına ilişkin bir güvence olarak yorumlanıyor.
BBC muhabiri Wyre Davis açıklamanın ABD ve İsrail'in kaygılarını dindireceğini belirtiyor.
Bu iki ülkede siyasetçiler Mısır'da iktidar değişiminin 1979 yılında imzalanan Camp David anlaşmasına ilişkin sorunlar çıkarması olasılığından kaygılı.
Ordu barışçı bir şekilde sivil yönetime geçişe göz kulak olacağını da belirtti.
Ordu, "yeni demokratik bir devleti kuracak sivil otoritenin seçimle işbaşına gelmesinin önünü açacak" yeni bir hükümet kurulana dek, şu anki hükümetten görevden kalmasını istediklerini de bildirdi.
Açıklama, Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in istifasına rağmen, binlerce kişinin hala Tahrir Meydanı'nda olduğu bir sırada yapıldı.
Mübarek'in gidişi coşkuyla kutlandı
Mısırlılar 30 yıldır iktidarda olan Hüsnü Mübarek'in istifasını gözyaşlarıyla kutlarken, başkent Kahire'nin gökleri havafişeklerle aydınlandı.
Mübarek, 18 gün devam eden protesto gösterileri ardından Cuma günü istifa etti.
Ülkenin yönetimi şu anda Savunma Bakanı'nın başkanlığında silahlı kuvvetlere geçmiş durumda.
İstifa açıklaması, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ömer Süleyman tarafından yapıldı.
Süleyman, Mübarek'in yönetimi silahlı kuvvetlere devrettiğini söyledi.
Açıklamadan sonra on binlerce Mısırlı sokaklara dökülerek sevinç gösterileri yapmaya başladı.
Kalabalık, "Diktatör gitti" sloganları atarken bir gösterici, "Bu, lidersiz başarılan ilk devrim" dedi.
ABD Başkanı Barack Obama Mısır'ın bir ilham kaynağı olduğunu söyledi ve ülkenin sivil ve demokratik idareye dönmesi gerektiğini beliritti.
Askerler başkentin merkezinde bulunan ve gösterilerin karargahı işlevini üstlenen Tahrir Meydanı çevresindeki barikatların bir kısmını kaldırmaya başladı.
Ancak bir kaç yüz gösterici ordunun geleceğe ilişkin açıklamasını beklemek üzere meydanda kalacaklarını söylüyor.
Mübarek Şarm eş-Şeyh'e gitti
Mübarek ailesiyle birlikte Kahire'den ayrılarak yazlık konutunun bulunduğu Kızıl Deniz kıyısındaki Şarm eş-Şeyh'e gitti.
Mübarek'in başka bir ülkeye yerleşip yerleşmeyeceği bilinmiyor.
Hüsnü Mübarek dün geceki televizyon konuşmasında bazı yetkileri Ömer Süleyman'a devrettiğini açıklamış, ancak başkanlık seçimlerinin yapılacağı Eylül'e kadar görevinde kalacağını açıklamıştı.
Açıklama, Mübarek'in derhal istifasını isteyen protestocuları daha da öfkelendirmiş, Başkanlık Sarayı ve devlet televizyonu binası önünde binlerce kişi toplanmıştı.
'Darbeye benziyor'
BBC Kahire muhabiri Jon Leyne, istifanın herkes için sürpriz olduğunu, çok sayıda kişinin arabalarıyla sevinç turu attığını ve havaya ateş açtığını söylüyor.
Yönetimin orduya devredilmesinin, daha çok bir darbe görüntüsü verdiğini vurgulayan muhabirimiz, anayasaya göre devlet başkanının istifası halinde yerine meclis başkanının gelmesi gerektiğine dikkat çekti.
Mübarek rejiminin yasakladığı, ülkenin en büyük ve en örgütlü muhalefet grubu Müslüman Kardeşler "sözünü tuttuğu için" orduya teşekkür etti.
Müslüman Kardeşler'in eski parlemento grubu başkanı Muhammed el-Katatni, "Mısır halkını ve şehitlerini selamlıyorum. Bugün Mısır halkının zafer günü. Devrimin ana hedefine ulaşıldı" dedi.
2005'te cumhurbaşkanlığına aday olan Ayman Nur ise "Bu Mısır tarihindeki en önemli gün. Mısırlılar yeniden doğdu" diye konuştu.
30 yıllık iktidar
Eski Hava Kuvvetleri Komutanı olan Mübarek, Enver Sedat'ın 1981 yılında suikast sonucu öldürülmesi üzerine cumhurbaşkanlığına getirilmişti.
Mübarek, görevde olduğu onlarca yıl boyunca olağanüstü hal uygulamasını sürdürdü, polisin gözaltı yetkisini artırdı, temel hak ve özgürlükleri kısıtladı.
Mübarek yönetimi, bu sert rejimin İslamcı terör faaliyetleriyle mücadelede şart olduğunu savunageldi.
Zira İslamcı gruplar, Mübarek rejimi süresince sıklıkla Mısır'ın başlıca gelir kaynaklarından olan turizmi hedef aldı.
Hüsnü Mübarek, ülke içi istikrarın ve ekonomik kalkınmanın hakim olduğu bir dönemde kontrolü elinde bulundurduğundan, halkın büyük bölümü de Mısır'da iktidarın tek elde toplanmasını kabullendi.
Ancak son yıllarda demokrasiyi teşvik etmesi yolunda hem en güçlü müttefiki ABD'den hem de ülke içinden gelen baskılar arttı.
Çünkü Hüsnü Mübarek, 1981 yılından bu yana üç genel seçimi rakipsiz kazandı, ancak 2005'teki son genel seçimlerde ABD'nin de baskısıyla başka adayların da yarışmasına izin verdi.
Mısırlılar önceki seçimlerde parlamentonun gösterdiği tek bir aday için sadece "evet" ya da "hayır" oyu kullanabiliyorlardı.
Bununla beraber Mısır'da yaygın destek gören tek muhalif hareket olan Müslüman Kardeşler, siyasi yasaklı olduğundan aday çıkaramadı.
Mübarek, 2005 Eylül'ünde 77 yaşındayken genel seçimleri kazanarak cumhurbaşkanlığında beşinci dönemine başladı.
2010 yılının Mart ayında safrakesesi ameliyatı için Almanya'ya gitmesi, sağlığının bozulduğu yolundaki söylentileri daha da artırdı.
Bu tartışmalar, ne zaman önemli bir toplantıyı kaçırsa ya da medyadan uzak dursa, hemen alevleniyordu.
Hüsnü Mübarek'in iktidarına ilk ciddi direniş 2011'in Ocak ayında yaşandı, göstericiler sokağa çıkma yasağına ve toplum polisine direnerek Mübarek'in istifa etmesi çağrısıyla sokaklara döküldü.
Tunus devrimi Arap dünyasında gerilimi yükseltti
Tunus kıvılcımı
Olaylar, Tunus devlet başkanının halk ayaklanmasıyla devrilmesinden bir kaç gün sonra başladı.
Mübarek sonunda 29 Ocak 2011'de istihbarat şefi Ömer Süleyman'ı cumhurbaşkanı yardımcılığına atadı. Bu adım, Mübarek'in orduya olan desteğini güçlendirme çabası olarak yorumlandı.
Muhalefet grupları, Mübarek’in 40 yaşındaki yatırım bankacısı oğlu Gamal'ı kendi yerine aday olarak gösterebileceği kaygısı içindeydi.
Gamal, cumhurbaşkanlığı hedefi olmadığını söylese de, iktidardaki Ulusal Demokratik Parti içinde önemli bir konumda bulunuyor, ekonomik ve siyasi reformların önde gelen savunucularından biri.
Artan protestolar karşısında canlı yayında televizyonlardan halka seslenen Mübarek, 2011 yılının Eylül ayında beş yıllık görev süresi dolduktan sonra tekrar aday olma niyetinde olmadığını açıkladı.
Mübarek, 1 Şubat 2011'de "Bu değerli ulus benim yaşadığım, uğruna savaştığım, topraklarını, egemenliğini ve çıkarlarını savunduğum yerdir. Bu topraklarda öleceğim. Tarih, başkalarını olduğu gibi beni de yargılayacaktır." diye konuştu.
Ancak Mübarek, Perşembe gecesi istifa etmeyeceğini yinelediği açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden görevini bıraktı.