ANKARA (İHA) - Anavatan Partisi (ANAP) Genel Başkanı Nesin Nas, merkez sağda yeni bir oluşuma sıcak baktıklarının mesajını vererek, "Yeni bir tüzel kişilik de dahil olmak üzere herşeye kapımız açık" dedi. Şu anda gündemlerinde böyle bir konunun yer almadığına da işaret eden Nas, ANAP olarak birleşmenin şartlarını, "Değişimin niteliği konusunda uzlaştığımız, bunun vizyonunda anlaştığımız, politikalarında ve önceliklerinde anlaştığımız her şeye kapılarımız açıktır" sözleriyle açıkladı.
ANAP Genel Başkanı Nas, bugün Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı öncesi bir basın toplantısı düzenledi. Nas, MKYK toplantısında seçim sonuçlarını değerlendireceklerini belirtti. Nas gazete ve televizyonlarda çıkan ve ANAP'ın seçim sonuçlarını başarı olarak değerlendirdiği yolundaki haberlerin yanlış olduğunu belirterek, "Ben hiçbir basın toplantısında bu seçim sonuçların bir başarı olarak ilan etmedim. Yüzde 2.5 oranına başarı diyecek kadar da siyasi davranış biçiminde bir genel başkan ve parti değiliz. Yüzde 2.5 ne ifade ediyorsa odur. Biz başarılı olduğumuzu iddia etmiyoruz. Benim söylediğim şudur. Bu baz aldığınız orana göre değişir. Seçimi baz alırsak biz fevkalade başarısızız. Anketleri baz alırsak eh bir kıpırdanma varmış gibi görünüyor. Ancak, biz bu yüzde 2.5'u sıfır olarak, başlangıç noktası olarak görüyoruz" diye konuştu.
Nas 2. bir yanlış haberin de ANAP adayının Zonguldak'ta hiç oy alamaması olduğunu söyleyerek, "Zonguldak'ta seçime girmedik ki oy alalım" dedi.
Kendisine ANAP'ın bundan sonra ne yapacağının sorulduğunu ifade eden Nas, şunları söyledi:
"Seçim sonuçlarının çok doğru okunduğunu düşünmüyorum. Merkez sağın adresinin belli olduğu yorumlarına katılmam mümkün değil. Bu seçim geçmişte olduğu gibi değişim yanlıları ile statükoyu korumak isteyenler arasında cereyan etmiştir. Değişim yanlıları özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi'ne (AK Parti) yönelmiştir. Çünkü AK Parti 3 Kasım seçimlerinde sistemi değiştirme söylemiyle başa gelmiştir. Halen de sistemi değiştirme konusunda AK Parti önemli bir adres olarak görülmektedir. Özellikle Kıbrıs ve Irak gelişmeleri ve bunların içerideki uzantıları nedeniyle statükoyu korumak isteyenler ve değişime karşı olanlar da Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Doğru Yol Partisi'nde (DYP) toplanmışlardır. Değişime karşı olanların oylarına bakıp da merkez sağın adresi olarak orayı göstermek yanlış bir yargıdır. Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) aldığı oylarda da aynı şey geçerlidir. AK Parti'nin temsil ettiği değişime karşı çıkma ve tehdit altında olduğu varsayılan laik değeri ve ulusal düzeni koruma dürtüsü CHP'ye özellikle büyük kentlerde ödünç oy yüklemiştir. Bu nedenle bu seçimin sonuçlarına bakıp da merkez sağın, merkez solun adresleri belli oldu gibi şeyler söylemek için çok erkendir."
Merkez sağ ve merkez solun gerçekte, "Türkiye'nin değişime ilişkin kaba ayarlarını yaptığı ve bütün bunları tamamladıktan sonra, Avrupa Birliği (AB) ile müzakereler başladığı andan itibaren" ortaya çıkacağını belirten Nas, bunun ancak ince ayarlar dönemine gelindiğinde belli olacağını kaydetti. Merkez sağ ve solun gerçek adresinin ancak, konjonktürel krizden beslenen siyasi yapının ortadan kalkmasıyla mümkün olacağına değinen Nas, "Henüz siyasette zemin kaygandır. AB ile müzakere masasına oturduktan sonra Türkiye'nin siyasi yapısı da ona göre değişecektir ve belirlenecektir" şeklinde konuştu.
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Nas, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın birleşmede oy oranlarının göz ardı edilmemesi gerektiği konusundaki açıklamasının hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti:
"Mehmet Ağar'ın baktığı çerçeveden baktığımızda, söyledikleri kendi içinde son derece tutarlıdır. Belli partileri merkez sağın partileri olarak görürseniz o zaman ortaya gerçekten bir çıta koymak gerekir. O çıta da kendisinin ileri sürdüğü gibi yüksek oy oranının çıtası olmazı lazım. Ancak merkez sağın henüz ne parametreleri belirlendi, ne de Türkiye'de merkez sağın zeminini teşkil edecek bir politika belirlendi. DYP'nin aldığı oylar bu çerçevede Kıbrıs'taki gelişmeler nedeniyle özellikle daha çok mevcut durumu korumak isteyenlerin yöneldikleri bir adres olmuştur. DYP'nin aldığı oyların ağırlığı bundan kaynaklanmaktadır."
Seçim öncesinde ANAP'tan DYP'ye birçok kişinin katıldığını ve aday oyduğunu belirten Nas, DYP'nin 3 Kasım'da 9.5 olan oy oranının 9.9'a ulaştığını vurguladı. Nas, "Çatıların birleşmesinin bir sinerji yaratsaydı, bizden giden arkadaşların katkısıyla DYP'nin oy oranı 15-16 olması gerekirdi" dedi.
Birleşmenin somut olarak ne zaman gerçekleşebileceği yönündeki bir soruya Nas, "Şu aşamada, gündemimizde böyle birşey yok. Şu anda biz merkez sağın nerede konumlanacağını tartışacağız" karşılığını verdi.
ANAP'ın değişimden mi statükodan mı yana olduğunun sorulması üzerine Nas, "ANAP kurulduğundan bu yana değişimden yanadır. ANAP ne zaman statükoya kaysa erimeye başlamıştır. Yönünü yeniden değişime çevirmiştir. Ancak, geçmişteki erimeyi durdurmaya muvaffak olamadık" diye konuştu.
Nas, Kıbrıs çözüldükten ve AB ile müzakere masasına oturulduktan sonra laiklikle ilgili kuşkuların ortadan kalkacağını belirterek, "Artık temel bir takım meseleler etrafında çalışma ve krizden beslenen bir siyasetin devam etmesi de mümkün olmayacaktır. Ondan sonra siyasetin yeni birşey söylemesi lazım. Ortaya yeni birşey koyması lazım. ANAP değişimden yanadır, ama değişimin niteliğini tartışıyor" açıklamasında bulundu.
DYP yada ANAP çatısı altında bir birleşme olup olmayacağı ve bu konuda kırmızoir yargıdır. Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) aldığı oylı çizgilerinin olup olmadığının sorulması üzerine Nas, "Hayır kırmızı çizgimiz yok. Değişimin niteliği konusunda uzlaştığımız, bunun vizyonunda anlaştığımız, politikalarında ve önceliklerinde anlaştığımız her şeye kapılarımız açıktır. Yeni tüzel bir kişilik de dahildir buna" şeklinde konuştu.