Burada esas mesele moral bozukluğunun vücutta bir dizi stres cevabına yol açarak bağışıklık sistemini zayıflatmasıdır. Stres aslında daha fazla enerji gerektiğini hisseden bedenin verdiği doğal bir tepkidir. Böyle bir tepkiye sadece yaralanmak, yeterli uyumamak, düzenli yememek gibi fiziksel tehditler değil psikolojik sorunlar da yol açar. Bir işi acil olarak yetiştirmek zorunda olmanız, ilişkinizde sorunlar yaşamanız da strese neden olur. Peki stres nasıl grip yapar?
Vücudunuz fiziksel veya psikolojik bir tehditle karşılaştığında kendini korumak için enerji, hız ve konsantrasyona ihtiyaç duyar. Bu durumda sinir ve hormon sisteminiz devreye girer, böbrek üstü bezleriniz adrenalin ve kortizol salgılar. Bu hormonlar kalp atışınızı, kan basıncı ve kan şekerinizi artırır. Nefesinizi hızlandırıp, sıklaştırır, organlarınıza giden kan akımını arttırır. Kendinizi daha canlı hissedersiniz. Yani vücudunuz kendisini tehlikeye karşı hazırlamak için enerjisini ve savunma gücünü arttırır. Elinizi ateşten çekmek, size doğru gelen bir arabanın önünden kaçmak gibi acil bir durumda işinize oldukça yarayarak bu değişiklikler uzun süreli olduğunda tüm vücudunuzu olumsuz yönde etkiler. Kas gerginlikleri, baş ağrısı, uykusuzluk, kilo sorunları yaşar, kolesterol, şeker, tansiyon problemleriyle boğuşur, bağırsak sorunları, depresyon, hafıza bozukluğu ile uğraşırsınız. Sorunlar bunlarla da sınırlı kalmaz. Stres bağışıklık sisteminizi zayıflatır ve hastalıklara yakalanma riskinizi arttırır. Sonuç aynı sizin durumunuzda olduğu gibi grip de olabilir.
İyi haber ise stres azaldığında bu belirtilerin yok olması ve vücudun stressiz haline geri dönmesidir. Bu nedenle moral bozukluğu yaşıyorsanız önce canınızı sıkan sorunlarla yüzleşmeye ve bunları çözümlemeye çalışın. Eğer gripten yakanızı kurtarmak istiyorsanız dinlenmeye, bol sıvı almaya, C vitamini, çinko gibi desteklerden yararlanmaya özen gösterin. Antibiyotik gripte işe yaramaz. Çünkü grip virüslerin neden olduğu bir hastalıktır. Ancak grip üzerine bakteri enfeksiyonları gelişebilir. Bu nedenle ateşiniz çok yüksekse doktorunuza danışarak bir antibiyotiğe başlayabilirsiniz. Ekinezya gibi bağışıklık sisteminizi güçlendirecek destekleri de yine doktorunuzun tavsiyesi ile kullanabilirsiniz.
YEŞİL ÇAYI NE KADAR İÇEBİLİRİM?
Yeşil çay oligomerik proantosiyanidin denilen çok güçlü antioksidan maddeler içeriyor. Özellikle sabah aç karnına ve özellikle egzersiz öncesi tüketilen yeşil çay hem metabolizmayı hızlandırıyor hem de yoğun egzersizin yan etkisi olarak üretilen serbest radikallere karşı vücudu koruyor. Yeşil çayın faydaları bunlarla da sınırlı değil. Kalpten damarlara, ciltten bağışıklık sistemine vücuda sayısız yarar sağlıyor. Aslında yeşil çayı öyle çok fazla içmenize de gerek yok. Günde 2 fincan yeşil çay size yeterli. Yine de “daha fazla antioksidan almak istiyorum” diyorsanız bu miktarı günde 3-4 fincana kadar çıkarabilirsiniz. Yeşil çayın kafein bakımından siyah çaydan daha masum olduğu ancak yine de 1 fincan yeşil çayda yaklaşık 50-100 mg kafein bulunduğu aklınızda olsun.
Dr. Ece Hattat
ece.hattat@mynet.com