İSTANBUL (İHA) - Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, hazırlanan Bankalar Kanunu ile ilgili eleştirilerin normal olduğunu, ancak tepkilerin ön yargılı ve yanlış bilgiye ve bilgilendirmeye dayanmasının hoş olmadığını söyledi.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) ile Dünya Bankası'nın ortaklaşa düzenlediği "Aktif Satışı ve Varlık Yönetim Şirketleri" konulu konferans İş Kuleleri'nde gerçekleştirildi. Konferansa Bakan Abdüllatif Şener, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Tevfik Ertürk ve Dünya Bankası baş ekonomisti Rodrigo Chaves konuşmacı olarak katıldı.
BDDK Başkanı Tevfik Bilgin konferansta yaptığı konuşmada, Bankaların makroekonomik dataları sarsacak hassas yapılar olduğuna dikkat çekerek, "Bankalar itibar müesseseleridir. Hem banka ve yöneticilerinin bir sorumluluğu, hem de devletin bu bankaların denetlenmesiyle kamuoyuna karşı sorumluluğu var. Bu bakımdan bankacılık sektöründeki denetim fevkalade önemlidir. Bundan sonra statik denetimden dinamik denetime doğru bir geçiş söz konusu olacak. BDDK da hem uzaktan hem de yeniden denetim şeklinde 2 ayrı denetim var. Bunlar birbirine rakip değil, eksikliklerini gideren bir sistem. Sistemde BDDK'dan sonra bağımsız denetim firmaları önemli ikinci yapı. Maliye Bakanlığı ve Başbakanlık birimleri, banka teftiş kurulları ve banka içi kontrol elemanları da denetimde önemli faktörler" dedi.
Türkiye'de bankacılığın 179 milyar dolar gibi toplam aktif büyüklüğüne bakıldığında çok sığ durumda olduğunu ve derinleşmesi gerektiğini belirten Tevfik Bilgin, "Türkiye'nin potansiyeli buna müsait ve önü de açık" dedi. Bilgin, bankacılıkta birçok olaydan dersler alındığını, bunun en önemlisinin de kurumların bağımsızlığı ve bağımsız karar alabilmeleri olduğunu söyledi.
Hazırlanan Bankalar Kanunu'na da eleştiriler aldıklarını belirten Bilgin, ancak eleştirilerin kanunun selameti açısından önemli olduğunu fakat eleştirilerin ön yargılı, yanlış bilgi ve bilgilendirmeye dayanmasının kendilerini hoşnut etmediğini, tüm yapılan eleştirileri de dikkatle değerlendirdiklerini, eleştirilere açık olduklarını kaydetti.
Konuşmasında İmar Bankası olayına da değinen Tevfik Bilgin, banka ile ilgili 2003 öncesi kayıtlara hala ulaşılamadığını söyledi. İmar Bankası'ndaki kayıt dışılığın ÇEAŞ ve Kepez'de de görüldüğüne işaret eden Bilgin, "Organize olayla karşı karşı karşıyayız. Bir kere 170 personelle birlikte banka yönetimi birden istifa etti. Bankanın pasifini biliyoruz ama kayıtların yetersizliği sebebiyle aktifini göremiyoruz. Banka içinde genel müdür yardımcıları dahi mevduatın gerçek durumunu bilmiyor. Demek ki 3-5 kişinin bilgisi dahilinde yapılan çok organize bir olay. İmar Bankası'nın devlete faturası 14 milyon yoksulun 3 yıllık kira, yiyecek, giyecek masrafına eşit bulunuyor" diye konuştu.
Diğer yandan Dünya Bankası baş ekonomisti Rodrigo Chaves de Türkiye'de bankacılık sektörünün her geçen gün daha iyi duruma gittiğini ve krizlere karşı kırılganlığının giderek azaldığını söyledi. Chaves bu dönemde sektörde reformun düşünülmesi ve uygulama yollarının açılması yönünde harekete geçilmesi gerektiğini belirterek, bankacılık sektöründe risk yönetim sisteminin finans yönetiminde güçlendirilmesine önem verilmesi, bağımsızlık ve özerkliğin gerekliliğine işaret etti.