İZMİR (İHA) - Çevre ve Orman Bakanlığı Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürü Mustafa Yüksek, sadece devlet ormanlarında değil, hazine arazilerinde de özel ağaçlandırmanın devam etmesi gerektiğini belirterek, özel orman için köy tüzel kişiliklerine verilen krediyi hibe kredisine dönüştürmek için çalışma yaptıklarını açıkladı.
Orman Mühendisleri Odası Genel Merkezi tarafından düzenlenen ve yarın gerçekleştirilecek olan "Türkiye'de Özel Ağaçlandırmalar" konulu panele katılmak üzere İzmir'e gelen bakanlık yetkilileri, uzmanlar ve bilim adamlarına bugün Bergama ve Manisa'nın Akhisar İlçesi'ndeki özel ağaçlandırma sahaları gezdirildi. Gezi sırasında, özel ormanların bulunduğu bölgelerin orman işletme şefleri, muhtarlar ve köylüler sunumlar yaparak, uygulamada yaşananları anlattılar. Kozak Yaylası'ndaki özel fıstıkçamı ağaçlandırma sahaları hakkında bilgi veren Orman İşletme Şefi Zafer Seloğlu, özel ağaçlandırma çalışmalarının 1992 yılında 81 hektarlık alanda Karaveliler Köyü'nde fıstıkçamı ağaçlandırmasıyla başladığını, 2004 yılı sonu itibariyle 6 köyde toplam 812.5 hektar sahaya ulaşıldığını, bu sahalarda toplam 174 bin 987 adet fıstıkçamı fidanı dikildiğini söyledi. Özel orman alanının tamamının mülkiyetinin Devlet Ormanı olduğunu vurgulayan Seloğlu, 2004 yılı itibariyle kullandırılan kredinin ise 76 bin 893 YTL olduğunu belirtti. Seloğlu, dikilen fidanların henüz optimum verime ulaşmamasına rağmen ortalama hane başına gelirin ise 8 milyar lirayı bulduğunu kaydetti.
"KREDİLER HİBE OLACAK"
Geziye katılan Çevre ve Orman Bakanlığı Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürü Mustafa Yüksek, sadece Devlet Ormanları'nda değil, hazine arazilerinde de bu ağaçlandırmanın devam etmesinin çok büyük önem arz ettiğini söyledi. Kredilendirme konusunda da çalışmalarının olduğunu açıklayan Yüksek, şöyle konuştu:
"İnşallah yakında, yarınki toplantıda da açıklayacağım, köy tüzel kişilikleri tarafından yapılan özel ağaçlandırma kredilerinin tamamı karşılıksız olarak, hibe olarak verilebilmesi konusunda son noktaya gelinmek üzere. Antrak kalamadığımız 3-4 yer var. Konuyu açtığımız takdirde verilen kredilerin bundan sonra karşılığı da alınmayacak, tamamen hibe olacak. Maliye ile de o konuda anlaşmak üzereyiz. Bütün birinci derecede önceliğimiz o."
Özel ağaçlandırmanın önündeki sorunları aşmak için devlet olarak, genel müdürlük olarak gayret sarf ettiklerini ifade eden Mustafa Yüksek, "İşte Türkiye'yi görüyorsunuz; biz buna benzer çok güzel yenilikler yaparken, bir sivil toplum örgütümüz, veya başka bir eylem grubu, düşünce grubu mahkemelere gitmek suretiyle bazı şeyleri engelliyor" dedi.
"13 MİLYON NÜFUS GÖÇ ETTİ"
1987 yılında çıkartılan Özel Ağaçlandırma Yasası'nın Türkiye genelinde yeterince başarılı uygulanamadığını ileri süren Orman eski Genel Müdürü Abdurrahman Sağkaya da, Kozak Havzası'nda çok güzel bir neticenin elde edildiğini ve mutlu bir orman köylüsünün olduğunu vurguladı. Sağkaya, şunları söyledi:
"Bu ormancılık faaliyetlerinin neticesinde fert başına düşen ortalama gelir 2 bin 500 dolar. Türkiye'de orman köylüsünün ortalama geliri 300 dolar. Tarımda, ovadaki nüfusun ortalama geliri bin 700 dolar. Ama biz burada 2 bin 500 doları bulmuşuz ve mutlu insanlar ortaya çıkarmışız. Bu neyi doğuruyor? Buradaki 8 bin kişi İzmir'e göç etmeyecek, bunun anlamı budur. Bizim 1981 yılındaki orman köyleri nüfusumuz 11 milyondu. 2005'te normal nüfus artışına göre 20 milyon olması gerekiyordu, ama 7 milyondur. Yani orman köyünden kopan 13 milyon nüfustur. Şu başarıyı gösteremediğimiz diğer yerlerdeki nüfus şimdi İstanbul'u, Ankara'yı, İzmir'i gecekondularla tehdit ediyor, baskı yaratıyor. Şayet biz bunu çok geniş alanlarda, 1 milyon hektarda uygulayabilseydik; bu kadar nüfusun göçünü önlemiş olacaktık. Bütün Avrupa ülkelerinde dağ nüfusunun göçünü engellemek için yaptıkları tek şey, onların gelirlerini artırmak olmuştur.
Dolayısıyla, biz bu özel ağaçlandırmayı geniş alanlarda yapabilseydik, birçok şehirde lüzumsuz nüfus birikmesini önlemiş olacaktık. 13 milyon nüfus bizim hesabımıza göre son 25 sene içerisinde İstanbul, İzmir, Ankara'ya göç etmiş ve burada sosyal baskı yaratmaktadır, sorun yaratmaktadır. Bunların sorunlarının çözümünün maliyetini, şu verdiğimiz kredilerle mukayese edersek kat kat fazladır. Yani, biz burada işi çok ucuza hallediyoruz."
"KOZAK'TA 36 YILDIR CİDDİ BİR YANGIN OLMADI"
Orman alanlarındaki en büyük sıkıntısı yangınlar ve mülkiyet konusunda çektiklerini belirten İzmir Orman Bölge Müdürü İsmail Üzmez ise, orman köylüsünün buradan doğacak imkanlardan yararlanmak istediğini belirtti. Özel ağaçlandırmanın olduğu bölgelerde ormanın köylü tarafından daha büyük bir itinayla korunduğunu ifade eden Üzmez, Kozak Yaylası'nda 36 yıldır önemli bir yangının olmadığını, çıkanlarında henüz başlangıcında söndürme ekipleri gelmeden köylüler tarafından söndürüldüğünü söyledi. Üzmez, "Kozaklı bu işe sahip çıkıyor. Bizim bir yıllık yangın giderimiz 16.5 trilyon lira, Kozak'ın ise bunda hiç payı yok" dedi.
Özel ağaçlandırma sahalarındaki gezi daha sonra Akhisar'da devam etti.