HABER

Özbek: "Taslak geçerse orta direk yıkılır"

Kuvvetler ayrılığı ilkesinin hukuk sisteminin orta direğini teşkil ettiğini belirten HSYK Başkanvekili Özbek, "Tasarının geçmesi orta direğin yıkılması anlamına gelir" dedi.

ANKARA (A.A) -Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özbek, bir gazetecinin hakim ve savcı kararnamesiyle ilgili daha önce yaşanan ve krize dönüşen bir sürecin dün de yaşandığına ilişkin sözleri üzerine Özbek, ''Dünkü olay, benzerini yaşadığımız başka bir olayın tekrarı gibiydi. Başka bir müsteşar arkadaşımız tarafından gerçekleştirildi'' dedi.

Bir kurul üyesinin verdiği önergeye karşı Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman'ın, önergenin görüşülemeyeceğini belirterek, Kurul toplantısını terk ettiğini anlatan Özbek, bu nedenle toplantıyı yapamadıklarını ve bunu tutanağa bağladıklarını ifade etti.

Özbek, ''Bu tavır, hakim ve savcıları yeni HSYK seçsin tavrı mıdır?'' sorusunu, ''Önümüzdeki süreç zaman alan bir süreç. Kurulun yapması gereken asli görevlerinden olan birtakım atama ve yetki düzenlemeleri olacaktır ancak yapılan uygulamanın başka türlü yorumlanması bizim açımızdan söz konusu olmadı'' diye yanıtladı.

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'in, ''Anayasa değişikliği taslağının Anasaya'ya aykırı bir düzenleme olduğu'' yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Özbek, ''Sayın Yargıtay Başkanımızın bu konudaki söyleminin altının boş olduğu hiçbir zaman söylenemez. Yılların hukukçusudur. Kendisiyle birlikte çalışan çok değerli hukukçu kadrosu vardır. Muhakkak ki bir değerlendirme sonucudur o'' dedi.

Kurulun dünkü toplantısında Ertosun'un ''mini bir kararname'' hazırladığının iddia edildiğini belirten bir gazeteciye Özbek, ''Herhangi bir kararname, herhangi bir liste, herhangi bir taslak hatta yaz kararnamesinde haksız olarak bize yöneltilen, yakıştırılan korsan bir taslak ve liste söz konusu değildi'' dedi.

Bir gazetecinin, ''Taslak size ulaştırıldı mı yoksa basından ve internetten mi edindiniz?'' sorusu üzerine Özbek, taslağın kendilerine hiçbir zaman olması gereken yoldan ulaşmadığını, metni internetten indirdiklerini hatta sekreterlerinden birinin bir basın kuruluşundan faksla metni istediğini söyledi.

Özbek, ''Sizce bir uzlaşma olabilecek mi?'' sorusunu yanıtlarken, ''Uzlaşabilmek için sizin muhatap alınmamız gerekir. Taslağın gönderilmediği bir yerle uzlaşma gibi bir oturmaya hakkınız olup olmadığını karşı taraf tartışır'' diye konuştu.

-''TÜRK MİLLETİNE KARŞI BORÇLUYUM''-

Kadir Özbek, ''Değişikliğe karşı durmanız, hükümet tarafından statükonuzu koruma amaçlı bir direnç olarak yorumlandığı'' sözleri üzerine şunları kaydetti:

''Bizi en çok inciten eleştirilerden birisi bu. Eleştiri kelimesi buraya tam uyar mı bilemiyorum çünkü biz savunmadayız, savunma yapıyoruz. Buradaki arkadaşların, ben dahil tümü, ülkenin en ücra yerlerinde genç yaşımızda mesleğe başlayarak tozlu dosyaların arasından, gaz lambalarının altından buralara geldik. Değişik yerlerde kendimizi kanıtlayarak belli bir başarı ve aranılan çizgiyi muhafaza ederek buralara geldik. Bizi buraya Bakanlar Kurulu atamadı. Bize 'atananlar ve seçilenler' deniyor. Hakim ve savcı kesinlikle atanan kişi değildir.''

HSYK Başkanvekilliği görevinin yıl sonunda biteceğini, üye Musa Tekin'in görevinin de kendisinden iki ay önce sona ereceğini dile getiren Özbek, sözlerine şöyle devam etti:

''Biz buraları bırakıp gideceğiz. Emekliliğime üç yıl kadar kaldı. Ben bunun dışında ne bekleyebilirim? Ama şuna karşı borçlu hissediyorum, aynı duyguları arkadaşlarım da paylaşıyor, bu noktaya gelebildiğim, bu noktada yer aldığım süreye kadar olan mesleki geçmişime karşı borçluyum. Bundan sonra da benden sonra gelecek genç arkadaşlarıma karşı borçluyum ve bundan daha önemlisi Türk milletine karşı borçluyum, adalet duygusuna karşı borçluyum. Onun dışında hiçbir beklentimiz yok.'' Taslağa ilişkin endişelerini Kurul toplantılarında Adalet Bakanı'na veya müsteşarına aktarıp aktarmadıklarının sorulması üzerine Özbek, Müsteşar Bey ile toplantılarda bulunuyoruz. Düne kadar herhangi bir sorunumuz yoktu'' dedi.

''İkinci kez 'Yargı savunmada' dediniz. Bunu biraz açar mısınız?'' sorusuna da Özbek, şu yanıtı verdi:

''11 Kasım idi sanırım size ifade etmiştim, tüm kamuoyunu yakından ilgilendiren dinleme ve izleme olayları vardı. İstanbul Başsavcımızın ve Yargıtayın, daha sonra da Danıştayın telefonlarının dinlenilmesi iddiaları söz konusuydu. Yargı üzerine özellikle telefon dinlemeleri, izlemeleriyle ilgili çıkarılan yönetmeliğin 98. maddenin (ç) bendiyle ilgili olarak da bir baskı ve ağırlık olduğunu, bütün arkadaşlarımızla bize gelen izlenimlerden ve ifadelerden bildiğimiz gibi, şimdi size açıklayamayacağım, disiplin dosyalarının içinde kalması gereken bazı bilgiler ve izlenimlerden edinerek söylemiştim. ''

-''DEVLETİN ÇATISI ÇÖKER''-

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, taslakla ilgili yüksek yargı organlarıyla görüşme yapmayacaklarını söylediğinin belirtilmesi üzerine Özbek, tüm söylemlerinde mümkün olduğu kadar siyasi nitelik taşımayacak ifadeleri kullanmaya çalıştıklarını kaydetti.

Özbek, şöyle konuştu:

''Zaman zaman bilinçli olarak siyaset zeminine çekilip yargının siyasallaştığı ve bu şekilde de eleştirilmesi gerektiği noktalarına getirilmek istendiğimizi hissediyoruz. Bunu şimdi sizden duydum. Zaman zaman 'Yargı hedeftir, yargı savunmadadır' derken demek ki kutupların tam keskin şekilde oluştuğu, birbirleriyle görüşmeyecek, görüşemeyecek kadar birbirlerinden ayrılmış olduğu ifade edilmiş. Ben dinlemediğim için başka bir şey söylemeyeceğim.''

Kadir Özbek, ''Taslak bu şekilde geçerse Türkiye'yi neler bekliyor?'' sorusuna karşılık, "bu taslakta en önemli konu, eğer böyle geçerse, kuvvetler ayrılığı ilkesi zedelenecektir. Kuvvetler ayrılığı ilkesi biliyorsunuz Anayasamızın başlangıç hükmünde yer alan ana unsurlardan olup, yine Anayasamızın egemenliğin devletin organları eliyle kullanılmasını düzenleyen 6. maddesinde, 7-8 ve yargıyla ilgili 9. maddesinde yer alan 'devletin hukuk sisteminin orta direğini teşkil eden' ilkedir. Eğer böyle geçerse orta direğin yıkılması anlamına gelir. Kuvvetlerden birinin ki bu kuvvet sessiz, sedasız kendisini sessiz olma konumunda görmeye çalışan ancak diğer kuvvetleri de denetleme görevi kendisine verilmiş olan yargı aleyhine işliyorsa devletin temelinin, devletin çatısının çökmesi demektir''diye yanıt verdi.

En Çok Aranan Haberler