Öğrencilerin sınavlardaki başarısızlığı
ESKİŞEHİR (İHA) - Eğitimci-yazar Necip Güven, LGS'de 64 bin 598, ÖSS'de ise 32 bin 177 adayın sıfır puan almasında asıl suçlunun, çocuklarını korkulara programlayan anne-babalar ile ezberci sistem ve öğrencilerine güven duygusunu aşılayamayan eğitimciler olduğunu söyledi.
Eskişehir Ziya Gökalp İlköğretim Okulu'nda sınıf öğretmeni olarak görev yapan 20 yıllık eğitimci Necip Güven, ÖSS ve LGS'de rekor sayıda öğrencinin başarısızlığını değerlendirerek, "Türk toplumunda başarısızlıklarda suçlu kolayca bulunur. O suçlu da bellidir, sistem" dedi.
Büyüklerin yaptığı yanlışlara karşı suçu hemen sistemin üzerine attığını ifade eden Güven, "Yıllardır büyükler olarak kendimizi değiştirmeyi düşünmediğimiz ve bu konuda önemli projeler geliştirmediğimiz için aynı yanlışlara devam ediyoruz. Sistem dediğimiz şey, toplumsal olarak düşünce yapımızın bir ürünü olduğu için, biz olumlu yönde değişmedikçe, sistemde de önemli bir değişiklik olmayacaktır. Sistem, topla, tüfekle değişecek bir olgu değildir. Toplumumuzda büyükler kendilerini geliştirip çözümler aramaya odaklandığında, sistemin de olumlu şekilde değiştiğine şahit olacağız. Suçu başka yerlerde aramayalım. Suçlu sistem, sistem de biziz" diye konuştu.
"Matematikle Barışıyorum" kitabının da yazarı olan Necip Güven, öğrencilerdeki matematik korkusunun kaynağının büyükler olduğunu savundu. Güven, bunun yıllardır
uygulanan yanlış öğretimden kaynaklandığını ileri sürerek, şunları söyledi:
"Çocuklar matematikle ilgili yanlış düşünceleri büyüklerinden miras olarak aldılar. Eğer eğitimciler olarak bu yanlışları düzeltmezsek, aynı zararlı ve yanlış düşünceleri çocuklarımıza ve torunlarımıza kötü bir miras olarak bırakacağız. Bu durum, giydiğimiz bir ceket, pantolon ya da düğmeli bir elbisenin ilk düğmesini yanlış iliklemeye benziyor. İlk düğmeyi yanlış iliklersek, diğer düğmeleri de yanlış iliklemiş oluyoruz. Bu durumu düzeltmek için bütün düğmeleri söküp, tekrar ilk düğmeyi doğru iliklememiz gerekir. Toplumda matematikte başarının sağlanması için toplumsal uzlaşma gereklidir. Matematikte yeni yollar keşfetmedik. Çocuk, yıllar sonra babasıyla aynı eğitimi alıyor. Sporun çeşitli dallarında yapılan atılımları eğitimde de yapıp, Türk çocuklarının ve gençlerinin dünya ile her alanda yarışabileceğini gösterebiliriz. Çocuklar bizim aynamız, onlara kızmak yerine aynaya bakarak yanlışlarımızı düzetmeliyiz".
Necip Güven, ailece yapılan eğitimlerin daha verimli olduğunu sözlerine ekledi.
