Mısır'da aktivistler ülkedeki cinsel taciz vakalarının son üç ayda rahatsızlık verici boyutlara ulaştığını duyurdu. BBC'nin Kahire muhabiri Bethany Bell, Mısırlı kadınlar için cinsel tacizin nasıl gündelik hayatın bir parçası haline geldiğini araştırdı.
Geçen kış, Mısırlı bir kadın İskenderiye'de bir grup erkeğin tacizine uğramıştı.
Olayın internette de yayınlanan video görüntülerinde kadının saldırganlar tarafından yerlerde sürüklendiği görülüyor.
Kalabalıktaki adamlardan hangilerinin kadına saldırdığını, hangilerinin onu kurtarmaya çalıştığını anlamak neredeyse imkansız.
Bu olay oldukça uç bir örnek olsa da anketler Mısırlı kadınların neredeyse her gün bir şekilde cinsel tacize uğradığını söylüyor.
Gerçek adını vermek istemediği için Merve diye bahsedeceğimiz Mısırlı genç kadın şehre her indiğinde sözlü ya da fiziksel tacize uğradığını ve bu durumun onu çok korkuttuğunu söylüyor.
Merve ''Bir kız olarak bu olanlar beni çok korkutuyor. Dışarı çıkmak istediğimde biri mutlaka beni rahatsız ediyor, korkutuyor. Bu yüzden pek dışarı çıkmıyorum. Olabildiğince kapalı giyinmeye, dikkat çekmemeye çalışıyorum'' diyor.
Merve ile tanıştığım gün uzun bir başörtüsü takıyor ve yere kadar inen bol bir elbise giyiyordu. Ayrıca elbisesinin altına da bol bir pantolon giymişti.
Ancak artık muhafazakar giyinmek Mısırlı kadınların güvende olması için yeterli değil.
Mısır'ın Kızları adlı kampanya için çalışan Dina Farid'e göre artık yüzlerini tamamen kapatıp çarşaf giyen kadınlar bile tacize uğramaktan kurtulamıyor.
Farid ''Ne giydikleri hiç fark etmiyor. Mısırlı kadınların çoğunun başı kapalı ancak onlar da tacize uğruyor'' diyor.
Farid ''İstatistikler ne kadar kapalı giyinirlerse giyinsinler Mısırlı kadınların sık sık tacize uğradığını gösteriyor'' diye devam ediyor.
2008 yılında Mısır Kadın Hakları Merkezi'nin yaptığı bir araştırmaya göre Mısırlı kadınların %80'i hayatlarının bir döneminde tacize uğruyor ve bu kurbanların büyük bir bölümü de başı kapalı kadınlar.
Kahire'deki Amerikan Üniversitesi'nden sosyolog Said Sadık Mısır toplumundaki taciz probleminin oldukça köklü olduğu görüşünde. Problemin nedenlerinin 60'lı yıllardan beri ülkede yükselişte olan İslami muhafazakarlık ve toplumun ataerkil yapısı olduğunu düşünüyor.
Sadık ''Köktencilik yükseldikçe kadınlar hedef alınmaya başladı. Kadınların çalışmamasını, eve geri dönmesini istiyorlar. Ataerkil kültür erkeklerin sosyal statüsü kendilerinden daha yüksek kadınları kabul etmesini engelliyor. Kadınlar eğitim alıp iş sahibi olunca da kaçınılmaz olarak bazı erkekler onların gerisinde kalıyor. Bunu kendine yediremeyenler de kadınlara cinsel içerikli saldırılarda bulunuyor'' dedi.
Sadık ve kadın hakları savunucuları güvenlik güçlerinin de bu konuda yeterince hassas davranmadığı görüşünde. Onlara göre Mısır polisi tacizcileri durdurmak için daha sert önlemler almalı.
Kahire'nin merkezinde bir grup delikanlı ile tanıştım. Yüksek sesle müzik çalan dükkanların önünde amaçsızca vakit geçiriyorlardı.
Onlara bir grup erkeğin savunmasız bir kadını elle taciz etmesi hakkında ne düşündüklerini sorduğumda, suçlunun kadınlar olduğuna emin görünüyorlardı.
Delikanlılardan biri ''Eğer kızlar saygıdeğer bir biçimde giyinseler hiç kimse onlara dokunmaz. Kızlar giyinme tarzları ile bu tip olaylara neden oluyorlar. Kadınlar bunu istiyor, hatta kara çarşaf giyenler bile'' dedi.
Bir başka delikanlı da kadınların suçlu olduğu konusunda arkadaşıyla hem fikirdi. Dar ve bol çarşaf giyen kadınlar arasında bir fark olduğunun altını çizdi.
Ona göre dar çarşaf giyen kadınlar taciz edilmeye gönüllüydü.
Ancak bu tip görüşler bir çok Mısırlı erkeği dehşete düşürüyor. Mesela insan hakları aktivisti Hamdi ''Bu olaylar beni çok üzüyor. Hep annemi, kardeşlerimi, ailemin kadınlarını düşünüyorum'' diyor.
Hamdi sözlerine "Kurban Bayramı'ndan önce kız kardeşlerimle birlikte şehre inmiştik. Her yer çok kalabalıktı, onları korumak için her an gözümü açık tutmam gerekiyordu. Önlerine çıkan bir seyyar satıcıya bağırmak zorunda kaldım. Böyle davranmak bizim dinimizde yok'' diyerek devam etti.
Yeni hükümet bu sorunu ciddiye aldıklarını söylüyor ancak bir çok aktiviste göre kadın hakları hükümetin öncelikleri arasında değil.
Ancak kadınlar için bu en önemli sorunlardan bir tanesi. Kahire'nin merkezinde yaşayan Nancy bunun özgürlükle ilgili bir sorun olduğunu düşünüyor.
Nancy ''Ben insan gibi yaşamak, şehirde güvenle yürümek isiyorum. Kimse bana dokunmamalı, beni taciz etmemeli. Bu kadar basit'' diyor.