MERSİN (İHA) - Narenciye üreticileri, ürünlerinin para etmemesi nedeniyle zor günler yaşıyor. Alıcı bulamayan narenciye ürünleri, dalında ve yerlerde çürürken, üreticiler, teşviklerin artırılmasını istiyor.
Türkiye'deki narenciye üretiminde önemli bir yere sahip olan Mersinli üreticiler, bu yıl ürünlerinin para etmemesi nedeniyle zor günler yaşıyor. Yaklaşık 70 bin dönüm narenciye bahçesinin bulunduğu kent merkezinde, 600 bin ton civarında narenciyenin satılamadığı için dalında kaldığı bildiriliyor. İhracata verilen teşvikin yetersizliği ve iç piyasadaki tüketimin azlığı nedeniyle, narenciye piyasasının maliyetin altına düştüğünü dile getiren üreticiler, çiftçinin bitme noktasına geldiğini ifade etti.
Mersin merkeze bağlı Bekirde Beldesi'nde narenciye üreticiliği yapan Turhan Hız, 20 dönüm bahçesi bulunduğunu, narenciyenin bu yıl para etmemesi nedeniyle çok zor duruma düştüğünü söyledi. Bahçesindeki meyvenin yarısının yerde olduğunu, dalındakinin de para etmediğini dile getiren Hız, "100 bin liraya, 130 bin liraya meyve satıyoruz. Zaten bunun maliyeti bize 135 bin lira. Ne yapacağımızı biz de şaşırdık. 150 bin liralık gübre 350 bin lira oldu, 50 milyona aldığımız ilaç 70-80 milyon liraya yükseldi" dedi.
Hükümetin üreticiye çok cüzi oranda prim verdiğini kaydeden Hız, "20 dönüm bahçem var, bize verdiği 200 milyon lira destek. 2004 yılının parasını da daha yeni alabildik. Biz aslında bu parayı da istemiyoruz, ihracata destek versin. İhracatçı bizim malımızı ihraç ettiğinde, malımız haliyle zaten değer kazanacaktır. Önceki yıllarda 80-100 dolar civarında ihracata teşvik veriliyordu. Biz de 450 bin liraya portakal, 600 bin liraya mandalina satıyorduk. Şimdi 100 bin liraya, 150 bin liraya satamıyoruz. Herkes isyan noktasında. Köyün yüzde 50'si ya Tarım Kredi Kooperatifi'ne ya da Ziraat Bankası'na borçlu. Bu şartlarda nasıl borcumuzu ödeyeceğiz? Avrupa Birliği devletleri 180-230 dolara kadar ihracatçıya ton başı destek veriyor. Mısır 160 dolar veriyor, bizimkiler önceki hükümetlerin verdiği 80-100 dolarlık desteği 30-40 dolara düşürdüler. Onu da elektrik parası ve vergiyle mahsuplaşıyorlar" diye konuştu.
Aynı beldedeki bir başka üretici Hikmet Demir de hükümetin çiftçiye yapacağı yardımlar konusunda Ziraat Odası'na hiç danışmadığını ve üreticiden kopuk bir çalışma yürüttüğünü savundu. Bürokratların kendi kafasından bir hesap yaptığını ve o hesapların da bölgelere göre yanlış çıktığını söyleyen Demir, "Mesala bizim buraya dönüm başına 15-16 milyon lira destek veriyor. 1 milyon lira gübre desteği, 2 milyon lira da mazot desteği ile 18-19 milyon liraya ulaşıyor. Bunu da 3 taksitte veriyor. Mersin merkezdeki arazilerin taksimatı küçük. En büyüğü 50 dönüm. 50 dönümlük bir bahçede destek 1 milyar lira yapıyor. Biz bunu almak da istemiyoruz. Çünkü bizim burada 1 dönüm narenciyenin maliyeti 500-600 milyon lira. Bu miktarın içinde 20 milyon destek verilmesi pek mühim değil. Bizim hükümetimizden istediğimiz, ihracatçılarımızın dış pazarlarda rekabet edecek düzeye getirilmesi. Bize vereceği primi veya diğer teşvikleri bir fondan ihracatçıya verirse daha faydalı olur" şeklinde konuştu.
BAŞBAKAN'IN MERSİN ZİYARETİ NARENCİYE FİYATLARINI YÜKSELTTİ Fethi Aydıngüler adlı narenciye üreticisi ise 2003 yılından bu yana Mersinli narenciye üreticilerinin zor günler yaşadığını söyledi. Girdi maliyetlerinin yüzde 200-250 oranında artmasına rağmen, daha evvel kilosu 450-500 bin liraya satılan narenciyenin şu anda 150 bin liraya alıcı bulamadığını belirten Aydıngüler, şöyle konuştu:
"Hal Yasası da üreticimizi zor duruma soktu. Burada 150 bin liraya satılamayan ürün İstanbul, Ankara gibi büyük illerde 1.5-2 milyon liraya satılmakta. Haliyle halkın da alım gücü düşük olduğu için, vatandaş evine ancak 1-2 kilo portakal alabilmekte. Bu da dolayısıyla iç piyasadaki tüketimi azaltmakta. 2003 yılından bu yana üretici, elinde birikimi varsa birikimini harcadı, olmayan tarlasını, bahçesini satma konumuna geldi. Şu anda emlakçılarda birçok narenciye bahçesi satılık durumda. Narenciye, özellikle Çukurova Bölgesi'nde çok büyük bir istihdam kaynağıdır. Ama ne hikmetse, hükümetimiz bunu göremiyor. Şu anda en az 1.5 milyon insan bu narenciye sektöründe ekmek yemekte."
Mersin Ziraat Odası Başkanı Salim Ongun ise kilosu 100 bin liraya kadar düşen narenciyenin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Mersin ziyareti ile 150-200 bin liraya yükseldiğini söyledi. Başbakanın ziyaretinin narenciye sektörüne olumlu yansıdığını belirten Ongun, ancak 78 yaşında olduğunu ve bu seneye kadar narenciyenin bu şekilde para etmediği bir yıl görmediğini ifade etti. Narenciye üreticisinin ürününü 100 bin liraya, 150 bin liraya satamadığını dile getiren Ongun, "Satanlar da bu fiyata sattı. 2 gün önce 130 bin liradan bahçe satıldı. Yürekler acısı bir durum. Bu çiftçi ne yiyecek, ne içecek. Biz Ziraat Odası olarak temmuz ayında hükümetimizle görüşmeye başladık. Dedik ki, 'Bütün Avrupa Birliği ülkeleri İspanyası, İtalyası, Amerikası 200-300 bin lira çiftçiye destek veriyor.' Biz de bunu istiyoruz, ihraç edilen mala destek verilsin. Gerek yazışmalarla gerekse bizzat gidip söyledik. Eylül ayının sonuna doğru hükümet limona 50 dolar, portakala ve greyfurda 40 dolar verdi. Bu da bize intikal etmedi. Çünkü çiftçi borçlu. Şu anda elimizde 500-600 bin ton portakal kaldı. Çok mağduruz. Çok açık söylüyorum çiftçi aç. İç tüketim olmuyor. Vatandaş yemiyor, almıyor. Yemeyince sürüm de olmuyor" diye konuştu.
Geçen yıl portakalın kilosunu 500 ile 600 bin lira arasında sattıklarını, bu yıl 150 bin liraya alıcı bulamadıklarını ifade eden Ongun, mazota, gübreye sürekli zam yapıldığını ve girdi fiyatlarının yükseldiğini belirterek, "Hükümetimizden rica ediyoruz; Türk köylüsünü, Türk çiftçisini, Mersin, Adana, Antalya narenciye üreticisini kurtarmak istiyorsa teşvikin 100 dolara çıkarılması gerekir" dedi. 'f0i ile 18-19 milyon liraya ulaşıyor. Bunu da 3 taksitte v